PKK yaşam alanlarına saldırıyor!
DTK Eş Başkanı Hatip Dicle bir süre önce tehdit gibi şu açıklamayı yapmıştı: "Bahara devletin bu tutumu sona ermezse gerilla şehir merkezlerine inecek. Bu durum bizi çok korkutuyor. Metropollerde patlak verecek bir savaşın Avrupa ülkelerine sıçraması da kaçınılmaz olur. Çünkü hem devlet, hem de örgüt Fransa ve Almanya gibi ülkelerde çok örgütlü."
Bu sözler dolaylı olarak PKK'ya terörü 'metropollere taşı' çağrısıdır. Avrupa ülkelerini de PKK terörüyle tehdit ederek 'araya girin Türkiye'nin terörle mücadelesini durdurun, örgütün daha fazla ezilmesini engelleyin' talebidir.
KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, Türkiye'yi tehdit ederek, güvenlik güçlerinin operasyonlara devam etmesi halinde dağlarda bulunan PKK'lıların da şehir merkezlerine ineceğini söylüyor.
TAK'ın Sabiha Gökçen Havaalanı'na yönelik havan toplarıyla yaptığı saldırıyı bu bağlamda düşünmek gerekir.
Kapana sıkışan PKK arabulucu arıyor!
Bayık aynı zamanda 'uluslararası topluma terör örgütü PKK ve Ankara arasında barış görüşmelerinin yeniden başlatılmasına aracı olması' çağrısında da bulunuyor. Bu durum terör örgütünün TSK karşısında içine düştüğü çaresizliği göstermektedir. Örgüt, Güneydoğu'da yok olma tehdidiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle PKK içeride ve dışarıda ne kadar yedek, yandaş, sempatizan ve destekçisi varsa tamamını yardıma çağırmıştır. Akademik bildiriciler, siyasetçi, sanatçı, sporcu, sendikacı destekçiler PKK'nın ezilmesini durdurmak için elinden gelen her şeyi yapmışlardır.
Bayık bir süre önce de "Türkiye'nin içinden ve dışından gelen başka örgütlerle birlikte yakında bir devrimci direniş cephesinin kuruluşunu ilan etmeyi öngörüyoruz" dedi. Adını vermeyeceği örgütlerin terör örgütü PKK ile birlikte mücadele edeceğini söyledi. Acaba başta İsmail Akkol olmak üzere DHKP-C'li militanların art arda Türkiye'ye giriş yapması bu bağlamda düşünülemez mi?
Murat Karayılan, Cizre, Silopi, İdil gibi yerlerde PKK terörünün beli kırıldığında "Ölümsüzler Taburu da metropollerde harekete geçer... Metropol sahalarına da yönelirsek savaşın kapsamı daha da gelişir" diyor. Canlı bomba eylemleri ile kahvelere, derneklere, gazetelere yönelik saldırılar bu bağlamda gerçekleşmiştir.
Terörü yaşam alanlarına yaymak!
Yeni Şafak gazetesinin önüne maskeli 5 saldırgan geliyor Molotof kokteyli atıyor ve ateş açıyor. Daha sonra da Yeni Akit gazetesine aynı türden silahlarla ateş ediliyor. İstanbul'da bir süredir kahvehaneler-dernekler taranarak insanlar öldürülüyor. Bütün bunlar sistemli ve provokatif terör eylemleridir.
Yaşananlar Türkiye'de yaşam alanlarına yönelik ciddi saldırılardır. Saldırıların amacı insanlara bulundukları hiç bir yerde güven içinde olmadıkları duygusunu yaşatmaktır. Terör örgütü, istediğimiz anda her yeri, herkesi ve her şeyi vururuz, mesajı vererek toplumu talepleri karşısında diz çöktürmeye çalışmaktadır.
Bu bağlamda PKK, saldırılarını her anlamda çeşitlendirmiştir. Bütün gücüyle yaşam alanlarını yaşanamaz hale getirmeye çalışmaktadır. Araçların yakılmasından canlı bomba saldırılarına, kahvehanelerin-derneklerin Kaleşnikofla kurşunlanmasından havaalanlarına havanlı saldırılara uzanan terörist eylemler gerçekleştirmektedir. Son zamanlarda buna gazetelere yönelik terör eylemleri de eklenmiştir.
PKK terörünün kör şiddeti kimi ve ne zaman vuracağı belli değildir. Bu, terörün bir bütün olduğunu da somut bir gerçeklik olarak ortaya koymaktadır. PKK, insanı ve değerlerini hedef alan yok edici eylemde sınır tanımadığını kanıtlamıştır.
Aslında yaşananlar PKK'nın içine düştüğü çıkmazı göstermektedir. Örgüt, Güneydoğu'da kapana sıkışınca terörü, ülke genelinde bütün yaşam alanlarına yayarak üzerindeki baskıyı azaltmaya çalışmaktadır. Örgüt bu bağlamda katledebildiği kadar insan katletmektedir. Ellerinden ancak bu kadar yakma, yıkma, öldürme ve saldırma eylemi gelmektedir. PKK bir kez daha sahada yenilmiştir. Yeter ki siyaset, PKK'nın yenilgisini zafere çevirmesine izin vermesin!