Prof. Dr. Cevdet Bozkuş; Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ABD Başkanı ve İngiltere Başbakanı'na nasıl örnek olduğunu açıkladı.
Atatürk'ün gece gündüz demeden cepheden cepheye koştuğuna dikkat çeken Bozkuş, ülkemizin işgalcilerden temizlenerek Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurduğunu açıkladı.
ABD Başkanı Franklin Roosevelt'ın Atatürk için "Yüzyıllar nadir olarak dahî yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahî çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu." dediğini ve İngiltere Başbakanı Lloyd George'un ise "İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya’da çıktı. Hem de bize karşı.. Elden ne gelebilirdi?“ ifadelerini hatırlattı.
"ÜLKEM İÇİN CANIMI VERİRİM"
Makalesinin başlığını "ülkem için canımı veririm" yapan Bozkuş, yazısının bu başlıkla başlamasının sebebini şöyle açıkladı:
Bu yazı başlığı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün "Ben, gerektiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim’’ ve "Tüm hayatımı, varımı, yoğumu, bir ülke için feda ederim" sözlerinden alınmıştır. Evet öyle de yapmıştır.
İşte Bozkuş'un o yazısı:
Gece gündüz demeden çalışmış, cepheden cepheye koşmuş ve işgal altındaki ülkeyi işgalcilerden temizleyerek Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur. Daha sonra tarım, sanayi ve diğer alanlarda büyük bir kalkınma hamlesi başlatmış dünya ülkelerine örnek olmuştur. Örnek olduğunu ABD Başkanı ve İngiltere Başbakanının Atatürk ile ilgili sözlerinden anlıyoruz.
Franklin Roosevelt(ABD Başkanı) ‘’Yüzyıllar nadir olarak dahî yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahî çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu.’’ demiştir. Lloyd George(İngiltere Başbakanı), “İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya’da çıktı. Hem de bize karşı.. Elden ne gelebilirdi?“ demiştir. Her ikisi de Atatürk’ü kıskanmışlardır.
Atatürk yoğun bir çalışma temposu içerisinde bir asker ve devlet adamı olarak genç yaş da hayata veda etmiştir. Daha doğrusu ülkesi için canını feda etmiştir. Keşke bir 10 yıl daha yaşayabilseydi. Bu ülke çok farklı bir nokta olurdu. Atatürk’ün en önemli iki eseri;
- Türkiye Cumhuriyeti
- CHP
1. Atatürk’ün kurduğu ve bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti, benim güzel ülkem gelişmiş dünya ülkeleri ile kıyaslandığında hiç de iyi durumda olmadığımızı görüyorum. Özellikle 1900 başlarında bizi kıskanan İngiltere ve ABD nerede, biz neredeyiz. Bizi bu hale getiren beceriksiz siyasiler kendileri ile övünsünler. Cumhuriyet döneminin son 21 yılında ülkeyi yöneten Sayın Erdoğan’a sormak istiyorum; Ülkenin şu andaki durumu sizi memnun ediyor mu? Ekonomi, enflasyon, işsizlik, döviz rakamları neden bu kadar kötü. İç ve dış borç neden çok yüksek. Ekonominin bu kadar bozulmasında Hazine ve Maliye Bakanları ile Merkez Bankası başkanlarını sık sık değiştirmeniz etkili olmadı mı. Hukuk sistemi neden işlemiyor. Kurumların yöneticileri ehliyet ve liyakat bakımından neden yetersiz? Bu kadar göçmen ve sığınmacı bu ülkenin geleceği için bir tehlike değil mi? Yolsuzlukları önlemek için neden siyasi ahlak ve şeffaflık yasası çıkmıyor. Bu ağır faturayı kim ödeyecek. Bunda sizin payınız nedir. Ülkemin bu durumu beni çok rahatsız ediyor. Rahatsız olmayanların bu ülkeyi sevdiklerine asla inanmam. Kısaca bir zamanlar bizi kıskanan ülkelerin her anlamda gerisindeyiz. Atatürk’ün en önemli eseri olan Türkiye Cumhuriyeti onun istediği muasır medeniyet seviyesine getiremedik. Ben kendi adıma ona karşı çok mahcubum.
