PYD’ye koridor açan hükümete uyarı: 2’nci Habur vakası olmasın...
“Peşmerge koridoru” ile ilgili Ankara’ya farklı kaynaklardan değişik haberler ulaşıyor. Hükümetin zikzaklı tutumu, her saat yeni bir öneri ile gelmesi güvenlik birimlerini tavır belirlemekte zora sokuyor. Ama daha önce de yazdığım gibi; taraflar belli. İktidar “peşmerge koridoru” için Dışişleri-MİT ağırlıklı ve de koordineli çalışma yürütüyor. TSK, peşmerge koridoruna soğuk bakıyor, kendisine gözlemci yoksa denetçi mi veya nasıl bir rol vereceği konusunda Hükümetten yazılı direktif bekliyor. Başkentin diğer sıkıntılı gündem maddesi de Jandarma Kanunu ve Genelkurmay Başkanlığı’nın Hükümete değişiklik konusunda yaptığı son uyarı. Konu başlıklarından sırasıyla gidelim...
“Peşmerge koridoru” :
Peşmergenin Ayn-el Arap’a geçişine MİT eşlik edecek. Burada TSK’nın Özel Kuvvetlerinden yararlanılacak mı?.. TSK, Hükümetin tavrının netleşmesini bekliyor. Özel Kuvvetlerin elinde, bölgede peşmergenin içinde faaliyet gösteren PKK militanlarının listesi ve de her türlü bilgi var. MİT, buna ihtiyaç duyar mı veya ne kadar ihtiyaç duyar?.. Bu sorulara en azından Perşembe akşam saatlerine kadar verilmiş net bir cevap yok. Fakat, “peşmerge koridoru” görüşmelerinde iktidara güvenlik birimleri tarafından yapılmış çok önemli bir hatırlatma ve de uyarı var; ikinci bir Habur rezaleti istenmiyor. İktidarın Habur açılımında yaşanan görüntüler ve onun sonucu içine düşülen rezalet açıkça hatırlatıldı. Peşmergenin Ayn-el Arap’a geçişinde kamuoyuna da yansıyan alternatifli kara yolu güzergahlarına dikkat çekilerek, bunların çeşitli sakınca ve tehlikeleri üzerinde duruldu. Geçiş sırasında askerin veya MİT’in güvenlik sağlaması için eskort yapmasına karşı çıkıldı, “kara yolu ile geçişi fırsat bilecek PKK yandaşları, HDP’liler yollarda bölücü örgüt paçavralarıyla gösteri ve şov yapabilirler, taşkınlık yapabilirler. Jandarmayı-askeri ve güvenlik güçlerini taşlayabilirler. Büyük olaylar çıkabilir. Bu fotoğraf aynı Habur olayında olduğu gibi yine Türkiye’yi tüm dünyaya rezil eder” denildi. Hükümete yapılan bu uyarının ardından şu tavsiyede bulunuldu; “Peşmerge, Şanlıurfa’ya kadar hava yolu ile gelsin oradan kara yolu ile Mürşitpınar kapısından çıksın ve geri döneceği zaman da aynı yol kullanılsın. Bu geçiş sırasında tarih konusunda şaşırtmaca yapılsın”.
PYD’yi terörist kabul ve ilan eden TSK’nın üstleneceği rol ise başlı başına sıkıntı maddesi. Bölgedeki askeri kaynaklar, hâlâ ne olacağından habersiz. Koridordaki komutanlıklar geçiş olacaksa ve kendilerinden bir görev istenirse Genelkurmay Başkanlığı’ndan mutlaka yazılı bir emir verilmesi gerektiğine işaret ediyor. Kaynaklar; TSK’nın görevi için mutlaka Hükümet direktifinin yazılı olması gerektiği üzerinde duruyor. Meclis’ten geçen tezkerede “yabancı silahlı kuvvetler” in açıkça tarif edilmediği ve ayrıntıları bulunmadığı için Hükümet direktifinin şart olduğu belirtiliyor. Sonsuz haklılık payı var. Şöyle diyelim;
İki yıl sonra iktidar değişti ve TSK’ya dendi ki; “Sen Ayn-el Arap’taki terörist unsurlara nasıl destek verdin?” Bunun cevabı nasıl verilecek?.. PYD, bir süre sonra çevirdi silahlarını Türkiye’ye; vebali kimin sırtında olacak?.. Halen PKK’lı teröristlere karşı savaş veren Türk subaylarının yargılandığını da unutmayın!..
