WebTekno''dan aktarılan bilgilere göre; Bütün İslam dünyası için son derece önemli bir ay olan Ramazan ayının dini öneminin yanında gelen bir de kültürel yapısı vardır. Bazıları ile yalnızca Türk - İslam kültüründe karşılaştığımız Ramazan gelenekleri arasında şüphesiz davulcuların ve söyledikleri manilerin yeri bir başkadır. Aslında mani, Ramazan davulcularının ritme uygun olarak söyledikleri kafiyeli sözlerden çok daha fazlasıdır.
Maalesef çoğu zaman yalnızca Ramazan ayında hatırladığımız mani, aslında Türk edebiyatı sözlü kültür geleneğinin en önemli anlatı türlerinden bir tanesidir. Ülkemizin hangi noktasına giderseniz gidin, o yöreye özgü benzersiz manilerle karşılaşmanız mümkün. Bu açıdan baktığımız zaman mani, bizim kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. İşte maniye ait bazı detaylar:
MANİ NEDİR?
Başta aşk olmak üzere pek çok farklı konu hakkında söylenebilen mani, halk edebiyatı türünün en küçük nazım biçimidir. Arapça kökenli olan mani kelimesinin Türkçedeki karşılığı ikili beyit anlamına gelen koşadır. Manilerin çoğu 7 hecelidir ve 4 mısradan oluşur ancak farklı biçimleri de vardır. a, a, b, a şeklinde kafiyelenir.
MANİ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Maninin divan edebiyatındaki karşılığı tuyuğdur.
Manilerin çoğu 7 heceli 4 mısradan oluşur.
5 mısradan oluşan ve 5, 8, 10, 14 heceye sahip maniler de vardır.
Manilerin kafiye biçimi şu şekildedir;
a
a
b
a
ya da
a
a
a
b
a
Birinci, ikinci ve dördüncü mısra aynı kafiyeye sahipken üçüncü mısrada benzer bir kafiye aranmaz.
Birinci ve ikinci mısra anlam olarak birbirine bağlıdır ancak maninin asıl anlamını üçüncü ve dördüncü mısralar verir.
Maniler çoğu zaman aşk konuludur ancak herhangi bir sınırlama olmadığı için pek çok farklı konuda söylenmiş maniler ile karşılaşmak mümkündür.
Türk edebiyatı sözlü kültür geleneğinin en önemli anlatı türlerinden bir tanesi olan maninin öne çıkan özellikleri genel olarak bu şekildedir. Maniler çoğu zaman halkın bir araya geldiği kutlama ya da yas törenlerinde doğaçlama olarak ortaya çıkmaktadır. Geçmişten gelen sayısız mani olduğu gibi bugün de yeni maniler yazılabilir.
Dört mısradan oluşan manilerin anlamı konusunda biraz sorun yaşanabilir çünkü ilk iki satırı genele uysa da uymasa da kendi içinde değerlendirmek gerekir. Son iki mısra ise maninin tam olarak anlamını verir. Farklı bir açıdan bakmak gerekirse ilk iki mısranın son mısrayı güçlendirmek için söylendiği ve üçüncü mısranın aslında konuyu yönlendiren asıl güç olduğunu söylemek mümkün.
MANİ TÜRLERİ VE ÖZELLİKLERİ
- Düz mani
- Kesik mani
- Yedekli mani
- Ayaklı mani
- Deyiş
- Kirpikli mani
- Kıstaklı mani
DÜZ MANİ
Tam mani olarak da adlandırılan düz mani, 7’li hece ölçüsü ile söylenen 4 mısradan oluşur. En yaygın görülen mani türlerinden olan düz maninin kafiyeleri cinassızdır. a, a, b, a şeklinde oldukça tanıdık bir kafiye biçimi vardır.
KESİK MANİ
Cinaslı mani olarak da anılan kesikli maninin ilk mısrası 7 heceden azdır ve çoğu zaman anlamsızdır çünkü ilk mısranın tek amacı kafiye hazırlamaktır. Hayrat olarak da adlandırılan kesikli mani eğer bir meydanda söyleniyor ve ‘aman aman’ şeklinde başlıyorsa İstanbul manisi olarak anılır.
