Geleneksel ormancılık eğitimi geçmişten günümüze Türk coğrafyasının her yerinde yaygın olarak devam etmektedir. Özellikle yaşama alanları ormanlarla iç içe olan boylar başta olmak üzere, birçok boyun yaşadığı mekânlarda ormanla ilgili kavramların kullanıldığına yönelik birçok örnek verilebilir. Bu konularda bilimsel çalışmalara bakmaksızın, Safranbolu, Taşköprü, Elmalı ilçe merkezleri başta olmak üzere, kırsal yerleşim yerlerinin tamamında, geleneksel orman ürünlerini görmek ve kavramlarını duymak mümkündür. Ormanla iç içe yaşamanın getirdiği birikimler kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Dolayısıyla, kültürümüzün en önemli bileşenlerinden biri de orman kültürüdür. Ormanın ekolojik, ekonomik, toplumsal ve kültürel değerini bilmek için ormanlık alanda yaşamaya gerek yoktur. Büyük kentlerde, örneğin İstanbul'da, hafta sonu Belgrad ormanında piknik yapılması yeterlidir. Hatta günümüz kapitalist dünyasının tüketim simgeleri olan AVM'lerde dahi birkaç saksıyla da olsa bitkilere yer verilmesi, orman veya ağaç kültürünün insanlar için ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir.
Ormancılık eğitimi ülkemizde 1857 yılında başlamıştır. Ormancılık eğitiminin başlangıcıyla birlikte, derhal ormancılık mesleğinde çalışacak kişileri yetiştirmeye odaklanılmıştır. Orman Fakültesi mezunları doğrudan Orman Bakanlığında işlendirilmiştir. Orman Fakültesi sıralarında birlikte eğitim alan öğrenciler mezun olduktan sonra benzer şekilde Orman Bakanlığında çalışmaktaydılar Bu durum, diğer mesleklerde görülmeyecek kadar eğitimle - meslek birlikteliğinin yaşanması neden olmuştur. Hatta Orman Genel Müdürlüğü’nde Orman Fakültesi'nden öğretim üyelerinin görevlendirildiği dönemler bile yaşanmıştır. 1971 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi kurulana kadar, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi tek başına eğitim vermiştir. 1971'de yeni kurulan fakültenin eğitimine İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyeleri dersler vererek katkı sağlamışlardır. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi - meslek birlikteliğine Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi mezunları da dahil olmuşlardır.
Orman Fakültesi öğretim üyelerinin ve ormancılık meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen, tamamıyla siyasi kaygılarla, 1990'lı yıllarda orman fakültelerinin sayısı arttırılmıştır. Üniversitenin, binalardan oluştuğunun düşünüldüğü ve üniversite öğrencilerinin yerleşim yerlerinin ekonomik olarak canlandırılmasının bir aracı kabul edildiği, il ve ilçelere üniversite levhalarının oya dönüştürüldüğü yıllarda, bu dönüşümden Orman Fakülteleri de nasibini almıştır. Ormancılık bilimlerinde bilimsel birikimi olmayan kişilerin verdiği kararlar, maalesef günümüze sorun olarak geri dönmektedir.
Orman Fakülteleri, 1992 yılında Karadeniz kıyısına adeta inci tanesi gibi dizilmiştir. Düzce’de, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Orman Fakültesi, Bartın'da Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Orman Fakültesi, Isparta'da Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi, Artvin'de Kafkas Üniversitesi Orman Fakültesi, Kahramanmaraş’ta Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Orman Fakültesi kurulmuştur. 1994 yılında Çankırı'da Ankara Üniversitesi Orman Fakültesi, 2001 yılında Kastamonu'da Gazi Üniversitesi Orman Fakültesi, 2011 yılında Karabük Üniversitesi Orman Fakültesi, 2013 yılında, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Orman Fakültesi ve Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi kurulmuştur.
