İHA’nın haberine göre; Prof. Dr. Davut Alptekin, 25 Nisan Dünya Sıtma Günü dolayısıyla açıklama yaptı.
Prof. Dr. Davut Alptekin, yaptığı açıklamada Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sıtma hastalığını kontrol etmek amacıyla dünya genelinde yürütülen başarılı çalışmalar neticesinde son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildiğini hatırlattı.
“ÖLÜMLERİN ÇOĞUNLUĞUNU DA BEŞ YAŞ ALTI ÇOCUKLAR OLUŞTURMAKTADIR”
Alptekin, “Bu gelişmelere rağmen DSÖ’nün 2019 yılı raporuna göre 2018 yılında 228 milyon vaka, 405 bin ölüm geçekleştiği, 2020 yılı raporuna göre de 2019 yılında 229 milyon vaka, 409 bin ölüm gerçekleştiği bildirilmiştir. Bu ölümlerin çoğunluğunu da beş yaş altı çocuklar oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.
2014''DEN SONRA YERLİ VAKA GÖRÜLMEDİ
Türkiye''de sıtma hastalığına neden olan parazitin plasmodium vivax olduğunu kaydeden Prof. Dr. Alptekin, “Bu parazitin neden olduğu sıtma geçmişte yaygın görülen bir hastalık iken, yürütülen başarılı çalışmalar neticesinde 2010-2013 yıllarında Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa’da son vakalar görülmüş, bunların da nüks vaka olduğu bildirilmiştir. 2014 yılından sonra yerli vaka görülmemiştir. Tespit edilen yeni vakaların yurt dışı kaynaklı olduğu bildirilmiştir. Halen de yurt dışı kaynaklı sıtma vakaları tespit edilmektedir. Ancak ülkemizde sıtma etkenini nakleden anofel türlerinin bulunması, iklim ve çevresel faktörler, özellikle savaş nedeniyle Suriye’den gelen mülteci hareketleri, sıtma vakalarının görüldüğü ülkelere seyahat edenlerin sayısının ve ticaret ilişkilerinin artması nedeniyle yurt dışı kaynaklı sıtma vakalarında artış görülmektedir. Ayrıca ülkemizin sıtmanın yayılabileceği subtropikal bölgede yer alması ve iklim değişikliği nedeniyle sıtma riski halen devam etmektedir” diye konuştu.
“SİNEK SOKMASI NEDEN OLABİLİR”
Sıtmanın genellikle parazit taşıyan sivrisineklerin kan emmek için insanları sokmasıyla bulaşan bir hastalık olduğunu belirten Alptekin, şöyle devam etti: “Hastalık belirtileri, hastalık taşıyan sivrisineğin sokmasından 7 ila 15 gün sonra ortaya çıkmakla beraber bulguların daha uzun sürede ortaya çıkması da mümkündür. İlk belirtileri ateş, baş ağrısı, üşüme ve kusmadır. Hastalığın tanımlanabilmesi özellikle son yıllarda vaka olmaması nedeniyle bilmeden uzayabilir. Sıtma tedavisi olan bir hastalıktır. Erken teşhis edilip tedavi edildiğinde tam iyileşme olur. Sıtma tedavisinde parazitin alındığı bölgedeki ilaç direncine göre farklı grup ilaçlar kullanılmaktadır. Plasmodium falciparum türü sıtmanın dirençli suşu tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir. Sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlar bakanlığımız tarafından ücretsiz temin edilmektedir.”
O ÜLKELERE GİDENLER DİKKAT!
Sıtmanın görüldüğü ülkelere seyahat edenlere uyarılarda bulunan Prof. Dr. Davut Alptekin şunları söyledi: “Sıtma riski yüksek olan bölgelere seyahat edenler, koruyucu ilaçları kullanarak kendilerini koruyabilirler. Bu ülkelerden dönüşte baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, karın ağrısı, kas ve eklem ağrısı şikayetleri olması durumunda koruyucu ilaç kullanılmış olsa dahi en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulması son derece önemlidir. İlaç tercihi, seyahat edilen yere, vektörlere maruz kalma süresine, parazit direnç durumuna, bulaşın seviyesine ve mevsimselliğine, kişinin yaşı ve gebe olma gibi durumlara göre değişir. Ülkemizde korunma amaçlı sıtma ilaçları bakanlığımızın Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’ne bağlı Seyahat Sağlığı Merkezlerinden ücretsiz olarak temin edilebilmektedir.”
“MÜCADELEYE DEVAM EDİLMELİ”
Ülkemizde sıtma eradike edilmesine rağmen vektör sivrisineklerin tehlike arz ettiğini vurgulayan Alptekin, “Zika virüsü vektörü Asya kaplan sivrisineği ülkemizde bulunmazken, Karadeniz, Trakya ve Ege bölgelerinde yerli duruma geçmiştir. Ayrıca bu türler Uzakdoğu''da DSÖ verilerine göre Dank humması, sarıhumma, Zika virüsü gibi hastalıkları bulaştırarak yılda 725 bin kişinin ölümüne neden olmaktadır. Dang humması 110’dan fazla ülkede görülmektedir. Her yıl dünya genelinde 50 ila 100 milyon arası insan hastalığa yakalanmaktadır. Ayrıca yarım milyon kişinin hastaneye yatmasına ve her yıl yaklaşık 12 bin 500 ila 25 bin kişinin ölümüne neden olmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı çevre şartları da dikkate alınarak çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden sivrisineklerle mücadeleye devam edilmelidir” diye konuştu.