Türkiye'de kırsal alanlardaki altyapı ve ulaşım yetersizlikleri, coğrafi koşullar, dağınık yerleşme, ekonomik kaynak yetersizliği gibi sorunlar kırsal alanların gelişimini engelleyen en büyük nedenlerdir.
Bu nedenlerin artmasıyla kır ve kent arasında ciddi sosyal – ekonomik farklılıklar oluşmaktadır. Bu fark bazen kentin lehine, kırsalın ise maalesef aleyhinde bir sonucu doğurmaktadır. İşte bu yüzden geleceğin doğasında kırsal alanlardaki farklılığın eksikliğin giderilmesi için bölgede kalkınma ivmesini artıran faaliyetlerin hayata geçirilmesi ve hızlandırılması gelecek için elzem olmaktadır.
Kırsal kalkınma, kamu politikalarının desteği ile yürütülebilecek geniş bir çalışma sahasıdır. Bu saha kamu kaynaklarını doğru şekilde kullanılmasını bölgeler arası geri kalmışlığı ve sosyal ekonomik dengesizliği ortadan kaldırmayı amaçlar.
Kırsal kalkınma politikalarının temel hedefi, kırsal alanda asgari yaşam standartlarını ülke ortalamasına yaklaştırmaktır. En başta hedef bölgelerarası farklılıkları azaltmak mevcut ekonomik alt yapıyı harekete geçirerek ekonomiyi çeşitlendirmek, istihdam ve yatırım olanaklarını iyileştirecek adımlarda bulunarak geliri ve refahı yükselmektir..
Aslında, bölgede kırsal kalkınmada yapılmak istenen şudur; bölgesel gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi suretiyle, tarımsal üretimi sağlamak toprak ve su doğal kaynaklarını korumak verimliği artırmak, sosyal ve fiziki altyapıyı tamamlayarak tüm yaşam alanlarını iyileştirmek felsefesi vardır.
Bu doğrultuda kırsal kalkınma politika planlarının ve projelerinin uygulanması, sevk ve idaresi, koordinasyonu kurumlar arası işbirliği ve yönetim anlayışı oldukça mühimdir.
Çünkü kırsal kalkınma kır ve kent arasındaki sosyal yapının dengelerini korurken, diğer bir yandan da faydalı yönde değişimine gelişimine izin verir..
Kırsal kalkınma modelinin yürütülmesi bölgeden bölgeye yöneticiler ve faydalanıcılar tarafından farklı yorumlanmış ve uygulanmıştır. Bölgeler arası eğitim, ekonomi, coğrafi ve göç gibi alanların dağılımı da kalkınma projelerinde etkili olmuştur.
Kalkınma faaliyetlerinin bölgesel çalışmaları politika ve projelerinin uygulanması sürecinde uyumluluğu, planlama ve yönetim alanında bilinçli olmak dikkat çekmektedir. Bu da bölgenin kırsal kalkınma projelerine diğer bölgelere göre daha istekli, farkındalığı daha yüksek ve kalkınma konusuna etraflıca baktığını göstermektedir. Ancak yerel kalkınma sağlamak için yeterli değildir.
Türkiye’de bölgelerin modernlik ve ekonomik açıdan birbirinden farklı olması kırsal projelerin yetersizliği planlama eksikliği ve yönetim belirsizliği kalkınma yönetimdeki sorunların karmaşası olduğunu göstermektedir.
Kırsal kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi hususunda özellikle, yerel yönetimlerin kalkınma süreci koordinasyonunda daha fazla etkili olması,proje etkinlikler geliştirerek destek alması alan çalışmalarında araştırmalar yapması kalkınmaya çok büyük bir katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak, kırsal kalkınmada rol oynayan tüm katılımcıların, yerel ve merkezi kalkınma idarecilerinin kalkınma projelerini teşkilatlı ve etkin yürütülmesinde planlamaya ve yönetim sorunlarının derinliğine önem vererek bilgili ve ilgili olması ülkemizin kalkınmasında çok etkili olacaktır..