DEAŞ terör örgütünün geçen yılın ortalarından günümüze kadar Irak ve Suriye'de kontrol altında tuttuğu bölgelerin büyük bir bölümünde hezimete uğraması, her iki ülkeyle çıkar ve hesabı olan ABD, Rusya ve Türkiye gibi ülkeleri hareketlendirdi.
Irak'ın en büyük şehri Musul'un merkezinin neredeyse tamamı DEAŞ'tan temizlendi. Rakka'ya gelince DEAŞ militanlarıyla ilgili ifade edilen rakamlar doğruysa büyük savaş bu şehirde yaşanacaktır. ABD'nin Obama dönemindeki çelişkili politikası, Rusya'ya Suriye'de belirleyici oyuncu sıfatını kazandırmıştır.
Ancak çiçeği burnunda ABD Başkanı Trump'ın bu ayın başlarında Esad'ın kimyasal silah kullanması sebebiyle Suriye'nin Şayrad Hava Üssü'nü bombalaması, Türkiye'nin ise birkaç gün önce Sincar bölgesindeki PKK mevkilerini ve Suriye'de Karaçoban bölgesinde yine PKK uzantısı PYD-YPG'ye ait eş zamanlı hava operasyonlarıyla terör hedeflerini imha etmesi kafaları karıştırmakla birlikte sahadaki durumu da değiştirdi. Bundan sonra gerek ABD gerekse Türkiye tarafından benzer operasyonlar yapılacak mı?
Türkiye'nin ABD ve Rusya'ya söz konusu bölgelere hava operasyonu yapmayı planladığının iletildiği bilgisini paylaşmasına rağmen ABD'li yetkililer geç bilgilendirildiklerini öne sürmüşlerdir. Rusya Dışişleri Sözcüsü ise "Türkiye'nin Kürt güçlerini vurmasından endişe ediyoruz" demiştir.
Ankara, Kuzey Suriye'de kantonların kurulmasına müsaade edilmeyeceğini belirtmekte ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmaya devam etmektedir.
ABD ile Ankara arasındaki sıkıntıların aşılması, Erdoğan-Trump arasında Mayıs'ta yapılacak toplantıdan sonuç alınıp alınmayacağına bağlıdır. ABD 2011'den beri Kuzey Suriye'de yaptığı yatırımlardan bir anda feragat edebilir mi? Ankara farklı planlar üzerinde durmalıdır.
Rusya'ya gelince; Dışişleri Sözcüsünün "kabul edilemez" ve "endişe duyuyoruz" ifadeleri, Esad'ın Suriye'de etkinliğinin tamamen kaybolduğunun göstergesidir.
Ankara'nın terörist kabul ettiği PKK uzantısı PYD'nin ana unsuru olduğu SDG, Rakka'nın DEAŞ'tan alınmasından sonra kentin yönetimi için sivil konsey oluşturdu. Çoğunluğu Kürt üyelerden oluşan konseye Arap aşiret temsilcileri ve göstermelik Türkmenlerin de katıldığı bildirilmektedir. Aynen Kerkük'te gördüğümüz filmin devamıdır.
Konseye ayrıca 1 Arap, 1 Kürt eş başkan atandı. Ankara ise çoğunluğu Arap olan Rakka'nın kurtarılması ve yönetimi için ÖSO ve ABD'nin eğittiği diğer ılımlı muhaliflerin yer almasının doğru olduğunu savunuyor.
Öte yandan Şanlıurfa'nın Akçakale ve Suriçi ilçeleri arasındaki bölgeye Suriye'nin YPG kontrolünde bulunan bölgeden hava atışı yapılmasına karşı TSK, teröristleri ateş altına aldı. Bölgede yaşanan gelişmelerden anlaşılacağı üzere her ne kadar Fırat Kalkanı sona ermiş olsa da Türkiye, DEAŞ'tan kurtardığı bölgede kalabildiği kadar kalacaktır.
Irak'a gelince; Irak ordu birlikleriyle koalisyon güçlerinin Musul'un batısında düzenlediği kara ve hava operasyonu devam etmektedir. Musul'daki Sehl Neynova, DEAŞ'tan temizlendikten sonra KDP'ye teslim edilmiştir. Öte yandan Türkiye hali hazırda çeşitli sebeplerden dolayı bir darboğazdadır. Bayrak krizinin ardından bir de Kuzey'in bağımsızlığı gündemde. Her ikisi de Ankara'nın kırmızı çizgisidir. Peşmerge DEAŞ'ın kontrolünde olan Havice'yi uzaktan seyretmektedir!
Musul'la Telafer arasında bağlantı kuran DEAŞ kontrolündeki son yol da kesildi. Musul'un 60 km. batısındaki Telafer kenti halen DEAŞ'ın kontrolündedir. Iraklı yetkililerden yapılan açıklamalara göre Türkmen kenti Telafer'e Haşdi Şabi milislerinin girmeyeceği bildirilmiştir.
Neticede DEAŞ terör örgütünün, artık her ne kadar uzun süre devam etmeyeceği görüşü hakim olup, Irak ve Suriye'den temizlense de küçük gruplar halinde dünyanın birçok ülkesinde terör olaylarında yer alacağı kanısındayım. DEAŞ terör örgütü, yandaşlarıyla sosyal medya ve iletişim teknolojisini çok iyi kullanmaktadır. Ülkeler arasında temin edilecek iş birliğiyle DEAŞ'ın etkinliği azaltılabilir.