Özalizm ve Erdoğanizm

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hem DPT Müsteşarlığı hem de Başbakanlık Müsteşarlığı yapmış tek Başbakanı ve Cumhurbaşkanı, merhum Turgut Özal’dır

Ekonomide serbest piyasa düzenini esas alan yapısal değişim programı Turgut Özal hükûmeti döneminde uygulamaya kondu.

1983-1987 yılları arasındaki Başbakanlığı dönemini de içine alan, Türkiye'de kişi başına düşen millî gelir 1980 yılında 1.539 dolar iken 1987 yılında 1.636 dolara yükseldi.

Türkiye'yi ithal ikamesi modelinden ihracat önderliğinde büyüme modeline dönüştürmeyi başaran Özal, Türk ekonomisini dünya ile rekabete açtı.

Döneminde pek çok Anadolu il ve ilçesinde organize sanayi bölgesi kuruldu, Anadolu üretim yapıp, doğrudan ihracata yöneldi.

Özal’ın da iktidarda olduğu ve 1980'li yıllarda uyguladığı ekonomik politika tüm dünyanın eko-politik öznesi haline geldi.

“Demir Yumruk” olarak adlandırılan İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’in Amerika’daki Dünya Bankası ve IMF toplantısında söylediği şu sözler ayakta alkışlandı:

“Ben Özal politikalarının sonuna kadar savunucusuyum. Özelleştirme politikalarını da örnek aldım…”

Özal’ın karizmatik ve pragmatist, liberal ve muhafazakâr siyaset anlayışı dış dünyada da takdir gördü.

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın başbakanlığında uyguladığı ekonomik politikaya Özalizm adı verildi.

Serbest Pazar Ekonomisi ile dört siyasi temel eğilimi kucaklayan Anavatan Partisi oldu.

1983'ten sonra da Anadolu illerinde büyük sermaye ve sanayi oluştu. Bir milyar Amerikan doları ve üzeri sermayeye sahip holding sayısı 25'i geçti. Bunun altındaki yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket kuruldu ve işsizlik azaldı.

Özal’ın başbakan olduğu 1983 yılı sonunda Türkiye’nin en büyük ekonomik sorunu önceki hükûmetler dönemlerinden kalan ve devlet garantisi altına alınan Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) geri ödemeleri oldu.

1983 yılı sonunda yüzde 31,3 olan enflasyon 1989 yılı sonunda yüzde 63,3 oldu.

84-89 arası yaşanan enflasyon-emisyonun ortalama yüzde 50'sinin 3,5 milyar dolarlık DÇM ödemeleri yüzünden yaratıldığını vurgulayan Özal şöyle demişti:

-“Benim memurum, işçim, esnafım diyenler, DÇM'nin yükünü vatandaşın sırtına yıktılar, orta direğin sırtına yıktılar. Bu borcu siz ödediniz.

84-89 arasında bu ödemeleri yapmasaydık aile başına herkese 1 milyon TL para ödeyebilirdik. 9 bin ilave okul, 900 orta boy fabrika, 500 hastane ve 4 bin km otoyol daha yapardık. 100 bin insan iş sahibi olabilirdi.

İşte geçmişin hatalarının bir topluma ne kadara mal olduğunun basit bir bilançosu budur. 1970’li yıllarda o zaman kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular. O hükûmetler 221 bankaya borçlandı ve bu borçları milletimiz ödedi."

Değerli okurlarım,

2018- 2024 dönemi de Erdoğanizm olarak adlandırılacak.

“Faiz sebep enflasyon sonuç” diyerek faizlerin yüzde 45’e vurmasının, enflasyonun yüzde 120’ye çıkmasının tek nedeni Erdoğanizm’dir.

2002-2024 döneminde uygulanan Erdoğanizm modelinin Türk milletine yükü 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla şöyle;

-Dış borç; 579 milyar dolar…

Merhum Özal, DÇM dış borcunu şöyle eleştirmişti:

-“Bilgisizliğin vesikası. Kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular.

İşte zamların, yüksek vergilerin ve orta direği yoksullaştıran Erdoğanizm modeli uygulayan ve Özal’ın da deyimi ile, “Kendilerini akıllı, uyanık sananlar” arasında Recep Tayyip Erdoğan da müstesna yerini aldı.

Yazarın Diğer Yazıları