Pontusçuluğu kim ihya ediyor?
İstanbul Belediye Başkanlığı'nın 31 Mart öncesi ve 23 Haziran vetiresindeki seçim çalışmalarında "1453'ün rövanşı" dediler, "Koltantinopolis-İstanbul" kıyaslamasına giriştiler, Bütün Karadeniz'i ve özellikle Trabzon'u "Rumların ülkesi" yapıp çıktılar. Niye? Kendi adamları karşısındaki aday Ekrem İmamoğlu Trabzonlu olduğu için.
Bu suçlamaları yapan insanlar Türkiye'yi düşündüklerini, "millet"i düşündüklerini nasıl söyleyebiliyorlar?!
Akıl almaz suçlamaları "Menfaatim için Türkiye'yi de ateşe atarım!" anlamına gelmiyor mu?!
"Pontus" lafından yeni Pontus'u ihya etmek isteyenlerin ne mana çıkaracaklarını biliyor musunuz? Zaten, Pontus'u savunan kitaplar Türkiye'de nüfus cüzdanında "İslâm" yazan kimileri tarafından da yayınlandı. Kitaplardan birini okumuş, "Olmaz, olamaz bu kadarı!" demiştim, PKK ne ise, Pontusçu kitabı yazan "Türk" de o idi.
Ey Saray ahalisi! Şunu beyninizin çeperlerine kadar sokun! Biz Anadolu'ya sonradan geldik. Bu topraklarda Rumlar vardı, Ermeniler vardı.
Türkler, Ötüken'den bir çıktılar, Çin'in içlerine daldılar, Rusya ve Ukrayna bozkırlarına yayıldılar, Sibirya'nın en uçlarına kadar huruç ettiler, Balkanlara sarktılar, Anadolu'ya eriştiler ve bastıkları her toprağı vuruşa vuruşa "vatan" edindiler.
Hâlâ, Balkanların ötesinden başlayıp ta Mançurya'ya kadar kendi dilinde konuşa konuşa varabiliyorsunuz. Hadi "Türk" demeyeyim, yüzünüz buruşur; "Müslüman" diyeyim, bir Müslüman olarak "ümmet"in selâmeti için bunun size mutluluk vermesi gerekmez mi?
Bu insanların örneği yeryüzünde yok! Kendileri Müslüman, başkaları kâfir! Kendileri varsa Türkiye var; kendileri yoksa Türkiye yok! (Müslümanlıkları da kendilerinden menkul! Fetvacıları Hayrettin Karaman'ın "İslâm"ı kendi sınırlarına çektiği yazılarını hatırlayın!)
Seçim çalışmaları sırasında yaptıkları propagandalara bakın, bu neticeye varmazsanız, hani birileri derdi ya, Taksim meydanında işte şöyle yapacağım, işte böyle yapacağım, diye... Ben de işte öyle yapacağım!
Hakikaten sıtkım sıyrıldı. İnsanlıktan da İslâmdan da millî kıymetlerden de zerre kadar nasip almamışlar.
Kaç defa yazdım. "Şark Meselesi" ısıtılıyor. Batı pusuda. Verdiğiniz her açık, aleyhimize not ediliyor.
Prof. Dr. Kemal Beydilli, "Şark Meselesi"ni TDV İslâm Ansiklopedisi'nde ayrıntılı ortaya koymuştur. Bu maddenin kaynağı makaleyi de yine Kemal Beydilli yazmıştır. Doğu-Batı Yayınları arasında 2009'da çıkan "Halil İnalcık Aramağanı-I" makaleler toplamı kitapta yer alır. Söz konusu makaleye Halil İnalcık'ın "Şark Meselesi"ne dair Taha Akyol'a yolladığı bir mektupla girilir. Bu kısa mektupta İnalcık, Batı'nın nasıl pusuda beklediğini çok veciz ortaya koyar. Bir yerinde der ki: "Batı Türkiye'ye karşı 19. yüzyılda Osmanlı'ya uyguladığı politikayı uygulamaktadır."
Halil İnalcık gibi itiraz edemeyeceğiniz bir âlim bunu söylüyor. Siz ise Türkiye'yi orasından burasından parçalamakla meşgulsünüz.
PKK ile mücadele sürerken, karşımıza bir de Pontus'u çıkarıyorsunuz. PKK bunu hesabını sizden çok önce yaptı ve Karadeniz'e militanlarını gönderdi. Üç-beş kişi de olsa hiçbir surette boş bırakmıyor. Yakında PKK'nın yanına Pontusçu militanlar da eklenirse hiç şaşırmayın!
Aha burada yazıyorum: Bu adamlar gitmezse, Türkiye gider!