Türkiye''de derinleşen ekonomik kriz yaşamı her alanda daha zor bir hale getirirken, memleketin genç beyinleri akın akın batıya göçüyor. Youtube kanalında beyin ülkeyi terk eden gençler için Türk tıp doktoru ve 17. Başbakan Sadi Konuk''un bir anısını anlattı. Gürses, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime verdiği önem dahilinde gençlerin ruh hallerini de ne denli anlayabildiğini kanıtlayan bu duygusal anıyı anlatırken gözyaşlarına engel olamadı.
Türkiye''nin savaştan yeni çıktığı ve Lozan''ın yeni imzalandığı yıllarda İstanbul Üniversitesi’de öğrenci olan Sadi Konuk''un Atatürk tarafından eğitim için Avrupa’ya yollanan öğrencilerden biri olduğunu anımsatan Gürses, Sadi Irmak''ın yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Avrupa''ya öğrenciler gönderiyor. Sadi de onlardan biri. Garda bineceği treni bekliyor. Düşünsenize; savaştan çıkmış ülkeniz, gencecik bir adamsınız. Bir fidansınız... Gencecik daha. Hayatının baharında bir adam. Bir tren garında, savaştan yeni çıkmış ülkenizde, bilmediğiniz bir ülkeye, bilmediğiniz insanların arasına, bilmediğiniz üniversiteye öğretim almak için bekliyorsunuz. Kalbi küt küt Sadi''nin, yüreği ağızından çıkacak neredeyse. "En iyisi vazgeçeyim" diyor. Gidemeyecek neredeyse. Tam dönecekken tren garındaki bir asken Sadi''ye sesleniyor. ''Sadi Irmak'' diyor. Sadi şaşırıyor. Sadi çok şaşırıyor.
Elini kaldırıyor, ''Benim'' diyor.
Asker gidiyor koşarak. "Bu telgraf size" diye bir telgraf uzatıyor. Sadi şaşkınlık içinde telgrafı açıyor ve şu iki satırı okuyor;
''Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz. Mustafa Kemal''
Düşünebiliyor musunuz ya... Böyle bir incelik, böyle bir adam, böyle bir kurucu kafa...
O çocuğun orada ürkebileceğini, vazgeçebileceğini biliyor ve o iki satırlık telgrafı o tren garına gönderiyor.
Sonrasını gelin Sadi''den dinleyelim. Bakın Sadi nasıl anlatıyor;
''Gittim. Çok çalıştım, çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü''nü kurdum. Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım. Ben kim miyim? Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bir bilim adamıyım. Hangi derse girsem, hangi imtihana çalışsam kulaklarımda hep bu cümle çınlardı. Yol boyunca içinde alevden bir şevk ve omuzlarımda dağlar gibi bir sorumluluk taşıyordum.''
Bir gencin korkabileceğini biliyor ve ona bu telgrafı yazıyor. Ve Sadi Irmak hayatı boyunca o iki cümleyi unutmamış.
Bugün Türkiye''yi terk etmek isteyen gençler kıvılcım olarak gitsinler, dilerim ki alevler olarak geri dönecekler..."