İsveç’in gözde turizm beldelerinden Gotland, İsveç Başkomutanı Mikael Byden’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in adada “gözü olduğunu” iddia etmesiyle dünya gündeminin baş köşesine oturdu. Endişeler, Rusya'nın Finlandiya Körfezi'ndeki deniz sınırlarını yeniden değerlendirmesi gerektiğini öne süren tarihi bir belgeyi medyaya servis etmesiyle daha da arttı.
Rusya Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan ve bugüne kadar hakkında gizlilik kararı bulunan söz konusu belge, Rusya'nın Finlandiya ve Kaliningrad ile olan sınırlarını 1985 yılında Sovyetler Birliği Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen bir karara dayanarak “gözden geçirmek” ve “karasularını genişletme hakkı olduğunu” iddia ediyor.
Gotland, Baltık Denizi'nin ortasında, İsveç ve Estonya sınırlarının kesişiminde, Rusya'nın Baltık filosunun üslendiği yere sadece 300 km uzaklıkta bulunuyor. Ada coğrafi konumu nedeniyle oldukça stratejik bir öneme sahip. İsveç'in NATO'ya katılması, ittifakın Baltık Denizi bölgesinde kuvvetlerini konuşlandırma ve sürdürme kabiliyetini önemli ölçüde arttırarak, Estonya, Letonya, Litvanya, Finlandiya ve Polonya'nın savunmasında belirleyici bir fark yaratabilir.
Stratejik önemi nedeniyle İsveç, soğuk savaş döneminde Gotland’ta geniş bir askeri birlik konuşlandırmıştı. varlık bulundurmuştur. Ancak Gotland, Baltık bölgesinde barış ve işbirliğini teşvik etmek amacıyla 2005 yılında askerden arındırıldı.
İsveç’in iyi niyet göstererek birliklerini geri çekmesinden kısa bir süre sonra Ruslar bölgede bir takım tecavüzlerde bulundu. İlk kez 29 Mart 2013'te iki Tupolev Tu-22M3 tipi nükleer bombardıman uçağı, sahte bombalama uçuşları için Gotland'ın 38 km yakınında uçtu. İsveç Hava Kuvvetleri’nin söz konusu uçuş esnasında Paskalya tatili nedeniyle izinli olması, hem ülkenin askeri zayıflığını hem de Gotland'ın Rusya'ya karşı savunmasızlığını ortaya çıkartmıştı.
BALTIK DENİZİ'NİN ANAHTARI GOTLAND TEYAKKUZDA
Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı işgal etmesinin ardından İsveç kendini korumak için önemli adımlar attı ve 2016 yılında adaya 150 daimi asker yerleştirdi. 2018 yılına gelindiğinde ise adadaki daimi asker sayısı 400'e çıkartıldı. Bununla da kalmayan İsveç Genel Kurmayı, adadaki askerler, CV90 zırhlı araçlar ve Leopard 2 tanklarıyla takviye etti. 2021’de adadaki hava savunma sistemleri aktif hale getirildi.
Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı geniş çaplı işgali karşısında kırmızı alarma geçen İsveç, Gotland'ın savunmasını geliştirmek için 160 milyon dolar harcadı. Nisan 2023'te ise Polonya ve İngiliz birlikleriyle birlikte adada son 25 yılın en büyük askeri tatbikatı gerçekleştirilerek Rusya’ya adeta meydan okundu.
İsveç Başkomutanı Byden, Gotland'daki savunma sisteminin arttırılması hakkında açıklamada bulunarak “Gotland hem önemli bir stratejik varlık hem de potansiyel bir sorumluluktur. Bu nedenle Rusya'dan NATO ülkelerine gelebilecek daha büyük tehditleri önlemek için korunmalıdır” diye konuştu.
Kabul edilmesi gerekir ki Baltıklardaki coğrafi mesafeler, dünya kamuoyu için her zaman “önemsiz” görülmüştür. Fakat şimdi Rusya’nın Baltık Denizi bölgesine göz dikmesi, batılı ülkeleri alarma geçirmiş durumda. Zira Gotland’ın olası bir Rus işgaline uğraması, batılı ülkelerin şimdilik uzaktan seyrettikleri Rusya tehdidi ile dirsek temasında bulunması anlamına geliyor. Bu nedenle sorun sadece İsveç’i ilgilendirmiyor.
