Radikal siyasi görüşün her türlüsü hayatlarımızda tahmin edemeyeceğimiz seviyede etkilere sahiptir. Peki insanları bir düşünceyi bu denli güçlü savunmaya itebilecek şey nedir?
University College London’da yapılan yeni bir araştırma, bir konuda aşırı inançları olanların üstbilişlerini ve doğru ya da yanlış olabilecekleriyle ilgili karar yetilerini anlayabilmemizi sağlayabilir.
Bir UCL bilişsel nörobilimci ve aynı zamanda bu konudaki makale yazarlarından biri olan Steve Fleming, “Bir süredir radikal inançlara sahip insanlara yönelik yapılan çalışmalarda, bu insanlardaki inançlara duyulan güvenin normal insanlara kıyasla çok daha fazla olduğu biliniyordu” dedi. “Ancak bu güvenin her şeye yönelik olabilmekle beraber aslında üstbilişlerindeki değişimin bir yansıması da olabilir, bunu bilemiyoruz” diye ekledi.
Meslektaşları ile denklemden yandaşlığı çıkartarak cevaba ulaşmaya karar verdiler. Araştırmaya katılanlara kişisel değerlere dayanmayan, objektif bir cevaba sahip olan bir soru sordular.
İlk örnekte 381, sonuçları kesinleştirmek adına ikinci örnekte de 417 olmak üzere iki farklı insan grubunu incelediler. Katılımcılara, ilk örnekte siyasal inançlarının muhafazakarlığını ya da liberalliğini test eden bir anket verdiler. Radikalizm, yelpazenin her iki ucunda da mevcuttur. İki görüşün de uçlarında bulunan kişiler radikal kabul edilmektedir.
Anketten sonra ilk gruba basit bir test yaptırıldı. İki farklı nokta kümesine bakıp hangi kümenin daha fazla noktaya sahip olduğunu belirlediler. Sonrasında da seçimlerine ne kadar güvendiklerini oyladılar.
Bu alıştırmada radikal politik görüşteki insanlar, ılımlı görüşlere sahip katılımcılarla hemen hemen aynı yanıtları verdiler. Ancak Fleming, yanlış kararlardan sonra radikallerin kararlarına olan güvenlerini düşük oylama eğilimlerinin pek de olmadığını gözlemledi.
Genellikle doğru veya yanlış cevabı olmayan politik tartışmaların aksine, söz konusu nokta kümelerinden birisi şüphesiz daha fazla noktaya sahipti. Ancak nesnel bir cevap olup olmadığına bakılmaksızın, radikallerin fikirlerinin yanlış olup olmadığını sorgulamaya pek de yeltenmediği görüldü.
İkinci örnekle güçlendirilen bu bulgu, radikallerin üstbilişlerinin inançlarını şekillendirme konusunda role sahip olduğunu gösteriyor. Başka bir deyişle, kendi düşüncelerini ılımlı bireyler gibi sorgulayabilme yetileri gelişmiş değil.
Fleming’e göre, radikal inançların üstbilişin şekillenmesine yardımcı olduğu ya da üstbilişin radikal inançları oluşturduğu biliniyor ve bu hala ekibinin çözmeye çalıştığı bir konudur. Ancak çalışmalarının zaten sosyal sonuçlar yaratma potansiyeline sahip olduğunu söylüyor.
Fleming’in mailde yazdığına göre, insanların daha iyi üstbilişsel beceriler kazanmalarına katkı sağlayabilen ve şimdilik küçük ama büyümekte olan bir çalışma söz konusudur. Bu, bireylerin daha iyi geçinmelerini ve ortak kararları daha kolay vermelerini sağlayabilir. Araştırmacılara göre; politik, dini ve bilimsel sorunlarda yandaşlık, inanç karşıtlıklarına sebep olup karşılıklı anlayışı ve fikir birliğini zorlaştırarak toplumları tehdit eder. Üstbilişin yandaşlığın oluşmasında oynadığı rolü anlayabilmek, ondan uzak durabilmemizi de sağlayabilir.