Otto von Bismarck: Prusya’yı Almanya yapan adam

Otto von Bismarck: Prusya’yı Almanya yapan adam

Avrupa tarihinin en çok tartışılan isimlerden biri olan Otto von Bismarck, hem Almanya’nın siyasi birliğini sağlaması hem de çıkardığı yasalar ile adından yüzyıllardır bahsedilen bir isim olmaya devam ediyor.

Yeniçağ Özel / Serkan Talan

Fransız İhtilali sonrası Avrupa’yı sarsan milliyetçilik akımının etkisiyle Avrupa’da hızla ulus devletler ortaya çıkarken siyasal birliğini ulus temelli sağlayan son ülkelerden biri Almanya oldu. Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’ndan Prusya Krallığı’na uzanan yolculukta Almanların siyasal birliğini sağlayan Otto von Bismarck, yaptıklarıyla hem çok tartışılan hem de Avrupa tarihine damga vuran bir siyasetçi olarak öne çıktı.

Bismarck, doğumu üzerinden 209 yıl geçmesine rağmen Avrupa tarihine yaptığı etkiyle konuşulmaya devam ediyor. İşte Bismarck’ın hayatı ve Almanya’yı birleştirme süreci…

otto-furst-von-bismarck.jpg

Tam adı Otto Eduard Leopold von Bismarck-Schönhausen olan Bismarck, 1 Nisan 1815’te Prusya’da Brandenburg'un küçük bir kasabasında dünyaya geldi. Babası Ferdinand von Bismarck-Schönhausen büyük bir arazi sahibi aristokrat, annesi Wilhelmine Mencken ise çok sayıda yüksek memur ve akademisyen yetiştirmiş burjuva bir aileden geliyordu.

Taşra yaşamını sevmeyen annesinin etkisiyle Bismarck, oldukça iyi okullarda eğitim gördü. Eğitimi için henüz 7 yaşındayken Berlin’e taşınan Bismarck, burada yüksek sınıflı ailelerin çocuklarıyla tanıştı ve taşra yaşamını geride bırakmaya karar verdi.

Bismarck, lise eğitimi sonrası Göttingen Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldı. Ancak vasat bir öğrenci olan Bismarck, günlerinin çoğunu katıldığı kardeşliğin üyeleri ile birlikte içki içerek geçirdi. Bir süre sonra okuldan ayrılan Bismarck, bir süre Prusya kamu hizmetlerinde çalıştı. Ancak annesinin 1839’da ölümü sonrası işlerini idare etmekte sorunlar yaşayan babasına yardım etmek için evine döndü. Tarihler 1847’yi gösterdiğinde ise evinden ayrıldı ve uzun siyasi kariyerinin taşlarını döşemeye koyuldu.

ÖNCELERİ LİBERALLERİN TAMAMEN KARŞISINDAYDI

1848 ihtilalleri Avrupa’yı kasıp kavururken her yeri saran liberalizm Bismarck’ın hiç hoşuna gitmiyordu. Hatta Bismarck, siyasi kariyerinin ilk yıllarında Alman milliyetçiliğine de karşı olduğunu vurgulayarak bir Prusyalı olduğunu ve öyle kalacağını savunuyordu.

gettyimages-3321218-59be1f17af5d3a0010f409f7.jpg

1847'de Bismarck Federal Parlamento üyesi oldu. 1848 ihtilallerinin askeri güçle bastırılması gerektiğini savunan Bismarck, önce Rusya ardından ise Fransa Büyükelçisi oldu. Bismarck, büyükelçilik görevleri sırasında diplomasinin inceliklerini öğrenmek için büyük fırsatlar yakaladı.

ALTIN FIRSAT KAPISINA GELDİ

1816 yılının ocak ayında Prusya Kralı 1. Wilhelm’in tahta çıkması sonrası Bismarck’ın kapısına altın fırsat geldi. Wilhelm, tahta çıkması sonrası kendisine yakın bir Başbakan aradı. Dönemin Prusya Genelkurmay Başkanı Helmuth von Moltke ve Savaş Bakanı Albertch von Roon, o sırada büyükelçilik görevini yürüten Bismarck’ın adını önerdi. Bismarck, önüne gelen altın fırsatı kaçırmadı ve hemen Berlin’e döndü. Bismarck, Berlin’e dönüşünden 3 gün sonra Başbakan ve Dışişleri Bakanı olarak atandı.

Bismarck’ın Başbakanlık döneminin başlaması öncesinde Kral 1. Wilhelm, askeri harcamaların artırılması için parlamentoya yasa teklifi sundu ancak liberallerin çabasıyla bu teklif kabul edilmedi. Kral 1. Wilhelm, muhafazakarların desteklediği Bismarck’ı Başbakan olarak atayarak bu teklifi geçirmeyi amaçlıyordu.

Bismarck, göreve geldikten 8 gün sonra yani 30 Eylül 1862’de mecliste yaptığı ünlü konuşmasında büyük sorunların “kan ve kılıçla” çözülebileceğini belirtti.

ekran-goruntusu-2024-04-15-132947.png

SOSYAL DEVLET KURMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİ

Bismarck, bir taraftan orduyu güçlendirmek için harekete geçerken bir yandan da sosyal devletin temellerini atmak için bir dizi yasa çıkarttı. Çıkarılan yasa ile birlikte Prusya’daki işçi sınıfı ve köylüler emeklilik ve sigorta gibi önemli haklar kazandı. Bismarck böylece imparatorlukla işçi ve köylüler arasındaki bağları güçlendirmeyi amaçladı.

