Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Profesör Dr. Esin Davutoğlu Şenol, KRT Akşam Haberleri''nde Zafer Arapkirli''nin sorularını yanıtladı.
Türkiye''de korona virüsin gidişatı ve aşılama hızına ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Şenol, dünyadan örneklerle olası tehlikelere karşı uyardı.
"SALGININ BÜYÜME HIZINI AZALTAMAZSAK..."
Esin Davuoğlu Şenol''un açıklamaları şöyle:
"Aşılama takviminin durma noktasındaydık sürme noktasına geldik. Dolasıyla büyük bir hareket yok orada. Eğer bu salgın büyüme hızını azaltamazsak, aşılamamız gereken sayı arttıkça artacak ve aşının ''başkalarını koruma'' etkisi dediğimiz toplum bağışıklığı etkisine erişemeyeceğiz. Salgını ne kadar büyütürsek aşının yetişme şansı o kadar az oluyor.
''SALGINLA BAŞ EDEBİLEN ÜLKELERDE EKONOMİ DÜZGÜN GİDİYOR''
Bu salgının dinamikleri aslında çok kolay ve çok basit. Ekonomik kaygılar deniliyor ama... Ekonominin de aynı salgın hastalık gibi çığ gibi büyüyerek kötüleştiğini hepimiz görüyoruz. İlk başta ekonomistler modellemişlerdi zaten nelerin kaybedilebileceği... Hangi ülkeler salgınla baş edebilmişse onlarda ekonomi doğru düzgün gidiyor. Özellikle önümüz yaz, turizm mevsimi oraya da bir katastrofiyle (Felaket) gideceğiz.
''TSUNAMİ OLUR''
Şimdi bu salgının özelliği şu: Bu büyüme hızına eriştikten sonra hiçbir şekilde kendi kendine durmaz. Durmayınca ne olur diyorsanız; Brezilya''ya dönüp bakabilirsiniz. Hindistan''ın bir ay önce yaşadıklarına dönüp bakabilirsiniz. Ve tekrar Hindistan''ın ''eğrimiz düzeldi, galiba sürü bağışıklığı oldu'' dedikten sonra tekrar yükselmesine bakabilirsiniz. Asla kendiliğinden duracak bir şey değil. Bir tur attı bu salgın zaten dünyada, şimdi 1,5''nci turuna gelmiş vaziyette. Daha genç nüfusu da önüne katarak gidecek bir tsunami olur.
''ÖMRÜMDE GÖRMEDİĞİM HASTALIKLARI GÖRÜYORUM''
Bunlar aksiyon tadında sevimsiz haberler değil. Bunlar salgının dinamikleri ve gerçekler. Yani bu epidemiyolojik bilgiler bu denklemi çıkarıyor önümüze. O denklemi görünce de yapılacak şeyler belli. Sosyal hareketliliği koordine bir biçimde korumalı bir biçimde, insanları farklı nedenlerden hastalandırmayacak bir biçimde... Mesela şuanda hastaneler çok dolu, bunun yüzde 30''u Kovid. Yüzde 70 sebebi biriken hastalıklar. Ben ömrümde hiç görmediğim infeksiyon hastalıkları görüyorum. İlk defa 2-3 tane hastayı yaygın tüberküloz nedeniyle kaybettik. Nedeni geç hastaneye erişmiş olmaları ve bakılmamış olmalarıydı. Bazı bulaşıcı hastalıkların en kötü durumlarını görüyoruz şuanda. Ve maalesef yine kapılarımızı kapattık. ''Sizi bir süreliğine evlerinize gönderelim. Biz biraz daha Kovid bakacağız dedik.'' Yani durum bu bakımdan hiç parlak görünmüyor."