Recep Bey güç durumda...

“Deniz” -şimdiki halde- bitti, ama CHP gemisi, karaya oturmadı... Eğer, bu operasyon ateşi ile imtihandan sarsılmadan, yalpalamadan çıkarsa, AKP iktidarına karşı ana muhalefet görevini, daha güçlü olarak yapabilir. Sadece CHP’nin değil, Türkiye Cumhuriyetinin, hatta Türk milletinin kaderi, buna bağlı! Mustafa Kemal’in “Müdafaa-i Hukuk” hareketinden, istilacılara karşı, yurdun dört bir tarafından yükselen milli direnişten çıkardığı CHP, şimdi de aynı ruhla “fuzuli şagillere” karşı direnmekten öte saldırıya geçmek zorunda. Türkiye Cumhuriyetini iç ve dış hasımlarına karşı koruyacak son kale...

Tarihi bir konuşma
Kurultayda CHP’nin 7. Genel Başkanı seçilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı -çok kapsamlı ve derin anlamlı- konuşma bana çok umut verdi. Ben CHP’deki, bu yeni dönemi “değişim” -Atatürk yolundan sapma değil- yeni bir başlangıç telakki ediyorum.
Bu vesileyle CHP içinde amblemindeki en ilerideki “milliyetçilik okuna” karşı olan ve bu sırada hemen ayaklanan tatlı su liberallerinin de, artık tasfiye edilmeleri gerekir, diye düşünüyorum. Hem Atatürk’ün kurduğu ve “6 umdesini” tespit ettiği partide olacaksın, hem de “milliyetçiliğe” karşı olacaksın; eşyanın tabiatına aykırı! Bu partiye “sosyal demokrat, liberal sol” vb.. etiketler konması da yanlış. Hele şu sırada “Atatürk’ün Partisi” demek gerek ve yeter!
Hemen söyleyeyim; umarım yeni Genel Başkan, kadrosunu kapsamlı kurar ve parti içinde bu gibilerden başka, bir de “kırgınlar” cephesi oluşmasına müsaade etmez!

Deniz bitmedi
“Fesat ve tezvirat” odaklarının kaset komplosu bir bakıma başarılı oldu; Deniz Baykal’ı istifaya zorladı... Kurbanlık koyun yere yatırılınca, bıçaklarını bileyenler çok oluyor... Ben kayıtlara geçsin diye söylüyorum: “Kasetin” uydurma olduğuna ve gerçeklerin sonunda, er veya geç, muhakkak ortaya çıkacağına inanıyorum!
Diyorlar ki; Baykal, bu kaset malum sitelere düşünce “yalandır” diyemedi. Ne zamandan beri, mağdurlar masumiyetlerini ispat etmek ve öylelikle alçaklara prim vermek zorundadırlar! Ben, aksi ispat edilene kadar, Baykal’ın mağdur ve masum olduğuna inanmakta devam edeceğim. Nitekim Kılıçdaroğlu konuşmasında, “Sayın Baykal’a yapılan komplonun failleri ortaya çıkmış değil. O failleri bulmak boynumuzun borcudur” demekle, vefakârlığını da kanıtladı! Baykal muhalefetinde etkili olduğu için, böyle bitirilmiştir, ama bitmemiştir! Politikada, öldükten sonra da hayat var. Bakın Ecevit’in ruhu ve “kasketi” Kurultaya damgasını vurdu! Rahşan Ecevit de Kılıçdaroğlu’na destek vermekle doğru olanı yaptı!

Ustura Kemal...
Kılıçdaroğlu’nun Kurultay konuşması, muhteşemdi: “Recep Bey” artık onunla kolay aşık atamayacak. Kılıçdaroğlu’nun şu anlamlı sözlerinin altını çizin; “Bunlar hukuk dediler, hukuku katlettiler, demokrasi dediler, demokrasiyi katlettiler. Bunlar onurlu dış politika diye Dubai’ye gidip 10 milyar dolara Türkiye’nin onurunu masaya yatırdılar. Medya, sivil toplum kuruluşları korkudan konuşamıyor. Söz veriyorum, özel yetkili mahkemelere de ”Korku İmparatorluğuna“ da son vereceğiz.”
Ve bence, Kılıçdaroğlu’nun şu vaadi son derece anlamlı ve önemli. Dedi ki: “Naylon faturacılardan Maliye Bakanı, Ali Dibolardan Adalet Bakanı, Kalpazanlardan Başbakan olmasın diye, Siyasi Ahlak Yasası çıkaracağız”... Yarası olan gocunsun!
Kemal Kılıçdaroğlu ustura gibi konuştu... İktidarla mücadelede, bir üslup başlattı. Artık her şey eskisi gibi olmayacak. Recep Bey için de hiç kolay olmayacak!

Bir endişe-bir uyarı
“Aşkta, savaşta ve politikada her şey mümkündür” ve hep küçük hesaplar vardır. Umarım diğer muhalefet partisi MHP de bu üsluba ve mücadeleye ortak olur, omuz verir... Ancak şimdiden seziyorum; “Recep Bey”, CHP ile MHP arasındaki olası rekabetten hisse çıkarabilir ve Bahçeli’ye yaklaşmak isteyebilir! Aman ha; bu iktidara karşı tek cephe olmanın zamanıdır. Devrildikten sonrası kolay!

Yazarın Diğer Yazıları