Sayın Erdoğan, partinize yakın gördüğünüz bürokratlarla başarılı olamadınız. Seçimden sonra tüm milleti kucaklayacağım dediniz. Bu ülke hepimizin. Bu ülkeyi herkesin düşünmesi lazım. Bu ülkede çok başarılı, tecrübeli, birikimli ve proje üreten bilim adamlarını ve bürokratları çağırmayı ve dinlemeyi, onlara görev vermeyi düşünmeniz, ülkemizin gelişmesine çok katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.
2. CHP. Atatürk’ün kurduğu parti. Ne durumda. Herkes kendi penceresinde yorumluyor. Şimdiki yönetim başarılıyız diyor. Ben ve benim gibi düşünenler bir başarı göremiyor. Neden;
a. Genel Başkan ve Bülent Kuşoğlu gibi yanındakiler partiyi kendilerine göre dizayn etmişler. 13 yıldır bir başarı yok. Hala ordalar. Bu mu sosyal demokratlık, bu mu çağdaşlık ilericilik. Parti içi demokrasi yok. Kimse kendini kandırmasın. Başarının ne olduğunu Atatürk’e ve Ecevit’e bir bakın ve örnek alın.
b. Örgüt ve teşkilatlar ne durumda bilmiyorlar. Bu delege sistemi asla demokratik değil. Partinin başına gelen kendine göre teşkilat yapısı ve delege sistemi kuruyor. Kolay kolay gitmiyorlar. Gönüllü üye sistemine bir an evvel geçin. Bu üyeler partinin geleceğini tayin etsinler. Yoksa bu parti asla büyümez. AKP nin 11 milyon üyesi var, senin 1.3 milyon üyen var. Kırsalda yoksunuz. Köylere gidin sizin için ne düşündüklerini duyun. Ben gittim ve duydum.
c. Son seçimde vekil adaylarını kimler nasıl belirlediler. Bu konuda neden şikayetler var. Üst yöneticiler kendilerine yakın adayları belirlemesi sosyal demokrat bir partiye yakışır mı. Atatürk’e yakışır mı. Örneğin; Kars adayı Muharrem Erkek’in oğlunun arkadaşı yada iş ortağı mı? Buna benzer başka adaylar var mı?
d. Millet ittifakı önemliydi. Bu iktidarı istemeyen milletin yarısı yada fazlası çok umutlanmıştı. Ancak aday belirleme süreci iyi yönetilmedi. Aylarca iki belediye başkanı ve Kılıçdaroğlu arasında yapılan kamuoyu yoklamaları tartışıldı. Başka adaylar düşünülmedi. Erdoğan’ın en çok korktuğu aday İmamoğlu hiç de hukuki olmayan bir dava ile önü kesildi. Bundan parti içinde memnun olanlar oldu. Sonunda belediye başkanları devre dışı bırakıldı. Mecburen Kemal Kılıçdaroğlu aday edildi. Bu da Erdoğan’ın en çok beklediği adaydı. Kendisi ve Bülent Kuşoğlu gibi arkadaşları bencillik yapmışlardır. Arkadaşları kendi geleceklerini düşünerek bu yanlışlığa vesile olmuşlardır. Bu Atatürk’ün partisine yakışmamıştır. Atatürk ülkesi için canını verirken bunlar makam sevdasına kapılmışlardır. Ülkenin kader seçiminde kesin kazanacak aday yerine kendi geleceklerini düşünmüşlerdir. Başkaları bunu gördü ama ne yazık ki bunlar göremedi. Meral hanım aylar önce bu adaya kesin karşı çıkmalıydı ve kesin tavrını ortaya koymalıydı. Sonunda ülkeyi yine bu kötü yönetime teslim ettiler.
e. Açık ve net Kılıçdaroğlu’nun adaylığı seçimi kaybettirmiştir. Bunun sorumluluğu ona ve arkadaşlarına aittir. Başka hiçbir bahane aramadan bu sorumluluğu almalılar ve gereğini yaparak Atatürk’ün partisinin önünü açmalılar.
Atatürk ülkesi için makam mevki demeden ülkesi için canını feda ederken, yıllardır iktidar olanlar ve Atatürk’ün kurduğu CHP nin başında olanlar, koltuklarından gitmemek için her türlü oyunu oynamaktan kaçınmıyorlar. Sonuç bu ülke şahsi ikbal, çıkarları ve koltukları peşinde koşan siyasi liderlerin yüzünden bu hale gelmiştir. Atatürk’ün izinde giden ve gerektiğinde onun gibi canını feda edecek siyasi liderlere ihtiyac vardır. Başka türlü bu ülkeyi ileriye taşıyamayız.