“Jandarma Kanunu” :
YENİÇAĞ’ın sorusu üzerine Genelkurmay Başkanlığı’nın verdiği “Jandarmanın görev ve sorumlulukları ile ilgili olarak kanunda yapılması gereken ve/veya düşünülen Genelkurmay Başkanlığı’nın teklifleri “gizli”, “kişiye özel” olarak Başbakanlığa resmi bir yazı ile gönderilmiş konu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirme yetkisi Hükümetimize aittir” cevabı oldukça manidardı. Bu cevap, başkentteki diğer önemli sıkıntılı gündem maddesini de ortaya çıkardı. Jandarma Genel Komutanlığı sırasında PKK’yı inlerinde imha edere,k bitirme noktasına getiren Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in “kişiye özel” mesajının en azından çekince ve itirazları taşıdığını internet sitemizden son dakika gelişmesi olarak sizlere duyurmuştuk. Jandarmanın İçişleri’ne bağlanarak ‘kır polisi’ne çevrilmesi askeri çevrelerde büyük rahatsızlık yarattı. Yinelendiğini ve de güncellendiğini bildiğim “kişiye özel” metnin ne olduğunu bulmak konusunda Genelkurmay Bakanlığı’ndan içerik alamayınca bu sefer Başbakanlık’taki güvenilir kaynaklarıma başvurdum. Doğruyu ifade etmek gerekirse canları sıkkındı. Necdet Özel’in kritik dönemlerde Jandarma’nın görevinin önemine ve Türkiye’nin “jeopolitik ve jeostratejik” durum değerlendirmesi yaptığı “kişiye özel” mektubun mealini şöyle özetlediler;
* Kanun, Jandarma’nın moral ve motivasyon gücünü bozacak nitelikte.
* Jandarma, politize olacak. İktidar değişikliklerinde siyaset aracı olacak.(Yakın geçmişteki bazı sıkıntılara dikkat çekilerek) terfilerde, atamalarda sağcı-solcu, şucu-bucu veya şu cemaatten bu cemaatten kriterleri devreye girecek.
* Jandarma’nın başı bir yerde kolu başka bir yerde görüntüsü. Emir-komuta zafiyeti.
* Toplumsal olaylarda Jandarma’nın müdahalesinin gerektiği durumlarda tavan ve taban arasındaki kopukluk ve uyuşmazlıklar yüzünden ortaya çıkabilecek daha vahim olaylar.
* Jandarma yalnız barış ortamında değil, savaşta da TSK’nın en büyük gücü.
Başbakanlık kaynaklarımdan edindiğim bilgiye göre Özel, yalnızca Jandarma’nın değil Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın da Hükümete bağlanması konusunda çekincelerini aktardı. Necdet Özel’in Sahil Güvenliğin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na komutan yetiştiren TSK için hayati bir birim olduğuna dikkat çektiği ifade edildi.
Hükümet, Kandil ile mücadele ediyor görüntüsü verirken Jandarma’yı kendine niye bağlıyor?.. Burada bir gariplik yok mu?..
Hiç aklınızdan çıkarmayın; bebek katili ve Kandil çetesinin dayattığı şartlardan biri Korucuların lağvedilmesi ikincisi de Jandarmanın lağvedilmesiydi. Koruculara uygulananın benzeri Jandarma için yapılıyor.
İtiraz etmeyin.. Hükümetin şeklen gösterdiği gerekçeler hikaye. Çünkü; Ankara gazetecisi olarak her YAŞ toplantısından önce Jandarma Genel Komutanı’nın, İçişleri Bakanı’na onay ve görüşleri için gittiğini ve yapılan her atamada Bakan ve Müsteşarının imza ve parafının alındığını çok iyi bilirim.
Kısacası; ellerimizle kendi mezarımızı kazıyoruz!..