Antalya Phaselis Antik Kenti büyük bir tahribatla karşı karşıya bırakıldı. Endemik bitki türlerine ve soyu tükenmekte olan caretta caretta kaplumbağalarına ev sahipliği yapan ormanın ve denizin kavuştuğu bölge iş makinalarının yıkıcı etkisine uğramış durumda.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, kafeterya, otopark, karşılama merkezi, cankurtaran ünitesi, duş ve tuvaletler gibi günlük kullanımlara yönelik proje için özel bir inşaat ve restorasyon şirketine ihale verdi. Bu ihale süreçlerinin karara varılması sonucu antik kentte iş makinalarının sesleri yükselmeye başladı.
Ateş yakmanın, çadır kurmanın, çivi çakmanın dahi yasak olduğu sit alanında iş makineleri tarafından yol açma, yolu genişletme, ağaç kesme gibi çalışmalar sürüyor. Gazeteci Yusuf Yavuz’un sosyal medya hesabından paylaştığı videoda tahribatın ne denli büyük olduğu kanıtlanmış oldu.
TALAN İHALESİ ‘YANDAŞA’
Antik kente için yapılan talan ihalesini alan şirket ise hiç şaşırtmadı. AKP’li eski Bakan Zeki Ergezen’in akrabasının sahibi olduğu, bir dönem ihale yasaklısı kardeşi Ali Haydar Ergezen’in yönetici olduğu şirkete, Phaselis Antik Kentini talan edecek projenin ihalesi verildi. İktidarın önemli ihalecilerinden Sa-Fa Restorasyon adlı şirket, kamudan bugüne kadar toplam 242 milyon TL değerinde 34 ihale aldı.
"DOĞAYA VE TARİHİ ESERLERE HERHANGİ BİR ŞEKİLDE ZARAR VERİLMİYOR"
Antik kentin tahribatı konusunda özellikle sosyal medya üzerinden eleştirilere yönelik bakanlık yaptığı açıklamada, doğaya veya tarihi eserlere herhangi bir şekilde zarar verilmediği öne sürülerek, şunlar kaydedildi:
"Antalya Phaselis Antik Kenti''nin bulunduğu alan, 1''inci Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescil edilmiştir. Phaselis Antik Kenti''nin tarihi ve doğal değerlerinin korunarak kontrollü ve sürdürülebilir bir şekilde sergilenebilmesi için söz konusu alanın kuzeyindeki Alacasu (Cennet) Koyu ile güneyindeki Bostanlık Koyu''nun ''Phaselis Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi'' ile bu değerlerin gelecek nesillere aktarılması hedeflenerek projeler hazırlanmış ve bu projeler Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu''nun 13.10.2022 tarih ve 14634 sayılı ve 15.11.2022 tarih ve 14780 sayılı kararlarıyla uygun bulunmuştur. Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararları ile uygun bulunan projelerin uygulanması işi Bakanlığımızca ihaleye çıkılmış, SA-FA Restorasyon Sanayi İnşaat Ticaret Ltd. Şti. firması işin yapımını üstlenmiş, 14.02.2023 tarihinde sözleşme imzalanarak işin yapımına başlanmıştır. Söz konusu çalışmalar, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararları doğrultusunda Bakanlığımız ile Müze ve Kazı Başkanlığı''nın denetiminde devam etmektedir. Doğaya veya tarihi eserlere herhangi bir şekilde zarar verme söz konusu değildir."
Ancak bölgeden paylaşılan fotoğraflar ve videolar doğaya verilen tahribatın gerçek yüzünü gözler önüne serdi. Bölgeye giren iş makinaları ağaçlara ve yeşil alanlara büyük zarar verirken, doğal ortamın tam ortasına beton dökülmesi iktidarın ‘beton’ sevdasıyla ilişkilendirildi.
‘’HABİTAT PARÇALANMASI YAŞANACAK’’
Yaşanan tahribatla ilgili Yeşil Gazete’ye konuşan aktivist Erdal Elingöz, “Buradaki ormanlık alanlar zaten kullanılıyordu diyorlar, ama bu tür bir kullanımla burada çok daha büyük bir kullanım baskısı oluşacak. Bir sürü araç gelecek. Habitat parçalanması yaşanacak. Tabii sonuç olarak yapılan inşaat alanın tamamını kapsamıyor ama alanda yeni yol açılması gerekecek. Hatta yolu muhtemelen çift yönlü yapacaklar çünkü şu anki yolda iki aracın aynı anda geçmesi çok zor. Bu yüzden ikinci bir yol açılacak ve burası yoğun bir habitat parçalanmasına uğrayacak. Her yeri beton kaplayacaklarını iddia etmiyoruz; ama kullanım yoğunluğu ve habitat parçalanması burada sorun olacak.”
PROJENİN TOPLAM BEDELİ 60 MİLYON LİRAYA YAKIN
Elginöz, basit çözümlerle de aslında bölgenin korunabileceğini ve bu sayede büyük bir maliyetten de kaçınılabileceğini şu sözlerle açıkladı, ‘’Bu projenin toplam bedeli 60 milyon liraya yakın. Dolayısıyla bu paraya bu koylara birkaç tane bekçi koyarak buralar 30-40 yıl civarında korunabilir ve temiz tutulabilirdi ve böylece doğal hali de korunurdu. Basit birer portatif tuvalet, duş gibi şeyler de koyarak, belki küçük bir giriş ücreti konulabilirdi, hiçbir şekilde bozmadan bir şezlong da koymadan, devasa otoparklar da yapmadan.”