PKK tezgâhındaki güvercin gübreleri
Güvercin müptelası cümle kalem erbabı, Mehmetçik ne zaman vatan hainlerinin tepesine çökmeye kalkışsa hep bir ağızdan feryat ediyor:
-“Kan çözüm değil, analar ağlamasın!”
Değişik türleri olmakla birlikte, bu güruhun yekûnuna birden ‘güvercin gübresi’ demekte bir beis yoktur.
Zira onların akmasını istemedikleri yegâne kan, ’bölücü teröristlerin’ kanıdır.
Bir gece yarısı askeri birlikler kahpece basılıp henüz yirmi yaşındaki çocuklar koyun boğazlanır gibi katledilirken; onlar sabah döşenecekleri yazı için sloganı çoktan bulmuşlardır:
-“Silahlar sussun!”
Hangi silahlar? Kimdir katliam yapan? Kendi askerine kurşun sıkan caniyi, Mehmetçik ile eş tutan bu güvercin gübrelerinin susturmayı istedikleri silah ’hangisidir’ acaba? Kurdukları iğrenç dengeye bir bakın, kefenin bir gözüne ’Mehmetçikleri’, öbür gözüne ’eli kanlı bebek katillerini’ koyup akıllarınca “adil, barışçıl, kalıcı” bir çözüm önerisini masaya sürme derdindeler.
Artık pervasızca dillendirdikleri tez şudur:
-“Silahla çözemedik. Masaya oturalım.”
***
Bunların bir de kendini ‘posta güvercini’ zanneden tipleri var, malumunuz.
Bir ayakları Kandil, öbürü İmralı’da. Ankara’yı da atlamayalım. ’Sacayağı’ şeklinde oradan oraya kanat çırpıp duruyorlar.
Aslında taşıdıkları ‘haber’ falan da değil, ‘eşkıyanın taleplerini’ yetkili zevata iletip ‘çözüme katkı sunma’ telaşındalar.
Bir yandan da yetkili zevatın ‘halkı uyutmak’ için ürettiği hapları el altından ‘servis etmekle’ görevlidirler.
“Canım şimdi terör olaylarını büyük görmenin, şehit cenazelerine yer vermenin ne âlemi var?” der, insanların içini karartmaktan uzak durmak gerektiğini savunurlar.
Ama aynı güvercin gübreleri Libya lideri Muammer Kaddafi’nin linç ediliş sahnelerini çarşaf çarşaf yayınlayıp, ekranlarda dakikalarca göstererek ABD mahsulü Arap Baharı’nın yelkenlerine rüzgâr taşırlar.
***
Son 10 yıldır, PKK’ya toz kondurmamayı kendisine görev addetmiş ne kadar aşağılık kalem erbabı varsa, hepsi birden ve sözleşmiş gibi kahpe saldırıları ’aynı gerekçe’ ile perdelemeye çalışıyor:
-“Demokratik hakların genişlemeye başlaması, bazılarını rahatsız ediyor.”
Yani lafı evirip çevirip terör örgütünün arkasında bir ’derin devletin’ varlığına getirmeye çalışıyorlar.
Madem örgüt ‘derin devlet’ tarafından kontrol ediliyor, madem eli kanlı caniler sizin ’cici demokrasiniz’ önünde bir heyula, madem Türkiye ne zaman ’hamle yapmaya’ (!) kalkışsa, bebek katilleri baskın düzenliyor.
O halde, her operasyon sonrası ‘kuyruğuna’ basılmış it gibi niye uluyorsunuz?
Neden bir yerlerinizi yırtıyorsunuz “Şiddet çözüm değil, kanla çözüm olmaz” diye?
Bırakınız Milli Savunma Bakanlığı’na bağlılığını ifade eden paşalarınız o çakal sürüsünü bitiriversin. Hem böylece bir taşla iki kuş vurulur değil mi? ‘Demokrasinin’ önündeki bütün engeller kalkarken, ‘derin devletin’ maşası PKK da imha edilmiş olur.
***
Behey, kokuşmuş güvercin gübreleri!..
Yoksa siz hâlâ o ‘cücük’ beyninizle milleti keriz yerine koymaya mı çalışıyorsunuz?
Sakın siz şu ’yeni anayasa’ için bu canileri koz olarak kullanıp, “Bu anayasayı çıkarmazsak, daha çok kan akar” demeye getiriyor olmayasınız?
Sanki ‘PKK’nın kuyruğu’ ile ‘sizin kuyruğunuz’ arasında bir bağ var gibi.
Ne dersiniz?