Özdil: "Ne mutlu Türk'üm diyene..."

Özdil: "Ne mutlu Türk'üm diyene..."

Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkçülük bölücülüktür" sözlerin köşesine taşıdı. Özdil, "Asrın liderimiz, bu defa daha net izah etti" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkçülük bölücülüktür" sözlerini köşesine taşıyan Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, "Daha önce “Türk milleti demiyoruz” diyen asrın liderimiz, bu defa daha net izah etti, “Türkçülük bölücülüktür” dedi" diyerek eleştiride bulundu.

"Haklı aslında" sözleriyle devam eden Özdil yazısını şöyle sürdürdü:

Alman Almanken, İngiliz İngilizken, İtalyan İtalyanken, Japon Japonken, Rus Rusken, Yunan Yunanken… Senin Türk'ken Türk olmaya kalkman, bölücülük değil de nedir?

*

Pata pata pata, sabah ayazının kör karanlığında ağ atmaktan dönen bir küçücük balıkçı teknesinin arkasında nazlı nazlı salınan mendil kadar Türk Bayrağı'nı gördüğünde, hiç sebepsiz yüreğin taşıyorsa kardeşim, hayran hayran seyrediyorsan… Fransız bayrağı gördüğünde mesela, sana bir şey ifade etmiyorsa, e bölücüsün işte.

*

Farzedelim Çanakkale'de, bir dakikalık saygı duruşundan sonra İstiklal Marşı'nı söylerken, elinde olmadan gözlerin doluyorsa kardeşim, durdurmaya çalışsan da dudaklarının titremesini engelleyemiyorsan… Bak kaç yaşına geldin, hâlâ Yeni Zelanda milli marşını duyduğunda duygulanmıyorsan, bal gibi bölücüsün.

*

Dünyanın tee öbür ucunda, Arjantin'de yürürken mesela, veya belki Güney Afrika'da restoranda, hiç ummadığın anda Türkçe konuşan birilerine rastlayıp, teyzeoğlunu görmüş kadar yakın hissediyorsan, Hollanda'da bir dükkanda Türk markası havlu görüp, sanki o güne kadar hiç havlu görmemişsin gibi titizlikle inceleyerek, hissettiğin tuhaf gurura kendin bile şaşıyorsan kardeşim… İngiltere'de metroda gördüğün Belçikalı seni hiç alakadar etmiyorsa, Japonya'da markette denk geldiğin Portekizli umurunda bile değilse, hiç boşuna inkar etme, bölücülük ruhuna işlemiş senin.

*

Göğsünde ay yıldız bulunan sporcu o 180 kiloluk halteri kaldırırken, ağırlığı adeta sen omuzluyormuşsun gibi şekilden şekile giriyorsan, hayatında basketbol topuna bile değmeyen büyükannen seninle beraber oturup 12 dev adam'ı seyrediyorsa, voleybolun kaç kişiyle oynandığını bilmeyen annen filenin sultanları'nı seyrederken heyecandan çığlık atıyorsa, sen daha kısa pantolonluyken, baban elinden tutup milli maça götürdüyse… O çok sevdiğin teyzenle enişten, bugüne kadar bir defa bile Avusturya milli takımı kaşkolu takmadıysa, kusura bakma ama, siz ailece bölücüsünüz kardeşim.

*

Şehirde büyümene rağmen “orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür”ü her duyduğunda burnunun direği sızlıyorsa, “havasına suyuna taşına toprağına, bir başkadır benim memleketim”i dinlerken, her defasında için cızz ediyorsa, kendini bildin bileli sadece yabancı parçalar dinlediğin halde “biz Heybeli'de her geceee” diye başlasam, arkasını ezbere getirebiliyorsan, Aşık Veysel'in Yunus Emre'nin Pir Sultan Abdal'ın Dadaloğlu'nun sözlerini nereden bildiğini bilmeyip, ana rahminde çip yerleştirilmiş gibi şakır şakır biliyorsan, buna mukabil, arkadaşlarınla rakı sofrasına oturup Malezya halk türküleri okumuyorsan, düğününde Bolivya müziğiyle halay çekmiyorsan, sevgiline Hintçe şarkılar mırıldanmıyorsan kardeşim… Muhtemelen farkında değilsin, doğuştan bölücüsün.

*

Suçumuz büyük yani.

Hadi gelin itiraf edelim.

Kendi suç duyurumuzu kendimiz yazalım.

*

Ne mutlu Türk'üm diyene kardeşim!

İlgili Haberler