1990'lı yıllarda başlayan her ile bir fakülte kampanyası 2000'li yıllardan sonra her ile üniversite kampanyası olarak devam etmiştir. Bu süreçte üniversite açılmasıyla ilgili bilimsel yaklaşımlar, düşünceler ve planlamalar, karar vericilerin önemsediği hususlar değildi. Hele öğretim üyelerinin fikirlerinin, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının hiçbir hükmü yoktu. Sistem oldukça basitti; ildeki mevcut fakülteleri bir çatı altında toplayıp üniversiteye çevirmekti. Daha sonra üniversite levhası konulur, ardından idari kadro atanırdı. İtirazlara verilecek yanıtlar ise muhtelifti.
2000'li yıllardan sonra en belirgin durum orman fakültelerinin bağlı olduğu üniversitelerin değiştirilmesidir. Bunda da ölçü oldukça basittir. 1990'lı yıllarda üniversite kurulan illerin etrafındaki illere de fakülteler kurulmuştu. Sadece fakültesi olan illere üniversite kurulma kararı alınınca, mevcut fakülteler yeni üniversiteye dâhil edildiler. Karar vericiler için bu yöntem hem hızlı hem de ekonomikti. Orman fakülteleri de buradan payını aldı. 1992 yılında kurulanlardan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Orman Fakültesi dışındakilere bu yöntem uygulandı.
2006 yılında Abant İzzet Baysal Ü. Orman Fakültesi Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi'ne Gazi Ü. Orman Fakültesi Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi’ne, 2007 yılında Kafkas Ü. Orman Fakültesi Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi'ne
Ankara Ü. Orman Fakültesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi’ne ve
2008 yılında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Orman Fakültesi, Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi'ne döndürülüverdi.
Daha sonra, 2018 yılında, Isparta'daki Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi ise Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Orman Fakültesi’ne dönüştürülüverdi. 1990'lı ve 2000'li yıllarda kurulan orman fakülteleri bünyelerinde bulundukları üniversitelerin isimleriyle birlikte bilim dünyasında kurumsal kimlikleriyle yeni yeni tanınmaktaydı. Dolayısıyla söz konusu orman fakültelerinin bağlı olduğu üniversitelerden başka üniversiteye aktarılmasının kurumsal kimliğe etkilerinin az olacağı iddia edilebilirdi. Hatta Düzce, Bartın, Kastamonu ve Artvin gibi illerde üniversite açılması bölge insanı açısından savunulabilir. Karar vericiler oy kaygısıyla bunu uygun görebilirdi. Bunların hepsi, üniversite kavramı kapsamında kabul edilmese de, anlaşılabilir iddialardır. Fakat İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi isminin değiştirilmesi hiçbir açıdan savunulamaz. İstanbul'da yeni üniversite açmanın Düzce, Bartın, Artvin, Karabük'te üniversite açmakla benzer yönü var mıdır? Tartışılması ve göz önünde bulundurulması gereken husus budur. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nin kurumsal kimliği ve birikiminin ortadan kaldırılması kabul edilemeyeceği gibi izah edilmesi de mümkün değildir.
Bugün itibariyle ülkemizde toplam 12 Orman Fakültesi bulunmaktadır. Orman Fakültelerinin işsiz mezunları, başlıca meslek örgütleri olan Orman Mühendisleri Odasının ve Ormancılar Derneğinin bütün toplantılarında, gündem maddesi olarak görüşülmüştür. Zaman zaman Orman Bakanları da açtıkları kadrolarla işsiz mezunların sayısını azaltmakla sorunun çözümüne dâhil olmuşlardır.
