Milliyetçi camianın tanınan isimlerinden yazar Hakkı Öznur, hükümetin çıkardığı son KHK’lara tepki gösterdi. Öznur, “Yeni bir paralel yapı oluşuyor” ifadelerini kullandığı yazısında "AKP, “ileri demokrasi” dedi, bunun adının “tek parti rejimi” olduğu son çıkan KHK’ler ile net bir şekilde görülmüştür" dedi.
İşte Hakkı Öznur’un o yazısı:
AKP hükümeti KHK’leri olağanlaştırmaya ve kalıcılaştırmaya çalışıyor. TBMM devre dışı bırakılmıştır. KHK düzenlemeleri ile otoriter bir rejim ortaya çıkmıştır. Tek adama tabii KHK’lerle ülkede otoriter bir rejim kuruluyor.
AKP hükümeti, hain FETÖ yapılanması üzerinden eleştirdiği “paralel devlet yapılanmasını” kendisi adım adım kuruyor ve son KHK ile bunu pekiştiriyor.
AKP, “ileri demokrasi” dedi, bunun adının “tek parti rejimi” olduğu son çıkan KHK’ler ile net bir şekilde görülmüştür. Tek tip toplum peşinde koşan, ülkeyi cepheleştiren, kutuplaştıran, kamplaştıran tek parti zihniyeti, ülkeyi hızla kaotik ortamlara sürüklüyor.
Tek parti zihniyeti “paramiliter kuvvetleri” örgütlüyor. Diğer yandan da kendisine muhalif gördüğü toplumsal kesimleri, “Baltacı Şebbiha, Pastar” yöntemleriyle yok etmek istiyor. Suriye’de Şebbihalar, İran’da Pastarlar/Besiciler, Mısır’da Baltacılar benzeri yapılanmalar peşindeler.
Darbelerin panzehiri daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha fazla insan hakları, daha fazla özgürlüktür.
Demokratik cumhuriyetten, hukukun üstünlüğünden ve adaletten yana olanlar, AKP’nin tekçi politikalarla faşist yöntemlerle ülkeyi kaosa sürüklenmesine karşı çıkmak zorundadırlar. KHK cumhuriyeti değil, milletin hukukunun hakim olduğu demokratik cumhuriyet…
Şiddeti teşvik eden, meşrulaştıran KHK’leri çıkartanlar unutmasınlar yarınlarda demokrasi adalet ve özgürlük düşmanları olarak anılacaktır.
20.YÜZYILIN ZALİM REJİMLERİNİN YOLUNDA GİDİYORLAR
Çarlık Rusyasının “Kara Yüzler”i, Benito Mussolini’nin “Kara Gömleklileri”, Hitler’in SS’leri, (kahverengi gömleklileri) Polpot’un “Kızıl Kimerleri” Humeyn’inin Devrim Muhafızları/Besiciler, Esad’ın “Şebbihaları” Mübarek’in/Sisi’nin “Baltacıları” vb. baktığımızda bir çok ülkede, kızıl, faşist, totaliter rejimlerin muhaliflerini yok etmek için canilerden, katilerden oluşan paramiliter güçleri kurduğunu görürüz.
Komünist lider Lenin’in Çeka’sı, Stalin’in NKVD’si, Mao’nun Kızıl Muhafızları, Kim İl Sung’un devrim muhafızları, Polpot’un Kızıl Kmerleri, Hitler Gençliği (Waffen – SS – Silahlı SS) Mussolini’nin “Kara Gömleklileri” (yarı askeri faşist örgüt) muhaliflerine ne yapmaya çalışmışlarsa, günümüzde de demokrasi düşmanlarının ve parti devleti peşinde koşanlar var.
Adolf Hitler’in “Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi” Nazi devleti idi. Benito Mussolini liderliğindeki İtalyan “Ulusal Faşist Parti” “Faşist Parti” devleti idi. Lenin’in, Stalin’in Sovyetleri parti devletleriydi. Mao’nun ÇKP’si kızıl parti devleti idi. Çin, Kuzey Kore halen parti devletleridirler. Suriye, parti devletidir. Siyonist Likut, Yahudi Parti devletidir.
Hitlerin Gestaposu’nu, KGB'nin ünlü polis şefi Lavrentiy Pavloviç Beria’yı, Saddam’ın Devrim Muhafızları’nı, Esad’ın Muhaberatı’nı kendilerine örnek alanlar, zalim rejimlerin, diktatörlerin, işbirlikçilerinin karanlık sonlarına iyi baksınlar. Tarihin çöp sepeti onlarla doludur.
Darbelerin panzehiri daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha fazla insan hakları, daha fazla özgürlüktür.
ÇANAKKALE RUHU REFERANS OLMALI
Demokrasi ve adaleti katledenlerin örnek aldığı Guantanamo, dünyanın büyük tepkisini çekmiş, kötü uygulamalarıyla anılan bir çukurdur.
Küba’nın Guantanamo Körfezi’ndeki Amerikan donanma üssünde yer alan tutukevi Guantanamo, Bağdat’taki Ebu Gureyb, İsrail'deki Camp 1391, Kahiredeki Tora, Tahran daki Evin, Şam daki Saidnaya Hapishaneleri sizin referansınız olabilir.
Bizim referanslarımız ise, Yusuf Peygamber, cennet gençlerinin serdarı şehit Hazreti Hüseyin efendimiz, Malazgirt ve Çanakkale ruhu ile Şehit Muhsin Yazıcıoğlu ve Allah yolunda şehit düşen kahramanlardır.
ÜLKÜCÜLÜK ZULME BOYUN EĞMEMEK, ZALİMLERE RIZA GÖSTERMEMEKTİR
Ülkücüler tarihleri boyunca adaletsizliklere, haksızlıklara, zulümlere karşı çıkmış, hak, hukuk, adalet ve özgürlük mücadelesi vermiştir.
Bugün de Ülkücüler, Ülkücülüğün gereği olarak otoriterizme tek adam-tek parti rejimine karşı çıkmaya, demokrasiyi ve adaleti savunmaya, anti demokratik KHK lere karşı çıkmaya devam ediyor. Ülkücüler milletin adamlarıdırlar. Millet adına hukuksuzluklara karşı çıkmaya devam edeceklerdir.
Bütün ülkücüler/ Alperenler Türk milliyetçileri, Tek adam- tek parti zihniyetine, AKP’ye, totaliterizme karşı tek yumruk, tek yürek olmalı, hak, hukuk, adalet mücadelesinde anti demokratik KHK’lere karşı sesini daha fazla daha güçlü yükseltmelidirler. Ülkücülük, sisteme, anti demokratik olan bu KHK’ye karşı çıkmayı gerektirir.
Alparslan Türkeş’in Muhsin Yazıcıoğlu’nun, Dündar Taşer’in, Gün Sazak’ın, Ahmet Er’in, Galip Erdem’in, Seyid Ahmet Arvasi’nin, Erol Güngör’ün Nevzat Kösoğlu’nun, Önkuzu’ların, Özmen’lerin, Mustafa’ların, Halil’lerin, Selçuk’ların, Ali Bülentler’in binlerce şehidin yol arkadaşları, dava arkadaşları olan Ülkücüler/ Alperenler Türk milliyetçileri hak hukuk adalet demeye devam edeceklerdir. Geleceği zalimler değil, Muhammedî sevdaya ve duruşa sahip Hüseyinler, Muhsinler, Alparslanlar, Alperenler yazacaktır.