Rakamlarla ekonomide dehşet tablosu?
Bugün size yorum yapmaksızın sevgili İlhan Kesici’nin devlet bilgileri ile aktardığı rakamları sunarak ekonomide bulunulan dehşet tablosunu dikkatinize sunmak istiyorum.
BÜYÜME ORANI:
2004: Yüzde 9.9 2005: Yüzde 7.6
2006: Yüzde 6 2007: Yüzde:4.2
(Görüldüğü gibi büyümede müthiş bir gerileme var... Dahası ortalama oranda da 1995-99 yılları arasındaki büyümenin gerisindedir.)
İÇ BORÇ:
2002’nin sonunda 149 katrilyon.
2007’nin sonunda 268 katrilyon.
ÖZEL SEKTÖR BORÇLANMASI:
2002 yılının sonunda 44 milyar dolar.
2007 yılının sonunda 139 miliyar dolar
TOPLAM BORÇ:
2002 yılının sonunda 218 milyar dolar.
2007’nin sonunda 436 milyar dolar
(30 milyar dolarlık özelleştirme geliri buna dahil değildir)
HANE HALKI BORCU: (Kredi kartı, taksitli satış. vs.)
2002 yılının sonunda 4 milyar dolar.
2007 yılının sonunda 74 milyar dolar.
FAİZ ÖDEMELERİ:
1975’den 1999’da ödenen faiz toplamı: 127 milyar dolar.
1999’la 2003 arası ödenen faiz toplamı(Bu döneme deprem ve ekonomik kriz olmuştu)128 milyar dolar.
2003’ün başı ile 2007’nin sonu itibarıyla ödenen faiz toplamı: 184 milyar dolar.
(184 milyar dolar demek 60 adet Atatürk Barajı demek.)
FAİZ YA DA BORÇLANMA ORANLARI (Yıllık)
Japonya yüzde 1’in altında borçlanıyor.
Yunanistan 4.78 ile borçlanıyor.
Mısır yüzde 7.13 ile borçlanıyor.
Pakistan yüzde 9.73 ile borçlanıyor.
Türkiye yüzde 17.21 ile borçlanıyor.
Türkiye Mısır ve Pakistan gibi ülkelerin tamı tamına iki misline borçlanıyor.
KUR RAPORU:
Türkiye Merkez Bankasına göre (internette var) TL yüzde 58 değerli.
Ünlü Goldman Sachs’a göre TL yüzde 74 değerli.
Pi Economics’e göre TL çok yakında göçecek.
REKORLAR (Yıllık)
Cari açık: 39 milyar dolar.
Faiz: 46 milyar dolar.
Dış Ticaret açığının GSMH’ya oranı: Yüzde 12.5
Milli Gelir: 300 bin küsur dolar. (İddia edildiği gibi 500 bin küsur dolar değil)
SONUÇ:
IMF’nin son raporu: (Bir ay önceki )
Türkiye ekonomik kırılganlığa (krize) en yakın ülkedir.
Evet yanlış okumadınız bunu İlhan Kesici ya da ben söylemiyorum IMF söylüyor.
Bu tabloyu AKP’ye yüzde 47 oy veren necip milletimize armağan ediyorum...
NEYİN RÖVANŞI...
İlter Türkmen’in MİT aşağılaması!
Sabah Gazetesi’ne mülakat veren İlter Türkmen, “MİT çok büyütülüyor” dedikten sonra şöyle devam ediyor: “MİT, diplomatları vuran Ara Toranyan’ın arabasının lastiğini patlatmaktan başka bir şey beceremedi...” Bunu söyleyen, bu ülkede yıllar yılı diplomatlık ve Büyükelçilik yapmış ve dahası 12 Eylül ihtilali ile de Dışişleri Bakanı olmuş biridir. Bir başka şey, bu kişinin babası Behçet Türkmen de MİT’nin 1953-57 yılları arasında müsteşarıydı. Bu tabloya bakın ve bu ülkeyi kimler yönetmiş siz değerlendirin.. Söyler misiniz bu kişiye ne demeli şimdi? Biz Ermeni olayında MİT lastik mi, başka bir şey mi patlattı onu bilmeyiz de, bildiğimiz şey eski bir Büyükelçi ve Dışişleri Bakanının MİT gibi devletin en temel kurumunu bu şekilde aşağılamasının en insaflı tabirle hafiflik olduğu kanaatindeyiz... Düşünüyorum da yoksa İlter Türkmen MİT’den intikam mı alıyor acaba? Malum babaları Behçet Türkmen 1960 ihtilalinde Yassıada’da CIA ile işbirliği yaptığı ve oradan para aldığı iddiasıyla itham edilmişti.. Bu ithamı yapan da o dönem örtülü ödeneğin başında bulunan Ahmet Salih Korur’du... Türkmen bu bilgileri Korur’a MİT sızdırdı diye onlarca yıl sonra aklınca rövanş mı alıyor yoksa?
SIRADA NE VAR!
Parlamentoya Kürtçe tercüman!
Seçim bölgesinde Kürtçe nutuklar irad eden DTP’nin Van milletvekili Özdal Üçer, konuşmalarının içeriğini soran gazetecilere şöyle demiş: “Kürtçe tercüman tutun...” Evet beyan aynen böyle. Üstelik espri falan da değil. Diyeceksiniz ki TBMM üyesi değil mi? Doğru üye... TBMM’den maaş almıyor mu?Alıyor... Türkçe bu ülkede resmi dil değil mi? Resmi dil.... O zaman bu herze neyin nesidir?... Görüyorsunuz Türkiye nerelere geldi ya da getirildi... Çok değil 15 yıl önce bu ülkede “Kürtler var” denilemezken şimdi Kürtçe bilen tercümanlardan söz ediliyor. Bunu yapan da bu ülkenin birliği ve bütünlüğü için yemin etmiş bir milletvekili... Bu adam yarın kalkıp Meclis’e de Kürtçe tercüman isterse şaşırmayın.... Şimdi böyle birini ve temsil ettiği zihniyeti yani bölücülüğü nasıl mazur görür ve umursamaz davranırsınız... Bu ülke hukuk devleti olmasa da en azından kanun devleti değil mi?. Yargıçlar göreve..
ZARF VE MAZRUF...
AKP kimlere emanet?
Başbakan’ın seçtiği yeni danışmanlara bakın, biri hariç tamamı eski yoldaşlar. Listenin başında da TBMM eski Başkanı 40 yıllık Milli Görüşçü Bülent Arınç’la, Başbakanlık eski Müsteşarı Ömer Dinçer var. Başbakan’ın verdiği talimatla Arınç ve Dinçer partinin son MKYK toplantılarına katılıyorlar. Dahası, hem parti genel merkezinde hem de Meclis’de ayrı ayrı odalar da tahsis edilmiş. Duyumlara göre iki isim, ilk kongrede listeye alınacak ve parti yönetiminin merkezine oturtulacak. Görüldüğü gibi AKP’de zarf ve mazruf farklıdır. Zarf kısmında yani dış cephede şeklen, güya merkeze gelme söz konusudur ama gerçek böyle değildir. Mazrufa yani içine bakarsanız, Polit Büro’nun eski İslamcılardan oluştuğunu görürsünüz... Hal ve realite bu iken AKP’de bulunan bazı eski tüfek solcu ve liberallerin bunu nasıl görmediği ya da görmezden geldiği doğrusu dikkate ve düşünmeye değerdir.