Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Gökçek'in istifa ihitmaline dair şunları söyledi:
"Gökçek özelinde bir şey söylemek gerekirken, bazen Anadolu'da çok kötü adamlar vardır, ölürken çok acı çekerler, 'bu kolay kolay can vermez' derler. Bazı siyasi ömürlerin bitişinin de böyle olduğunu görüyoruz. Bazı kötü adamlar var demek ki debelene debelene, acı çeke çeke, burnundan ettikleri fitil fitil gele gele, sabahlara kadar uykusuz kala kala demek ki bir siyasi ömür bitiyor. Anadolu'daki gibi, 'kolay kolay can vermez' demişlerdi ya. Bu kolay kolay can vermiyor ama sonunun böyle olması normal. Ancak bunun bir de hukuk boyutu olacak. Bunu AK Parti yaptı ama önümüzdeki hükümette bunun hukuk boyutunun peşinde olmaya devam edeceğiz. Gökçek'e şunu söylüyoruz: kolay kolay siyasi ömrün son bulmayacağı, çok acılı olacağı bekleniyordu zaten, can çekişe çekişe gidiyor. Ama sonunda bunun hukuki boyutunun olması lazım. Gökçek'i göreve getirenler, denetlemeyenler, suçunu örtenler, Gökçek'in yaptığı her şeyden sorumlu. Gökçek'in, AK Parti'nin Ankara'da yarattığı tahribat ve şaibeli işlemler bir hukuki tahkikattan geçmeden, bu işlerden kurtulacağını kimse sanmasın. Yaptıklarını çekecekler. "
'MİLLİ İRADEYE SAYGISIZLIK'
Özel, seçimle gelenin, seçimle gitmesi gerektiğini belirtti. Özel, ancak kendi evinde demokrasiyi yaşamayanların, ülkeye demokrasi vaat edemeyeceğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu belediye başkanlarına sorarlar, AK Parti'ye sorarlar, bu belediye başkanlarının bir suçu varda bırakıyorlarsa neden savcıya gidip bildiklerinizi vermiyorsunuz? Görevden el çektirecek kadar sakıncalı, gelecek seçime kadar duracak tehlikeli adamlar varsa savcılıklara bilgi vermemek, suçu örtmek, suçluyu korumaktır. Bu adamların suçu yoksa bu darbeyi niye yapıyorsun? Bu yaptığın milli idareye saygısızlıktır.
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın sağlık durumunu yakından takip ettiklerini de ifade eden Özel, Baykal için geçmiş olsun dileklerini ileten, dualarını eksik etmeyenlere teşekkür etti.
'MECLİS'İN SIFIRLANDIĞININ İTİRAFI'
Özel, TBMM Genel Kurulu gündeminde yer alan müftülüklere nikah kıyma yetkisi de veren Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'yı da değerlendirdi.
Buna iki boyutuyla itirazlarının bulunduğunu vurgulayan Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, tasarıyla ilgili "Siz isteseniz de istemeseniz de Meclisten geçecek." dediğini belirtti. Özel, bunun, "Meclis'in sıfırlandığının, tek adam yönetimine bağlanmaya çalışıldığının, yeni saray rejiminin itirafı" olduğunu ileri sürdü.
'VARLIKLARI BİR ADAMIN İKİ DUDAĞI ARASINDA…'
Özel, bir demokraside esas tepkinin, iktidar grubunun vermesi gerektiğini dile getirerek, "Ama kendi varlıklarını, bir tek adamın iki dudağı arasına mahkum hissedenler, kendi varlıklarını ona bağlayanlar ve onun tek seçici olduğunu görenler, gel deyince gidenler, otur deyince oturanlar, kalk deyince kalkanlar, istifa et deyince edenler, maalesef Türkiye ve dünya demokrasi tarihine bir kara lekeyi daha sürmeye devam ediyor" görüşünü savundu.
Özel, yapılmaya çalışılanın, anayasanın laiklik ilkesine tamamen aykırı olduğunu öne sürdü. Özel, Meclis Başkanlığı böyle bir tasarıyı komisyona havale ederken, komisyon başkanı gündeme alırken, komisyon üyeleri maddelerine geçerken, Meclis gündemine sevk edilirken, bunların her aşamasının anayasaya aykırı olduğunu, görev yapan herkesin anayasayı ihlal ettiğini iddia etti.
'2017 YILINDA UTANILACAK BİR ŞEY'
Tasarının yasalaşmasından sonra artık resmi nikah, dini nikah ayırımının ortadan kalacağını, mahalle baskısının daniskasının görüleceğini ifade eden Özel, şöyle devam etti:
"Erdoğan, ortak bölenlerin en büyüğü olarak ülkeyi yönetiyor, nasıl bölücülük yapacağını buluyor. 'Belediyede nikahını kıydıranlar, resmi nikahını imama kıydıranlar' diye yeni bir kamplaşma, ayrışma alanı ortaya çıkıyor. Bunun sonucu şu: Her ayrışma yeni kutuplaşma, her kutuplaşma yeni düşmanlaşma, her düşmanlaşma toplumda yeni fay kırığı getiriyor. Bundan medet umuyorsanız, Türkiye'yi felakete götürürsünüz.
15 yıldır ülkeyi yöneten adam Sayın Kılıçdaroğlu'na belediye memurlarına, 'senin memurun', imamlara, 'benim memurum' diyor. Bu son derece saçma, acizlik hisseden, yaptığı işin sorumluluğunu almayan, memuru bile ayrıştıran bir yaklaşımdır. 'Zaten insanlar resmi nikahla yetinmiyorlar, imam nikahı kıydırıyorlar. Kılıçdaroğlu ne yaptı bilmem.' diyor. Bu ne, mezhep üzerinden yaptığın aciz ve utanç verici siyasetin devamı. Bu utanılacak bir şey, 2017 demokrasisinde özür dilenmesi gereken bir şey, bu bir rezalet. "
Özel, hükümetin, "Papazın elinde olan yetkiyi imama niçin vermeyelim" dediğine işaret ederek, Türkiye Cumhuriyeti devletinde kilise nikahı için başvurulduğunda istenilen ilk belgenin, resmi evlendirme cüzdanı olduğunu kaydetti.