Elektromanyetik dalgalarla haberleşmek "radyo" kimin icadı, nasıl bulundu?

Elektromanyetik dalgalarla haberleşmek "radyo" kimin icadı, nasıl bulundu?

Radyo denilince aklımıza yalnızca haber almak ya da eğlenmek gelse bile aslında radyo dediğimiz cihaz, iletişim kurmak için geliştirilmiştir. Peki "radyo" kimin icadı ve nasıl bulundu hiç düşündünüz mü?

WebTekno''dan elde edilen bilgilere göre; 1800’lü yıllarda insanlar telgraf sistemi sayesinde kablolu iletişimin bir şekilde mümkün olduğunu görmüşlerdi. 1860’lı yıllara geldiğimizde İskoç fizikçi James Clerk Maxwell, radyo dalgalarının varlığını öngördü. Bunun anlamı, kablosuz iletişimin mümkün olabileceğiydi.

1866 yılına geldiğimizde Alman fizikçi Heinrich Rudolph Hertz, kendi adını verdiği radyo dalgalarını resmen keşfetmiş oldu. 1886 yılında Amerikalı mucit Mahlon Loomis, kablosuz telgraf sisteminin mümkün olduğunu ortaya çıkardı. Radyonun icadı an meselesiydi.

TESLA’NIN ATTIĞI İLK ADIMI MARCONİ TAMAMLADI:

Bugün kullandığımız pek çok teknolojinin temelini atmasına rağmen bir türlü kıymeti bilinmeyen Amerikali mucit Nikola Tesla, Amerika Birleşik Devletleri’nin Missouri eyaletinin St. Louis bölgesinde 1893 yılında ilk kez tam olarak çalışan bir radyo tanıttı.

Tesla’nın tanıtımdan iki yıl sonra 1895 yılında İtalyan mucit Guglielmo Marconi, ilk radyo sinyallerini İtalya’ya gönderdi ve oradan sinyal aldı. Marconi 1986 yılında kablosuz telgrafın patentini aldı. Tesla ise 1900 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde radyonun patentini aldı ancak bu karar 1943 yılında iptal edilerek radyonun mucidi Marconi kabul edildi çünkü Atlantik Okyanusu’nu aşan ilk radyo dalgalarını Marconi göndermişti.

Kablosuz telefon çalışmalarıyla tanınan Amerikalı mucit Nathan Stubblefield, 1908 yılında kablosuz bir radyo vericisinin patentini aldı. Kafalar biraz karışmış olabilir. Radyonun resmi mucidi Guglielmo Marconi’dir. Ancak radyonun tek bir kişi tarafından icat edildiğini düşünmek bir yanılgıdır.

RADYONUN İLK YILLARI OLDUKÇA HAREKETLİ GEÇTİ:

Elektrik akımının ileri hareketi radyo dalgalarını açığa çıkartır. Radyo dalgaları saniyede 300 bin kilometre hızla dağılırlar. Günümüzde bu dalgalar antenler aracılığıyla iletiliyor. Ancak radyonun ilk yıllarında bu dalgalar bir kıvılcım gibi havaya sıçrayan elektrik akımları ile üretiliyordu.

Marconi ilk kez 1899 yılında İngiliz Kanalı boyunca, 1901 yılında ise İngiltere’den Newfoundland’a kablosuz sinyal gönderdi. 1903 yılında ABD Başkanı Theodore Roosevelt ile İngiltere Kralı VII. Edward arasında Marconi’nin icat ettiği bir istasyon üzerinden kablosuz sohbet gerçekleşti.

Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte radyo sinyalleri denizciler arasında mors alfabesi aktarmanın en hızlı yolu olarak kullanıldı. Radyo sinyalleri yalnızca denizciler arasında kullanılmadı. Tüm askeri birlikler arasında sağlanan iletişimin temeli radyo sinyalleriydi. Savaş filmlerinde sırtında büyük bir verici taşıyan askeri haberciyi hepimiz hatırlıyoruz.

RADYO EVLERE GİRMEYE BAŞLIYOR:

Birinci Dünya Savaşı’nın kanlı ortamı bitip de sivil hayat yeniden başlayınca askeri ürünler halk tarafından kullanılmaya başladı. Bunlardan en önemlisi elbette radyoydu. Ancak evlere giren radyo iletişim amacıyla değil, haber almak ve eğlenmek amacıyla kullanıldı. Bu amaçla kurulan ilk radyo kanalı BBC oldu.

BBC’den sonra 1922 yılında CBS ve NBC yayın hayatına başladı. Çok geçmeden 1923 yılında ilk radyo reklamı yayınlandı. 1933 yılında ise radyo için devrim niteliğinde olan FM çalışmaları başlatıldı. Böylece yayınlardaki parazit minimuma indirilerek ses kalitesi arttırıldı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında televizyon yaygınlaşmış olmasına rağmen halk hala en önemli haberleri radyodan alıyordu. Televizyon yayınlarının kasten ya da arıza nedeniyle sık sık kesiliyor olması, radyoyu her zaman popüler tutuyordu. Ancak hepimizin bildiği gibi savaş bulutları dağıldıktan ve televizyon yayınları gelişmeye başladıktan sonra radyo giderek kayboldu.

GÜNÜMÜZDE RADYO:

Artık zannetmiyoruz ki kimse evindeki eski pilli radyoyu dinliyor olsun. Ancak yalnızca sese dayalı içerik tüketmenin modası asla geçmiyor. Özellikle araba kullanırken sürücülerin büyük bölümü FM radyo dinliyor. İnternet üzerinden yayın yapan radyoların sayısı da hiç az değil. Podcastler için bile radyonun torunlarıdır demek yanlış olmaz.

Radyonun haber alma ve eğlendirme görevi biraz geri plana atılmış olsa bile biliyoruz ki pek çok teknolojik ürün hala temel iletişim sistemlerini radyo dalgaları üzerinden yürütüyor. NASA’nın kullandığı pek çok uzay aracı bile hala temel iletişimini radyo dalgaları üzerinden sağlıyor.

TÜRKİYE’DE RADYO:

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında pek çok kişi radyoya karşı olsa da kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk bunun bir zorunluluk olduğunu söyleyerek çalışmaları başlattı. Tarihler 6 Mayıs 1927’yi gösterdiğinde ilk Türkçe radyo yayını TRT İstanbul Radyoevi’nde yapıldı. Ankara’daki ilk yayın ise aynı yılın Kasım ayında yapıldı. Tüm Türkiye’de radyonun dinlenebilir olması ancak 1970’li yıllarda gerçekleşti.