CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) “Vergide adalet gelirde adalet” yürüyüşüne destek verdi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “Ülkemizde aşırı yoksulluk veya açlık sınırı içinde yaşayan kişi yok" sözlerine “Biz Türkiye’de bir derin yoksulluğun olduğunu biliyoruz. Geçmişteki orta direk fakirleşti, fakirler derin yoksulluğun pençesinde ve sürünüyorlar. Sayın Bakan’ı dünyanın en pahalı, Alman bakanların binmediği Mercedes’ten inip bir pazarın dağıldığı dakikalarda pazar yerinde gezmeye davet ediyorum” tepkisini gösterdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün DİSK’in “Vergide adalet gelirde adalet” sloganıyla İstanbul’dan başlattığı ve Ankara Ulus Meydanı’nda sonlandırdığı yürüyüşe destek verdi. Özel, yürüyüşün ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “Ülkemizde aşırı yoksulluk veya açlık sınırı içinde yaşayan kişi yok" sözlerini de Özel şu cümlelerle değerlendirdi:
“SAYIN BAKAN’I MERCEDES’TEN İNİP PAZAR YERİNİ GEZMEYE DAVET EDİYORUM”
“Allah’tan korksun, Allah kimseyi açlıkla, yoksullukla sınamasın. Biz Türkiye’de bir derin yoksulluğun olduğunu biliyoruz. Geçmişteki orta direk fakirleşti, fakirler derin yoksulluğun pençesinde ve sürünüyorlar. Sayın Bakan’ı dünyanın en pahalı, Alman bakanların binmediği Mercedes’ten inip bir pazarın dağıldığı dakikalarda pazar yerinde gezmeye davet ediyorum.”
Özel, dün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile yaptıkları görüşmenin ardından tutuklu TİP milletvekili Can Atalay ile ilgili Kurtulmuş’un ‘Meclis gereğini yapar’ sözüne ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“HALKIN İRADESİNİN ARKASINDA DURACAĞINA DARBENİN BAŞINA GEÇMEYE YELTENMİŞTİR”
“Kimse endişe etmesin demesi olumlu bir yaklaşım ama esas beklenen mesele Meclis’in başta Can Atalay’ın salıverilmemesi garabetini ortadan kaldıracak, sonra Gezi tutuklularıyla, hükümlüleriyle ilgili bu facia kararı ortadan kaldırabilecek doğru, demokratik adımları atmasıdır. AYM’nin bir kararının Yargıtay tarafından tanınmaması ve cumhurbaşkanı tarafından bu tavrın desteklenmesi anayasanın bir sayfasını yırtıp atmaktır. Bu yapılan iş Meclis’i de Cumhurbaşkanı’nı da devletin tüm kurumlarını da tehdit eder. Tayyip Erdoğan, anayasasızlaştırma ve anayasaya karşı darbe girişimi sürecinde anayasanın, halkın ortak iradesinin arkasında duracağına darbenin başına geçmeye yeltenmiştir. Numan Bey, muhalefetin endişe ettiğini yapmayacak ama hukukun gereğini yapacak mı onu önümüzdeki günlerde göreceğiz.”
Gazeteci Abdülkadir Selvi’nin bugünkü yazısında yer alan, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özel’e İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan kurtulması yönünde tavsiyede bulunduğu” yönündeki iddiasına ilişkin Özel, şöyle konuştu:
“İKİMİZ ARASINDAKİ BU GÖRÜŞMEYİ KİMDEN DUYMUŞ”
“Abdülkadir Selvi, CHP kurultayına en çok ilgi gösteren köşe yazarıydı. İlk baştan itibaren son güne kadar ne dediyse boş çıktı, söylediklerinin hepsi yanlış çıktı. Kurultaydan sonraki süreçte de çok dikkatle bizi takip ediyor. Sizler CHP’nin kurultaydan sonra yaptığı ilk grup toplantısını salı günü izlediniz. Coşku, ilgi yoktu, izleyenler sakin ve mutsuzdu dedi, siz takdir edin. CHP’den salonlara sığmayan, CHP’nin müthiş bir moralle yapılan grup toplantısı diye anons çektiniz, Abdülkadir Selvi o salonda heyecan görmemiş. Bugün de Abdülkadir Selvi’nin söyledikleri o gün söyledikleri kadar doğrudur. Genel Başkanımız, İstanbul seçiminin önemine kamuoyu önünde yaptığı vurguyu birebir görüşmemizde de yapmıştır. Partinin başarılı olması gerektiğini, benim başarıma katkı sağlayacağını söylemiştir. Sayın Genel Başkanın bu söylediklerini, ikimiz arasındaki bu görüşmeyi kimden duymuştur da böyle çarpıtmıştır gerçekten şaşırmamak imkanı yok. Abdülkadir Selvi yanılmaya devam edecek.”
Özel, sermayedarlarla işçi sınıfının ilişkisine dair soruya da şu cevabı verdi:
“EMEK VE SERMAYE KARŞI KARŞIYA GELİRSE EMEKÇİNİN YANINDAYIZ”
“Daha önce de söyledik CHP sermaye düşmanı değildir. Hatta sermayenin daha çok kazanıp daha çok istihdam yaratmasının önünü açacak her türlü teşvikin de yanında olur ama yeter ki emek sömürülmesin, emeğin hakkı verilsin. İşçiler kötü şartlarda çalışmanın bedelini iş kazalarıyla, iş cinayetleriyle, canlarıyla ödemesinler. Doğrudan bir sermaye düşmanlığı ve karşıtlığını CHP asla kabul etmez. Ancak emek ve sermaye karşı karşıya gelirse emekçinin yanındayız. Biz bundan sonraki süreçte ezilenlerin, yoksulların ve emekçilerin yanındayız.”