Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Pişmanlık, tevil ve takiye!

15 Temmuz, yüce değerlerin alçak amaçlar için istismar edilmesinin tarihidir. İnsanların iyi niyetlerinin, saflıklarının, aldanmışlıklarının ve doğal olarak aç gözlüklerinin kendilerini getirdiği yeri 15 Temmuz ortaya çıkarmıştır. Dahası Allah'ın verdiği aklı, zekâyı ve muhakemeyi kullanmayanların içine düştüğü zavallı durumun fotoğrafı 15 Temmuz'da çekilmiştir.

Malumdur ki, kendi aklını kullanamayanların gideceği yeri başkalarının ayakları tayin eder.

Düşmanın yapamadığını yapmak!

Portföyünde kimler yoktu ki; profesöründen generaline, savcısından iş adamına, sporcusundan sanatçısına aklını tatile çıkarmış ne kadar adam varsa bir meczubun arkasına takılmış.

Kimisi otuz yıl birlikte olmuş anlayamamış, kimisi ömrünün büyük bir kısmını beraber geçirmişler tanıyamamış, kimisi her vaazını dinlemiş ama olanın bitenin farkına varamamış!

Bugünlerde pişman olanlar okulları, mülkiyeyi, adliyeyi, askeriyeyi, medyayı birlikte ele geçirme operasyonlarına katılmışlar ama uyanmamışlar. Kasetler, şantajlar, montajlar, komplolar gözlerini açmamış!

Dahası Türkiye'yi bırakmış ABD'ye demir atmışlar. Türkiye'de Emniyete güvenmezken CIA'ya güven üzerine güven tazelemişler.

Bir türlü akılları başlarına gelmemiş!

Sonuçta bu meczuba aldananlar 15 Temmuz'da TBMM'yi bombalayarak bir zaman Yunan'ın yapamadığını, Özel Harekât'a saldırarak PKK'nın başaramadığını, tanklarla halka ölüm yağdırarak düşmanın aklına gelmeyeni yapmışlardır.

Pişmanlık seansları!

Yapılanların tevil edilecek bir yanı kalmayınca örgütün mensupları kafileler halinde 15 Temmuz sonrası televizyonlarda pişmanlık seansları düzenlemek zorunda kalmışlardır.

Pişman olduğunu söyleyen savcı, örgütten gelen talimatlar doğrultusunda dava açtığını itiraf ediyor. Karşılığında Cemaatin, çocuklarına burs, kendisine para verildiğini açıklıyor. İtirafçı oluyor ve pişmanlık duyduğunu belirtiyor. Yenilir yutulur olmayan özrü kabahatinden büyük suçlarını itiraf ediyor.

Eski DGM Savcısı, FETÖ'yle ilgili olarak yaptığı soruşturma aşamasında hiçbir yetkiliden destek alamadığını belirterek şunları söylüyor: "Şimdi çıkıp ahkam kesiyorlar... yetkililerden birkaç kişi hariç hepsi Fetullah'ın yanında yer aldı. Çünkü o zamanlar Fetullah demek kariyer, para, makam ve itibar demekti. Fetullahçı olmak demek istikbalinin önündeki yolların açılması" demekti.

Bu resmen zevahiri kurtarmak için takiye yapmaktır.

Pişman olanlara adam 'Mesih'im demiş' tınmamışlar, 'Mehdi'yim demiş' inanmışlar, 'Peygamber Efendimizden talimat aldığını' söylemiş kendilerinden geçmişler!

Saflara, gafillere, cahillere ya da Ashab-ı Kehf tipi uykuya dalmış olanlara söyleyecek söz yoktur.

"Suçlu o, pişmanız"

Ancak bunlar soruları birlikte çalmışlar, himmete birlikte katkı sunmuşlar, mahremlere birlikte girmişler, dinlemedikleri, kasete almadıkları siyasetçi kalmamış!

Gün gelmiş onları kullananlar Okyanus ötesine kaçmış diğerlerinin payına ise pişmanlık düşmüş!

Bunlar Emniyet müdürü, savcı, öğretmen olmuş devlet makamlarını işgal etmişler ama devletin yasalarına değil FETÖ'nün talimatlarına uymuşlar.

'O dedi. Ben yaptım. Pişmanım' diyerek bir millete karşı işledikleri devasa suçun içinden sıyrılmaya çalışmaktadırlar.

Bunlardan birçoğu bombalar başkente düşene kadar uyanamamış(!). Sonra bir anda televizyonlara üşüşüp "O suçlu, biz pişmanız" türünden açıklamalarda bulunmuşlardır!

Takiyeyi kimlik edinenlere kim inanır?

Ortada dünyaya yayılmış devasa bir örgüt var. Ardında istihbarat servisleri ve Türkiye karşıtı ülkeler bulunuyor. Böyle bir örgütün yaptığı her şeyi tepesindeki bir kişiye indirgemek yapılacak yanlışların en büyüğüdür.

FG, ipleri ABD'nin elinde bulunan sefil bir kukla rolünü oynamaktadır. Ortada CIA'dan MOSSAD'a istihbarat servisleri, ajanlar, iş birlikçiler, siyasetçiler, sanatçılar, sporcular, STK'lar, holdingler, iş adamları var.

Doğrusu televizyonlarda suçüstü yakalanmanın telaşıyla ifade edilen pişmanlığın hiçbir geçerliliği yoktur. Ortada örgütlü bir suç var! Suç hep birlikte işlenmiştir.

Dahası takiyeyi bir kimlik biçimi haline getirmiş olan bu kişilerin pişmanlıklarının da bir çeşit tevil olmadığına bu örgütü gerçekten tanıyanlar nasıl ikna olacak?

Dikkat!

Yazarın Diğer Yazıları