Son haftalarda gündemde olan üniversitelerin bölünmesiyle ilgili kanuna konu olan üç orman fakültesi, İstanbul Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi. ve Süleyman Demirel Üniversitende bulunmaktadır. Bölünen üniversitelerin orman fakülteleri 2013 yılı verilerine göre, öğrenci kontenjanlarını dolduran fakülteler olması dikkat çekidir (Atmış, 2013)*. Aynı çalışmada, 2013 yılı itibarıyla, orman mühendisliği bölümlerini tercih eden 609 öğrencinin 397'si bu üç fakülteyi tercih etmiştir (Atmış, 2013). Orman Fakültelerinin eğitim ve öğretimiyle ilgili yapılan bütün meslek değerlendirmelerinde, kontenjan fazlalığı dile getirilmiştir (Atmış, 2013). Benzer durum Orman Fakültelerinin diğer bölümleri olan Orman Endüstri Mühendisliği ve Peyzaj Mimarlığı Bölümleri için de geçerlidir. Üniversitelerin bölünmesinden beklenen öğrenci sayısının azalması Fakülte ölçeğinde iddia edildiği gibi gerçekleşmemektedir. Dolayısıyla bölünme sonrasında da Orman Fakültelerindeki öğrenci fazlalığı devam etmektedir. En son açılan üniversitelerdeki orman fakültelerinden Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümünün 2017 yılı öğrenci kontenjanı 25, Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü öğrenci kontenjanı 20 iken, 160 yıllık İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinin Orman Mühendisliği öğrenci kontenjanı 95, Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi'nin Orman Mühendisliği öğrenci kontenjanı 85 ve Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi'nin Orman Mühendisliği öğrenci kontenjanı 60 olarak belirtilmiştir. Bu sayılara çeşitli şekillerde yapılan öğrenci geçişleri ve yabancı öğrenciler dahil değildir. Sonuç olarak, son yıllarda açılan orman fakültelerin kontenjanlarının ve puanlarının düşük olmaları rağmen öğrenciler tarafından tercih edilmemektedir. Tercih edilen Orman Fakülteleri ise tarihi birikimini oluşturdukları üniversitelerden koparılarak değersizleştirilmektedir.
Orman Fakülteleri içinde, 160 yıllık birikimiyle İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nin isminin değiştirilmesinin, meslek üzerine etkilerinin ne olacağı yönünde karar vericilerin en ufak bir fikri var mıdır? Bu konuda öngörüleri nelerdir? Ülkemizde doğal alanlar, çevre sorunları, doğa koruma, sürdürülebilir kalkınma, kırsal kalkınma, biyolojik çeşitlilik gibi konularda ülkemizi birçok alanda temsil eden bir İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nin adının İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi'ne dönüştürülmesinin, bu fakültenin faaliyetlerine ne katkısı olacaktır? Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesinin basın açıklaması, Orman Mühendisleri Genel Merkezi ve Marmara Şubesinin açıklamaları, Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi'nin açıklamaları, ORFAMDER'in basın açıklaması ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Akademik Kurulunun kararlarında, İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesi ve Orman Fakültesi'nin İstanbul Üniversitesi’nden koparılmasının zararlı etkileri üzerine, tez elden bilgilendirmeler yapılmıştır.
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nin tarihte kalmasının, ormancılık eğitimine yapacağı zararların sorumlusu kim olacaktır? Orman Fakültesinden mezun olanların oluşturduğu tüm sivil meslek örgütleri buna karşı çıkarken, bu yanlışa karar verenlerin amacının ne olduğu anlaşılamamaktadır. Bu taslak, ülkemizin üniversite eğitimine zarar verirken, ormancılık eğitimine yıkıcı bir etki yapacaktır. Öğretim üyeleri ve meslek mensupları olarak fikrimizin alınmadığı bu uygulama ek olarak sorunları anlatacak kanalların yetersizliği de karamsarlığımızı arttırmaktadır. Konunun uzmanlarıyla istişare edilmeyen bu uygulamanın sonuçlarının olumsuz olması kaçınılmazdır. Bu tür değerlendirmelerle karar vericiler ilgilenmemekte midir? Ama öğretim üyeleri ve mesleğin sahipleri olarak bizi kaygılandırmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanım; İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi olarak, öğretim üyelerinin, meslektaşların ve ormancılık mesleğinin güzide sivil toplumlarının onaylamadığı ve meslek kamuoyunun uzlaşarak yanlış olduğunu belirttiği bu tasarıyı imzalamamanızı, eğitim, bilim ve mesleğimiz adına daha büyük olumsuzluklara yol açmaması için tasarıyı geri çekmenizi talep ediyorum.
*) Atmış E., 2013. Türkiye'de Orman Mühendisliği Eğitim-Öğretimini Etkileyen Güncel Politikaların Değerlendirilmesi. Sayfa: 65 - 76, 1857'den Günümüze Ormancılık Çalıştayı, 389 sayfa, 17 - 19 Kasım 2013, İstanbul.