Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TCMB tarafından hazırlanan temmuz ayına ilişkin İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi açıklandı.
Buna göre, Reel Kesim Güven Endeksi, temmuzda geçen aya göre 2,5 puan azalarak 100,3 seviyesine düştü. Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi 1,8 puan gerileyerek 98,7 seviyesinde gerçekleşti.
TCMB'den yapılan Reel Kesim Güven Endeksi açıklamasında şöyle denildi:
"Mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) bir önceki aya göre 2,5 puan azalarak 100,3 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, iç piyasa sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği görülmektedir. Üretim hacmi ve ihracat sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyrin ise azalış bildirenler lehine döndüğü gözlenmektedir.
Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği, mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise bir önceki aya göre zayıfladığı görülmektedir.
Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde artış bekleyenler lehine olan seyrin bir önceki aya göre güçlendiği, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyrin ise bir önceki aya göre zayıfladığı görülmektedir. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcaması ve gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentilerin de zayıfladığı gözlenmektedir.
Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ile son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı görülmektedir. Gelecek üç aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentilerin ise güçlendiği gözlenmektedir. Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 1,8 puan azalarak yüzde 51,8 seviyesinde gerçekleşmiştir.
2024 yılı Temmuz ayında, ankete katılan işyerlerinin yüzde 55,7‘si üretimlerini kısıtlayan faktör bulunmadığını belirtirken, yüzde 13,8‘i talep yetersizliğinin üretimlerini kısıtlayan en önemli faktör olduğunu belirtmiş, onu sırasıyla işgücü yetersizliği, mali imkansızlıklar, hammadde-ekipman yetersizliği ve diğer faktörler izlemiştir."