Piyasa esrarlı, gidişat gizemli!..

Türkiye''nin neredeyse her kentinin sokaklarından dehşet uyandırıcı uyuşturucu manzaraları yansıyor sosyal medyaya...

Artık bali ve tiner değil tek mesele, sentetik uyuşturucuların da bir furya halinde okul önlerine kadar düştüğü öne sürülüyor ki, eyvah eyvah!..

Sokaklarda, köşelerde, köprü altlarında, üst geçitlerde; kimi titreyerek, kimi kendini yerden yere atarak uyuşturucunun çirkef bataklığında bedenlerinin hakimiyetini yitirmiş gençlerin vahim görüntüleri toplumu derinden yaralıyor, milyonlarca aile ise hem ürküyor, hem de devletin bu olaya sert müdahalesini bekliyor...

Çünkü sadece 2021 yılında zehir tacirlerine yönelik 215 bin 228 operasyonda yakalanan 293 bin 905 kişiden 26 bin 128''i tutuklanmış... 2021''deki zanlıların yüzde 90''ı sokaklarda vesselam!!!

Türkiye''deki uyuşturucu meselesi 2022 içinde de defalarca gündeme gelirken, ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu geçen hafta yaptığı bir açıklamada, uyuşturucu kullanımının 10 yaşına kadar düştüğünü söyledi, kendisine yanıt veren İçişleri Bakanı Soylu ise 177 bin uyuşturucu satıcısının cezaevinde olduğuna dikkat çekti...

CHP liderinin, küçük çocuklara kadar toplumun her kesiminden insanların uyuşturucu tehdidinde olduğunu söylemesi ne kadar ürkütücüyse, 177 bin kişinin uyuşturucu satıcılığından cezaevinde olması da bir o kadar korkutucu...

Ancak bu vahim tablodaki dehşet uyandırıcı gerçekler sadece bunlardan ibaret değil!..

Cari açık, kokain ve dehşet!..

+++++++

CHP lideri Kılıçdaroğlu''nun "Kara paraya göz yumdular, cari açığı uyuşturucu parasıyla finanse ettiler" şeklindeki son iddiası da AKP ile CHP arasında büyük bir tartışma yarattı...

Kılıçdaroğlu''nun iddiası siyasetin farklı alanlarında, çok farklı tepkiler de gördü...

CHP liderinin bu iddiası, geçtiğimiz yıllarda bazı siyasetçiler ve yakınlarının da içinde bulunduğu "uyuşturucu gemileri"ni bir kez daha gündeme getirirken, AKP medyası Kılıçdaroğlu''nun iddiasını çürütmek için taarruza geçti...

"Türkiye''de uyuşturucu ile mücadele ediliyor mu, edilmiyor mu" tartışmasında yeni bir sayfa açılırken, işte bu sırada sadece siyasetçilerin adlarının karıştığı gemiler değil, PKK''nın bir dönem Güneydoğu''yu esrar tarlalarına çevirerek örgütü uyuşturucuyla finanse ettiği şeklindeki dosyalar da yeniden açıldı...

AKP''liler Kılıçdaroğlu''nun iddiasının hem uyuşturucuyla mücadele eden asker ve polisin moralini bozduğunu, hem de Türkiye''nin yurt dışındaki itibarını zedelediğinden yakınırken, güvenlik kurumları Türkiye''de son yıllardaki uyuşturucu operasyonlarına dikkat çekerek, CHP liderini yalanlamaya çalıştı...

İşte bu sırada Türkiye''nin en büyük metropolü olan İstanbul Valiliği''nden yapılan bir açıklama var ki, bırakın CHP ile AKP arasındaki uyuşturucu tartışmasını, asıl tehdidi de çarpıcı biçimde gözler önüne serdi...

İstanbul''da ürkütücü tablo!..

+++++++++

İstanbul Valiliği, uyuşturucu ve madde bağımlılığıyla mücadele kapsamında, emniyet, sahil güvenlik, jandarma ve gümrük ekiplerinin son 10 ayda 42 bin 442 operasyon yaptığını, olaylarla ilgili 61 bin 612 kişinin yakalandığını ve bunlardan 6 bin 103 şüphelinin tutuklandığını açıkladı...

İstanbul''daki operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucunun miktarı ve içeriği ise dehşet uyandırıcı...

Çünkü son 10 ayda düzenlenen operasyonlarda tam 739 kilo kokain, 841 kilo eroin, 6 bin 821 kilo esrar, 545 kilo bonzai, 4 bin 639 kilo metamfetamin, 22 milyon 375 bin adet ecstasy-captagon hap, 279 kilo diğer uyuşturucu maddeleri ile 10 bin 700 litre asetik anhidrit ele geçirilmiş...

Bu vahim tablo Türkiye''nin sadece bir şehrindeki ürkütücü uyuşturucu batağını anlatıyor...

Bu tablodaki sonuçlara Türkiye''nin diğer 80 ilindeki uyuşturucu operasyonu bilançolarını da eklerseniz, ülkenin her köşesinde birer zehir bataklığı olduğunu görürsünüz...

Örneğin İçişleri Bakanlığı, CHP liderinin iddialarından birkaç gün sonra, sadece Osmaniye''de 130 uyuşturucu satıcısının gözaltına alındığını açıkladı...

Evet; siyasetçilerin ve yakınlarının uyuşturucu gemileri ile gündeme gelmesi, uyuşturucunun cari açığı kapatmaya yönelik müdahalelerde kullanıldığı iddiaları elbette vahim ama, toplumun sağlığı, gençliğin ve ülkenin geleceği açısından asıl tehdit, zehir bataklığının iyice yayılmaya başlaması!..

O halde iki önemli soru var;

Son on ayda yakalanan 60 bin uyuşturucu zanlısı ve ele geçirilen tonlarca uyuşturucu göz önüne alındığında, sadece İstanbul''a bu kadar zehir nereden geliyor, bu sevkiyat yurt dışından mı yapılıyor, yoksa yurt içindeki laboratuvarlardan mı?..

O halde sokak torbacıları yerine, uyuşturucunun asıl bataklığını tamamen kurutmak daha yaşamsal değil mi?..

Diğer mesele ise uyuşturucu ile mücadele gibi çok önemli bir konunun siyaset üstü olması gerekmiyor mu?..

Devlet, liselerin önüne kadar düşen uyuşturucuya karşı topyekûn bir mücadeleyi neden başlatmıyor, bu tehlikeli furyanın arkasındaki asıl mekanizmayı neden dağıtmıyor, yurt dışı ve içindeki zehir sevkiyatına neden tamamen darbe vuramıyor?..

Sadece İstanbul''da tonlarca uyuşturucu ve bunları piyasaya süren on binlerce kişi ele geçirilirken ve diğer 80 ildeki operasyonlarda da benzer sonuçlar varken, tüm siyasi partilerin ortaklığıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi''nde bu olayın üzerine neden gidilemiyor acaba?..

Çünkü siyasetin sağı-solu oluyor da, uyuşturucunun kimleri zehirleyeceğinin sağı-solu hiç belli olmuyor!..

Velhasıl; siyasetteki tepkiler ve açıklanan bilançolar uyuşturucu işinde gidişatın esrarlı olduğunu gösteriyor ama, olayın perde gerisindeki sevkiyat, ticaret gizeminin de bir an önce yok edilmesi gerekiyor!!!

Yazarın Diğer Yazıları