PKK tamamen imha edilse...
Yarınki gazetede aşağıdaki haberlerden hangisini okumak istersiniz:
1- Türk Silahlı Kuvvetleri, TBMM’den aldığı yetki ve ABD’nin de göz yumması ile Kuzey Irak’a sınır ötesi harekat başlattı. F-16 filolarının desteği ile Irak sınırındaki Zaho, Behtinan, Haftanin, Dohuk, Mesina, Avaşin, Zap, Hakurk, Mahmur, kamplarını yerlebir eden Mehmetçik son olarak Kandil’i de kuşatarak teröristlerin hepsini sığınaklarında imha etti. Operasyonlarda bin Mehmetçik şehit olurken 5 bin terörist de ölü ele geçirildi. Türkiye’nin yeni hedefinin Suriye’deki PKK kampları olduğu bildirilirken, tedbir almazsa operasyonun İran sınırındaki terör kamplarına yayılacağı öğrenildi.
2- Özel Kuvvetler Komutanlığı, Jandarma ve Polis Özel Harekat birimlerinin seçme personelinden oluşturulan özel komando operasyon timleri MİT’in sağladığı istihbarat ile PKK elebaşıları Murat Karayılan, Fehman Hüseyin, Cemil Bayık, Rıza Altun, Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Nizamettin Taş, Ali Haydar Kaytan ve Zübeyir Aydar’ı tereyağından kıl çeker gibi inlerinde enseleyerek Türkiye’ye getirdi. Terör örgütünde tam bir panik yaşanırken dağılan militanların önemli kısmının devletten ‘evine dön’ çağrısı beklediği kaydedildi.
3- Yeni açılım paketi PKK’nın lider kadrosunu dahi şaşkına çevirdi. Abdullah Öcalan’ın ve BDP yöneticilerinin “silah bırakın” çağrısından sonra bölücü örgütte parçalanma yaşanıyor! “Bağımsız Kürt devleti kuruluncaya kadar savaş” sloganına sarılan elebaşılar ‘Savaş lordu’olmakla ve kardeş kanının rantını yemekle suçlanıyor! Örgüt militan ve sempatizanları birbirine düştü. Silah bırakıldığı takdirde bugüne kadar elde edilen kazanımların kaybedileceğini savunan sertlik yanlısı kesim, ‘önderliğin’baskı altında böyle bir talimat verdiğini, BDP’nin da korkuyla bu kararı aldığını iddia ediyor. Kesinlikle silah bırakılmaması gerektiğini savunan elebaşılar, böylece devletin taviz vermeye devam edeceğini öne sürdü.
Bir gün yukarıdaki haberlerden birini mutlaka okuyacağız. Biliyorum ki ilk ikisi içinize kısmen bir serinlik verecek, yüreğinizi soğutacak. Ancak özellikle birinci senaryoda yazılanlar hakkında biraz daha etraflıca düşünmemiz gerekiyor. Birkaç gün içinde kalkacak 5 bin cenaze toplumun sosyal ve moral dengesini nasıl etkiler? Cenaze törenlerinde dökülen gözyaşları ve yürek yakan son yolculuk manzaraları Türk Milletinin içerdeki ve dışarıdaki imajını ne hale getirir?
Teröristlerin devlete ve vatana ihanetleri onları hıyanete götüren yolları kapatmayan devlet yöneticilerini de suçlu hale düşürüyor. Sivrisinekle mücadele için öncelikle bataklığı kurutmak gerekiyor. Çeyrek yüzyıllık gaflet ve dalaletin faturası sadece dağa çıkmak zorunda bırakılan çocuklara kesilemez. Güneydoğu halen şiddet üreten bir potansiyele sahip. Birkaç yıl öncesine kadar Diyarbakır’da dahi Hizbullah, PKK veya Jitem’den hangisi daha çok zor kullanırsa hakimiyet onun kontrolüne geçiyordu. Hukuk düzeninin kurulmadığı bir ortamda meydan sokak kabadayılarına kalacaktır.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye TSK’nın Kandil’i yok edebilecek güce sahip olduğunu bunun gerçekleşmesi için de “devlet kararı olması, ABD’nin ikna edilmesi ve muhtemel ağır kayıplara karşı kamuoyunun hazırlıklı olması” gerektiğini söylemiş. Özel, terörle mücadele eden askerlere de MİT Müsteşarlığı’na tanınan yasal koruma kalkanı sağlanması gerektiğini savunmuş.
Bu arada Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması konusunda 27 Mayıs darbesi öncesi durumu örnek gösteren Özel’e katılmak mümkün değil. Şartlar çok farklı. Üstelik İsmet İnönü döneminde Genelkurmay’ın bağlanma durumu hiç de sorun teşkil etmiyordu. Adamına, duruma, şartlara vs göre değişen sistemlerden artık kurtulmamız gerekiyor.
Asıl konumuza dönersek, terörle mücadele konusu hükümeti de TSK’yı da çoktan aşmış durumda. Herkesin elini taşın altına sokması ve bir şekilde bölgede bulunması gerekiyor. İşadamları yatırım yapmalı, milliyetçi belediye başkanları ve oda başkanları ise bölgeden kardeş belediye ve odalar bularak ziyaretler gerçekleştirmeli, birlikte faaliyetler düzenlemeli, okullar açmalıdır. İnsanlarımız gruplar halinde ülkemizin doğusu ve batısı arasında gidip gelmelidir.
Unutmayalım ki, Şimdiye kadar terör operasyonlarında ölü sayısı 30’a ulaştığı zaman dahi büyük infialler uyandırdı. Doğrusu o kadar gözyaşı altında boğulmayacak bir hükümet kurulabileceğini de zannetmiyorum.