“PYD de dost unsur sayılsa ne olur ki...”
Düne kadar “İran, Türkiye’yi Kürt kartı ile provoke edip IŞİD’e karşı cepheye sürmeye çalışıyor. IŞİD-Suudi direncini Türkiye eliyle kırmak istiyor” yüksek akıllarıyla, memleketi mezhepçilik bataklığının stratejik derinliğine sürüklemek için elinden geleni ardına koymayacaksın...
Sonra dün o “Mesele vatansa tün cepheler teferruattır. Biz bunu son İstiklal Savaşı biliriz” diyen bir süper kahraman fırlayacak “müzakereci” bünyenden;
Matruşka mısın?
Daha düne kadar “savaşa girelim diyenleri” bir köşeye not edeceksin... Hele bir “garipler cepheye yürürken twit atın hepinizi dümdüz ederim” diye tehditler savuracaksın...
Sonra dün, o “garipler” dümdüz edilirken patronlarının palazlandırdığı katiller tarafından, saltanat sancakları(!) altında “Muzaffer kıl ümmeti...” diye sefer duası yapacaksın...
Yalnız ben anlayamadım;
“Camileri bombalayacaklardı” ya hani; o ordunun kazanacağı zafer mi muzaffer kılacak ümmeti?
* * *
Hani biz “peygamber ocağı” derken;
Sağıra yattığınız...
Hani dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Allah Allah” nidalarıyla taarruz eden bir ordu, nasıl Allah’ın evi camiye bomba atar” diye feryat ederken, “askerlik”te hele de savaş anında inancın/imanın nasıl zaruri olduğunu izaha çalışırken, “dediğim dedik, çaldığım düdük” kafasıyla, onca çığlığı duymaya-anlamaya tenezzül etmeden bir devletin kalelerinde tamiri kısa vadede imkansız gedikler açan siz;
Şimdi, hem de “Irak-Şam İslam Devleti”ne karşı o dinsiz-imansız ordunun “gaza”sını mübarekliyorsunuz ha!
Benim başörtülü bacılarım, gözlerini belerte belerte beddua yağdırdıkları “asker” e duacı oldular...
Dün:
İyi ki bu komutanlarla savaşa girmemişiz...
Bugün:
Gazamız mübarek olsun!
Oldu canım;
Görürsem söylerim!
* * *
Biz ne operasyonlar gördük zaten yoktular!
Ne zaferleri alkışladık;
Hezimetin daniskasına uğramıştık!
Ne barışlar yaptık;
Vampirlere kanımızı hortumlatmıştık!
O yanarlı dönerli “son dakikalar”... Her biri kurmay TV spikerlerinin heyecanlı anonsları... Evlere servis o alevli Suriye manzaraları... Koordinatlar, hayatınızda hiç duymadığınız köy adları, kocaman uluslar arası ittifak müjdeleri, jetler, silahlar, düne kadar “demokrasinin varlığına tehdit” sayıp afişlerden dahi sildirdikleri “güçlü ordu” gururlanmaları...
Yanıltmasın!
İşin sonuna bakın!
Mesela şu “İncirlik pazarlığı”nın perde arkasına dair sızdırdıklarına...
Ne “saray”ın, ne “konut”un ağzıyla yazanların bir tanesinden bile Suriye’nin toprak bütünlüğünü geçtim Türkiye’nin toprak bütünlüğüne dair düşülmüş bir şerh, konuşulmuş, uzlaşılmış bir şart, koşul, ilke duydunuz mu?
Ben duymadım.
Aksine...
Bolca “ama” duyuyor şu duymaz olası kulaklarım;
ABD uçaklarının İncirlik’ten kalkmasına izin verecekmişiz ama “Suriye’deki ılımlı muhaliflerin küresel koalisyonun korumasına alınması” şartıyla...
Türk topraklarını, Türkiye’deki IŞİD’i bayağı bayağı “cihadist” filan sanan psikopatların kanlı eylem sahasına dönüştürmeyi göze alarak, “daha az psikopat” olanlarına palazlanma alanı yaratmış olacağız; böyle büyük kârdayız yani İncirlik’i ABD’ye açmakla!
Bu dahiyane bir idare kaç ülkeye musallat pardon nasip olur ki şu fani dünyada!
* * *
Pembe panjurlu bir dünyada yaşamıyorum; Çanakkale gibi savaşacaksak savaşalım, Sakarya gibi, Kocatepe gibi savaşalım ama Kırım’da, Balkanlar’da ve dahi Orta Doğu’da edinilmiş onca tecrübeden, sırtımızda kaşıdıkça hala kanayan onca hançer yarasından sonra başkasının savaşında mağlubiyete de talip olmayalım!
Ne oldu, 13 yıl boyunca terörle mücadeleyi salık verenleri “kandan beslenmekle” suçladıktan sonra, 13 yıl boyunca pisi pisine katlettirdiği her bir evladımızın ardından terör örgütünü sadece “esefle, öfkeyle, şiddetle kınadık” tan sonra ne oldu? Bir gece yattı ve rüyasında “yürek” mi üfürdü kulağına ak sakallı bir hoca da hep lafta kalan “misliyle karşılığa” yeltendi bir anda!
* * *
Daha dakika bir...
Şimdiden, Türk askeri “PYD’yi de IŞİD’le mücadele eden diğer gruplar gibi dost unsur görmeli...”, “Suriye her halükarda parçalanacak, Irak’ta olduğu gibi burada da oluşacak Kürt bölgesiyle komşuluk ilişkilerini geliştirme yollarını aramalı” diye gevelemeye başladı “açılımın mimarları”nın Türkiye’deki kalem memurları...
Türkiye “kahramanlık destanı” yazdığını zannederken, belki birileri çoktan bu “kaos”tan çıkacak düzene asılacak tabelaya “Büyük Kürdistan-Bölüm 2” yazmıştır bile ha!..
Bu hinliği yabana atmayın!
Vatan savunmasına hepimizin canı feda ama aşırı dozda “gaz”la Mehmetçik’i “Suriye Kürdistanı”nın taşeronu etmeyin, ettirmeyin!