Pozitronlar, kozmik ışınların bileşiminin kompozisyonuna ilişkin bulut odası çalışmalarında Carl David Anderson tarafından 1932'de keşfedildi.
Pozitronun keşfi, İngiliz fizikçi Paul Adrien Maurice Dirac tarafından tahmin edilen elektronların teorik bir yönü için bir açıklama sağlamıştır.
Dirac dalga denklemi, daha önce gözlenmemiş bol miktarda negatif enerji durumlarını açığa çıkardı. 1931'de Dirac, bu durumların yeni bir tür parçacık olan antielektronla ilişkili olabileceğini öne sürdü.
Vakumda stabil olan pozitronlar, gama radyasyonu üretmek için imha yoluyla sıradan maddenin elektronları ile hızla reaksiyona girer.
Pozitronlar, protonca zengin (nötron eksikliği) radyoaktif çekirdeklerin pozitif beta bozunmasında yayılır ve çift üretiminde oluşur, ki bu durumda bir çekirdek alanındaki bir gama ışınının enerjisi bir elektron-pozitron çiftine dönüştürülür.
Ayrıca pozitif müonlar gibi bazı kısa ömürlü partiküllerin çürümelerinde de üretilirler. İnsan yapımı radyoaktif kaynaklardan yayılan pozitronlar, Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) olarak bilinen teknikle tıbbi tanıda kullanılır.