Litvanya hükümeti de hem Kaliningrad bölgesine hem de Belarus'a sınırı olduğu için saldırıya uğrayabileceğinden endişe ediyor ve Baltıkların geri kalanından fiziksel olarak izole edileceği korkusunu taşıyor. Rusya'nın deniz sınırlarının değiştirilmesiyle ilgili sızdırılan belge batı medyasında yer aldığın Kremlin, böyle bir planı olduğunu derhal reddettiğini açıkladı. Ancak Rus yetkililer, Rus medyasına sızdırıldıktan sonra bu belgenin neden resmi sitelerde yer verildiğine dair bir açıklamada bulunmaktan imtina ediyor. Baltık ülkeleri Rusya’dan konuya açıklık getirilmesini isterken, Litvanya bunun en azından bir başka Rus gözdağı taktiği olduğu uyarısında bulunuyor. Bütün bu gerginliğin sürdüğü esnada Estonya Başbakanı Kaja Kallas daha da ileri giderek Rusya'nın Batı ile bir “gölge savaşına” girdiği iddiasında bulundu.
BALTIK'TA GÖLGE SAVAŞI
Bu yılın ilk günlerinden itibaren gerilimin giderek arttığı Baltık Denizi, Rus gemilerinin ciddi tacizine maruz kalıyor. Rus gemilerinin denizcilik kurallarını ihlal ederek ve potansiyel olarak bir çevre felaketine neden olabilecek eski ve sigortasız petrol tankerlerini Baltık Denizi’nde yüzdürmesi, artan gerilimi daha da körüklemiş durumda.
Rusya’nın batının yaptırım uygulanan ülkelerde kullanılan gemileri –ki bunlara gölge tankerler de deniliyor- Baltık Denizi’nde yüzdürmesi, Kremlin’in bölgede giderek daha da pervasızlaşacağı şeklinde yorumlanıyor. Dahası geçen haftalarda Rusya’nın gölge tankerlerinden biri Gotland'ın doğu kıyısı açıklarında, İsveç'in münhasır ekonomik bölgesinde seyrettiği tespit edilmiş ve bölgede gerginlik patlama noktasına gelmişti. Rusya'nın gölge tankerlerinden oluşan filosunda 1.400 gemi olduğu düşünülüyor.
Bu gölge tankerlerin birçoğu, Danimarka'nın dar Büyük Kuşak'ında seyrederken bile, görsel veya elektronik gözlemler kullanarak bir geminin hareketini yönlendirme uygulaması olan pilotaja yakalanmamaları ile ünlü. Görünüşe göre Rusya bu tankerleri bir tür gövde gösterisi olarak kullanıyor ve bir provokasyon unsuru olarak kullanmaya da devam edecek...
Altını çizmekte fayda var ki Rus provokasyonların tamamı, bir ülkenin karasularının hizasını gösteren 12 deniz mili sınırının hemen dışında gerçekleşiyor ve gölge tankerler, Rusya'nın resmi donanmasının bir parçası olmadığı için İsveç'in bu konuda bir şey yapmasını imkansız hale getiriyor. İsveç donanması, Rusya'nın bu petrol tankerlerini sabotaj, keşif ve casusluk yapmak için kullanıyor olabileceği konusunda sürekli olarak uyarıda bulunsa bile diğer ülkelerin de yapacağı pek bir şey bulunmuyor.
Bu gelişmeler nedeniyle İsveç başbakanı Mart ayında vatandaşlarını savaşa hazırlıklı olmaları gerektiği konusunda uyardı.
Geçmişte Gotland, Sovyet yayılmacılığına karşı caydırıcı bir unsur olarak öne çıkmıştı. Ancak Putin yönetimindeki Rusya, bugün daha az caydırıcı ve daha fazla risk kabul edici görünüyor. Provokasyonların Rusya'nın Batı'yı psikolojik olarak bölmek ve terörize etmek için yürüttüğü gölge savaşının bir parçası mı olduğu yoksa Rusya'nın Gotland'a saldırması halinde başlayacağı kesin olan gerçek bir savaşın başlangıcı mı olduğu ise her türlü tartışmaya açık.
RUSYA, NATO'YU KARŞISINA ALACAK MI?
İsveç tek başına dünya standartlarında ve modern bir denizaltı filosuna, hava kuvvetlerine ve teknolojik olarak gelişmiş bir savunma sanayi üssüne sahip olan İsveç aynı zamanda bir NATO üyesi ve bu da saldırıya maruz kalması halinde tüm NATO üyelerinin onu savunması gerektiği anlamına geliyor. Rusya’nın böylesi geniş bir cepheyi hele Ukrayna ile giriştiği savaşı bitirmeden açmak istemeyeceğine kesin gözüyle bakılabilir.
Rusya, NATO'nun hem en büyük varlıklarını hem de zayıflıklarını barındıran Baltık’daki gerilimi sürekli canlı tutmaya kararlı görünüyor. Sonuç olarak Baltık bölgesi Rusya'nın gölge savaşında bir oyun alanı haline geldi ve gelecekte neler olacağını NATO değil Rusya belirleyeceğe benziyor.