YEDEKLİ MANİ
Artık mani olarak da adlandırılan yedekli mani, düz maninin sonuna iki mısra daha eklenmesiyle söylenir. Cinaslı kafiyenin kullanılmadığı yedekli maninin ilk mısrası da anlamlıdır. Düz maninin sonuna iki mısra daha eklenerek yedekli mani söylenmesinin amacı, anlatımı tamamlamak ya da güçlendirmektir.
AYAKLI MANİ
Doldurmalı kesik mani olarak da adlandırılan ayaklı mani, bir kesikli maninin ilk mısrasının doldurulması ile söylenir. Kesikli maninin 7 heceden az olan ilk mısrasının genel hece ölçüsüne uygun olarak doldurulması ile ortaya ayaklı mani çıkar diyebiliriz.
DEYİŞ
İki kişinin karşılıklı olarak atışma şeklinde söylediği manilere deyiş denmektedir. Genel olarak soru cevap şeklinde ilerler. Deyiş söyleyenler bu gösteriyi eğlenceli ve keyifli bir şekilde yürütebilecekleri gibi karşı tarafı, birbirlerini ya da bambaşka bir konuyu sert şekilde de eleştirebilirler.
KİRPİKLİ MANİ
Kesik manilerde cinaslı kafiye kullanılmadığını söylemiştik. Eğer bir kesikli manide cinaslı kafiye kullanılmışsa artık o kirpikli mani olarak anılır. Kirpikli mani, cinaslı mani olarak da adlandırılabilir.
KISTAKLI MANİ
Kıstaklı mani, yazılış özellikleri bakımından düz mani ile birebir aynıdır. Ancak söyleniş şekli farklıdır. Kıstaklı mani saz, kopuz ya da davul gibi bir enstrüman ile çalınan ritim üzerine söylenir. İran Türkleri ve Türkistan bölgesinde kıstaklı mani söylemek son derece yaygındır.
MANİ ÖRNEKLERİ
Düz mani;
Şu dağlar olmasaydı
Çiçeği solmasaydı
Ölüm Allah’ın emri
Ayrılık olmasaydı
Kaşların ok dedikçe
Kirpiğin çok dedikçe
Pek mi gönlün büyüdü
Sen gibi yok dedikçe
Kesik mani;
Güle naz
Bülbül eyler güle naz
Girdim bir dost bağına
Ağlayan çok gülen az
Boğaza
Derdim çıktı boğaza
Moskof gözün oyarım
Yan bakarsan boğaza
Bağ bana
Bahçe bana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfün teli bağ bana
Karaca
Aldım aşkın tüfeğin
Vurdum bir kaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşı gözü karaca
Yedekli mani;
Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim sağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi
Derdim var beller gibi
Söylemem eller gibi
Kalbimin hüznü var
Yıkılmış eller gibi
Gözlerimden yaş akar
Bulanmış seller gibi
Ayaklı mani;
Ah o beni o beni
Kahkül örtmüş o beni
Ben yarimi unutmam
Unutsa da o beni
Deyiş;
Adilem sen naçarsın
İnci mercan saçarsın
Dünya deniz olanda
Gönlüm nere kaçarsın
Ağam derim naçarım
İnci mercan saçarım
Dünya deniz olunca
Ben kuş olup kaçarım
Adilem sen naçarsın
La’l ü gevher saçarsın
Ben bir şahin olunca
Yavrum nere kaçarsın
Ağam derim naçarım
La’l ü gevher saçarım
Sen bir şahin olunca
Ben yerlere kaçarım
Adilem sen naçarsın
La’lü gevher saçarsın
Ben azrail olunca
Kuzum nere kaçarsın
Ağam derim naçarım
La’l ü gevher saçarım
Sen azrail olunca
Ben cennete kaçarım