Piyasalar Trump’ın planlarını sınırlayabilir mi?

Piyasalar Trump’ın planlarını sınırlayabilir mi?

Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, ilk döneminde var olan birçok denetim mekanizmasından yoksun olacak. Ancak ABD borsası, eski başkanın radikal politikalarını dengeleyici bir rol üstlenebilir mi? İşte yeni dönemin olası etkileri...

Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, ilk dönemine göre çok daha farklı bir tablo sunuyor. Kongre’deki “Never-Trump” Cumhuriyetçilerin çoğu ya taraf değiştirdi ya da koltuklarını kaybetti. İlk döneminde Trump’a karşı duran ekonomik danışman Gary Cohn ve benzeri isimlerin yeni dönemde yer alması beklenmiyor. Üstelik Yüksek Mahkeme, başkanlara geniş kapsamlı dokunulmazlık tanıyan kararlarıyla Trump’ın elini güçlendirdi.

Ancak bu yeni dönemde ABD borsası, Trump’ın radikal politikalarını sınırlamada etkili olabilir. İlk döneminde borsanın hareketlerini yakından takip eden Trump, Dow Jones Endeksi’ni başarı göstergesi olarak görüyordu. Hatta bu konuda sık sık sosyal medyada paylaşımlar yaparak piyasalardaki olumlu gelişmeleri kendisine mal etmişti.

ÇİN TARİFE PLANLARI VE PİYASA TEPKİLERİ

Trump’ın ikinci döneminde Çin’e yönelik yüksek tarifeler planı, ABD piyasalarında önemli dalgalanmalara yol açabilir. 2018 yılında ABD-Çin ticaret savaşı sırasında piyasalarda yaşanan çalkantı, Trump’ı Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile anlaşma yapmaya itmişti. Benzer bir senaryo, Trump’ın 2025’te hayata geçirmeyi vaat ettiği %60 oranında Çin tarifeleriyle tekrar gündeme gelebilir.

Ekonomistler, bu tür tarifelerin ABD’de enflasyonu artıracağı konusunda uyarıyor. Ayrıca Trump’ın tüm ithalatlara %10-20 oranında vergi getirme planı, Amerikan şirketlerinin maliyetlerini yükseltebilir. Ancak yatırımcıların sert tepkisi, bu planların uygulanabilirliğini sınırlayabilir. BTIG’den Isaac Boltansky’e göre, “Trump’ın gündemini gerçekten etkileyebilecek tek şey borsadır.”

TAHVİL PİYASASINDA ENDİŞELER

Trump’ın politikaları sadece hisse senedi piyasalarını değil, tahvil piyasalarını da etkileyebilir. Tahvil fiyatlarının düşmesiyle getiriler yükselirken, bu durum borçlanma maliyetlerini artırabilir. Yükselen faiz oranları, özellikle ipotek ve işletme kredileri için olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Trump’ın vergi indirimlerini genişletme ve 2017’deki vergi yasasını tamamen uzatma planları, tahvil piyasasının tepkisiyle karşılaşabilir. Yatırımcılar, artan bütçe açıklarına karşı tahvil alımlarını sınırlayarak Trump’ın politikalarını zorlaştırabilir. Boltansky, “Tahvil piyasası bize ne kadar borçlanabileceğimizi gösterecek,” diyor.

YATIRIMCI VE CEO TEPKİLERİ

Trump’ın milyonlarca belgesiz göçmeni sınır dışı etme planı da piyasalarda endişe yaratıyor. Bu tür bir adım, iş gücü maliyetlerini artırarak enflasyonu tetikleyebilir. Yatırımcılar ve CEO’ların bu plana göstereceği direnç, Trump’ın ekonomik ajandasını yeniden şekillendirebilir. Ancak Trump’ın piyasadaki olumsuz geri bildirimleri dikkate alıp almayacağı belirsizliğini koruyor.

Jeffrey Sonnenfeld’e göre, “Trump, piyasadan gelen olumsuz tepkileri asla kendi hatası olarak görmez. Suçu hep başkalarına yıkar.”

PİYASALARIN BELİRLEYİCİ GÜCÜ

ABD piyasaları, Trump’ın ikinci döneminde önemli bir denge unsuru olabilir. Ancak piyasaların tepkisinin, Trump’ı ne ölçüde etkileyebileceği hala kesin değil. Boltansky’nin de belirttiği gibi, “Trump’ın ne kadar acıya dayanabileceğini bilmiyoruz. Ancak bunu yakında öğrenebiliriz.”

ap24310038555382.webp