Özgür Özel'den parti içi koltuk savaşlarına örtülü cevap: Birileri bekliyor ki...

Özgür Özel'den parti içi koltuk savaşlarına örtülü cevap: Birileri bekliyor ki...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yasaktan kurtulmak için CHP Genel Başkanı olmak için harekete geçebileceği iddialarına örtülü cevap verdi. Özel, "Birileri bekliyor ki tartışacağız, birileri bekliyor ki kendi içimize düşüp onların yakasını bırakacağız. Yok öyle yağma. Biz biriz beraberiz, kararlıyız hep birlikte bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz" ifadelerini kullandı.

CHP Lideri Özgür Özel, CHP İstanbul İl Danışma Kurulu toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"BİRİLERİ BEKLİYOR Kİ TARTIŞACAĞIZ"

Birileri bekliyor ki tartışacağız... Birileri bekliyor ki kendi içimize düşüp onların yakasını bırakacağız. Milletin meselelerini konuşmayı, Türkiye'nin gerçek gündemini takip etmeyi, siyasetin gerçek gündemini belirlemeyi bırakacağız. Bekliyorlar ki birbirimize düşeceğiz ve onları kötü yönetimlerine rağmen sorumluluklarıyla baş başa bırakacağız. Yok öyle yağma! Biz biriz, beraberiz, kararlıyız; hep birlikte bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz.

"TÜRKİYE'Yİ AYAĞA KALDIRABİLİRİZ"

Geçen sene bugünlerde, 14 ve 28 Mayıs'ta hepimizi çok üzen, çok kahreden ve maalesef bir deyimle bütün memlekette duygusal kopuş, çöküntü yaratan; gençlerin gözünün içindeki feri söndüren; yaşlılarımızın büyüklerimizin omuzunu düşüren, onları evlerinden sokağa çıkacak mecal bırakmayan o sonuçtan sonra biz 'bitmedi, böyle olmamalı' diyorduk... Ve hep birlikte şunu söyledik; 'başarabiliriz, buradan hep beraber yeniden umudu örgütleyebiliriz. Bir kez daha biz ayağa kalkar, Türkiye'yi ayağa kaldırabiliriz. Gençleri güldürür, gözlerinin ferini yerine getirir; büyükleri 'bu partinin iktidarını görmeden bir yere gitmeyeceğim' dedirtecek kadar inançlandırabiliriz' diyorduk.

fdfds.jpg

Bunun için bir değişime ihtiyaç vardı ve o gün şöyle söyledik; 'Cumhuriyet Halk Partisi değişirse Türkiye değişir.' Bu inançla yola çıktık ve o değişimi kişilerin değişimi olarak tarif etmedik. Etseydik haksızlık olurdu, vefasızlık olurdu. Sadece kişilerin, kurulların değişiminden değil; hepimizin birden bir anlayışın, bir yaklaşımın, siyaset yapış biçiminin, hedef koyuş şeklimizin değişmesi olarak tarif ettik. Haklı olarak 'altını nasıl dolduracaksınız' diye sordular. Bu soru, belki de değişime mani olacak bir yüksek tonda dile getirildi ama pek çoğu da burada olan Kurultay delegelerimiz sokağı duydu, bize inandı; hepimizin hep birlikte dile getirdiği 'eğer Cumhuriyet Halk Partisi değişirse Türkiye değişecek ve umut yeniden yeşerecek' söylemine destek verdiler. Kurultay'dan aldığımız güçle, yetkiyle ve daha sonra hep birlikte ortaya koyduğumuz büyük emekle 31 Mart seçimlerine gittik.

"TRT'Yİ BİR PARTİNİN TELEVİZYONU YAPANLARA..."

Ve 31 Mart seçimlerinin akşamında İstanbul'daki her 3 belediyeden 2'sini kazanan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni kazanan bütün iftiralara, hakaretlere, engellemelere rağmen bir kez daha ve büyük bir zaferle kazanan ve Türkiye'nin 7 bölgesinde bir zamanlar 'Sivas'ın doğusuna gidemezler' diyenlerin belediye kazandığı, Türkiye'nin yüzde 65'nin nüfus olarak belediyelerini yöneteceğimiz, ekonomisinin yüzde 80'ine basan bir coğrafyayı yöneteceğimiz, turizmin yüzde 87'sine karşılık gelen bir coğrafyayı yöneteceğimiz o seçim başarısının akşamında 47 yıl sonra bizim hepimizin vergileriyle çalışan Anadolu Ajansı'nı; TRT'yi bir partinin televizyonu yapanlara 'Size 31 Mart akşamı bir sürprizim var' demiştim.

O sürprizi dile getirmek nasip oldu, çıktık ve şunu söyledik; '47 yıl sonra TRT ekranlarında Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin birinci partisidir.' Çünkü o gün değişenlerle değişmeyenler yarışmış; değişim kazanmıştır. Çünkü o gün eski ile yeni yarışmış; yeniler kazanmıştır. Çünkü 31 Mart günü devlet ile millet yarışmış; millet ve milletin adayları kazanmıştır. Bu ülkedeki herkes devletini sever, çağırır askere gider, ister vergi verir, gerekirse canını verir ama karşısına dikilip de devlet ona istikamet dayatırsa yeni bir karar verir. İşte bu ön sıralarda o yeni kararın temsilcileri, İstanbul'un başarılı ve başarmaya hevesli genç, kadın, dinamik ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin gurur duyduğu yerel yöneticileri oturuyor, biz de onlarla gurur duyuyoruz.

Değişimin ruhunda biraz da şu var; kurucu parti olabilirsiniz, gurur duyuyoruz. Kurucu iradeyi temsil ediyor, altı okumuzun her birini sahipleniyor ve her birini zihnimizde terk edilmeyecek hedefler olarak tutuyor, yolumuzu yürüyoruz. Ama kurucu iradeyiz, partiyiz diye devletin sahibi değiliz. Devleti 22 yıldır liyakatsizce yönetenler, yıpratanlar, perişan edenler bir yanda dururken; günü geldiğinde sanki her şeyin sorumlusu bizmişiz gibi kendilerini bir tarafa çekmelerine izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz.

Biz yeniyi, değişimi, ikinci yüzyıldaki yeni Türkiye anlayışını, siyaseti içeride ve dışarıda doğru okuyarak, kimselerin peşine takılmayarak kendinden emin, örgütüne güvenen, milletine sahip çıkan bir anlayışla altı oktaki her bir ilkeyi bu çağda olması gerektiği gibi geçmişini sahiplenip bugününe doğru yorumlayarak hep birlikte ilerleyeceğiz ve bir kez daha kimsesizlerin kimsesi olduğunu; onun da Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu milletimize anlatacağız, onlarla birlikte iktidara ulaşacağız.