Bismarck sosyal devleti güçlendirirken sosyalistlere karşı da son derece acımasızdı. Alman siyasetçi, sosyalist dernek ve partilerin kapatılması için yasakları genişletti.

ALMAN SİYASİ BİRLİĞİ NASIL KURULDU?

Bismarck’ın adının Avrupa siyasi tarihine yazılmasının en önemli nedeni Alman siyasi birliğini sağlayan isim olmasıdır.

Bismarck, Avusturya’yı da yanına alarak, "Cermen Konfederasyonu" adına 1864'te Danimarka'ya savaş açtı. Nüfuslarının büyük çoğunluğu Alman asıllı Schleswig ve Holstein düklüklerini Danimarka krallığından aldı. Bu iki düklükten Schleswig, Prusya, Holstein de Avusturya tarafından ilhak edildi.

Ertesi yıl, uyguladığı diplomasiyle Fransa ve Rusya'nın tarafsızlığını sağlayarak 1865'te, Holstein’i işgal eden Bismarck, Germen Konfederasyonu’nun sona erdiğini ilan ederek Prusya ordularını Bohemya’ya sürdü. 1866 yılında Sadowa’da Avusturya ordusu yenilgiye uğramıştır. Buna karşın, hiçbir direnci kalmayan Avusturya karşısında ilerlememiştir. Gerçekte ordularını Viyana'ya sürebilecek olanağı vardı. Bismarck, ileriki yıllarda Avusturya'ya bir müttefik olarak ihtiyaç duyacağını hesapladı. Savaşın ardından yapılan antlaşmayla Avusturya, Prusya'nın önderlik ettiği Kuzey Alman Konfederasyonu'ndan çıkarıldı.

maxresdefault-001.jpg

Bu çatışmalar sırasında Prusya’ya cephe alan Alman prensliklerinin üzerine giden Bismarck, bu prensliklerin topraklarını ilhak etti. Bütün bu gelişmelerin sonucunda Orta Avrupa’da “Alman birliği” bir federasyon çatısı altında oluşturulmasının ilk atılımlarıdır.

Hemen ardından halk tarafından seçilen temsilcilerden oluşan bir parlamento, Reichstag ve Alman Federasyonu’nu oluşturan devletlerin atadıkları temsilcilerden oluşan Federal Konsey, Bundesrat kuruldu.

Bismarck, güneydeki Alman devletlerini de Prusya'nın denetimi altına almak istiyordu. Ama bunu sağlamak için Fransa’yla bir çatışma nedeni gerekiyordu. 1870'te, Fransa, Kral Wilhelm'den İspanya tahtı üzerindeki haklarından vazgeçmesini, İspanya tahtına Prusya Hohenzollern Hanedanından Leopold’ün getirilmemesini istemesi, Bismarck’a aradığı fırsatı sağladı. Yine diplomasiyle Rusya ve Avusturya'nın yansızlığını sağladı. Kral Wilhelm’in buna karşı çıkmasının ardından Fransa ve Almanya çatışma ortamına sürüklendi. Kral III. Napolyon komutasındaki Fransız kuvvetleri, Sedan Muharebesi'nde yenilgiye uğradı. 1871 tarihinde düzenlenen Frankfurt Barışı ile Fransa, Alsace ve Lorraine endüstri bölgesini yitirmesi yanı sıra savaş tazminatı ödemek zorunda kaldı. Bismarck bu savaşta henüz Alman birliğine katılmamış olan güneydeki Alman devletlerini de safına çekmeyi başarmıştır. Bu zaferin sonucunda, Alman ulusal birliği kurulmuş oldu. Prusya Kralı 1. Wilhelm Alman İmparatoru, Bismarck ise Alman Şansölyesi unvanlarını aldılar.

intel-lead-dec12-2000x1125.jpg

BİR DÖNEM SONA ERDİ

Almanya’nın siyasi birliğini sağlayan Bismarck’ın kariyerinin sonunu getiren ise sosyalistlere yönelik getirdiği büyük yasaklar oldu.

1890 yılında antisosyalist yasaların sürelerinin uzatılması konusunda meclis tıkanınca seçimlere gidildi. Seçimler, Bismarck’ı destekleyen partilerin yenilgisiyle sonuçlandı. Bismarck’ın politikalarına karşı olan Sosyal Demokrat, İlerici ve Katolik Merkez Partileri ise seçimlerden güçlenerek çıktılar.

Bismarck, İmparator 2. Wilhelm’e, bir askerî darbeyle parlamenter sistemin ortadan kaldırılması ardından parlamentonun yetkilerini kısıtlayan bir anayasa yapılmasını, bundan sonra parlamenter rejime dönülmesi için baskı yaptı. İmparator bu baskıya karşı çıkınca bakanları topluca istifaya çağırdı.

Ancak, dışişleri bakanı olan oğlu Herbert von Bismarck dışında hiçbir bakan buna destek vermedi. Tüm desteğini yitiren Bismarck, görevinden ayrıldı. Friedrichsruh’taki malikânesine çekildi ve 30 Temmuz 1898’de öldü.