Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Örgüt oyununa gelmek!

Ahlaki, dini ve insani hiçbir kural tanımayan şiddeti PKK, sıradan bir araç olarak kullanmaktadır. PKK terörünün hiçbir ilkesi kuralı ve kendini bağlı saydığı değeri yoktur. Amacı için her türlü aracı meşru görmekte ve kullanmakta da tereddüt etmemektedir. Her türlü dönekliği, inkârı, alçaklığı, ikiyüzlülüğü, vahşeti amacının aracı olarak görmekte ve pişkince sergileyebilmektedir.

PKK, mülkiyet düşmanlığını, dinsizliği ve ahlaksızlığı ideoloji edinmiş insanlıktan nasipsiz sefil bir örgüttür. Tabut başlarında al bayrağa sarılmış eşlerine ağıt yakan eşler, öksüz kalan gözü yaşlı çocuklar ve evladı için çığlık atan anaları PKK’lı militanları büyük bir zevk ve şehvet içinde seyretmektedir.

Robotlaşmış terörist varlıklar, vatandaşların yıllardır dişinden ve tırnağından keserek çocuklarının rızkını kazandığı ekmek teknesi olan kamyonları zevk içinde ateşe vermesi PKK’nın mülkiyet düşmanlığındandır.

Anakronik sosyalistler, ilkesiz liberaller, kriminal cinsiyet sapkınları ve her türden ve klinik marjinaller bu yüzden PKK’ya/HDP’ye destek vermişlerdir. Kendilerinin düşünüp de gerçekleştiremediğini PKK ve HDP yapabildiği için terör örgütüne destek vermekte tereddüt göstermemişlerdir.

Uyuyan insana kurşun, kendisine yardıma gelen görevliye pusu ve içinde hamile kadın olan ambulansa saldırmak bu ahlaksız doğanın dışa vurmuş yüzüdür.

PKK’nın yollara mayın döşemesi, kundaktaki bebeğe kurşun sıkması, karakollara canlı bombalarla saldırması ve gücü tanrı edinmesi dini hiç bir bağlantısı olmamasındandır. PKK’nın ikiyüzlülüğü, kaypaklığı, kuralsızlığı kotarabildiği her eyleminde ve söyleminde görülmektedir.

PKK, büyük bir tarihin küçük iktidarı olan AKP’yi - “çözüm süreci” bağlamında- ‘eylemsizlik, sınırın dışına çekilmek ve silah bırakmak’ yalanıyla oyuna getirmiştir. Uluslararası ve bölgesel gerçeklerden, terörünün doğasından, PKK’nın her türlü insani değeri dışlayan ideolojisinden ve sapkın stratejisinden habersiz olan AKP, İmralı’da tuzağa düşürülmüştür.

İmralı’da kotarılan “çözüm süreci” PKK’ya silahla eylem yapmak dışında her türlü serbestiyi sağlamıştır. Terör örgütü çözüm süreci öncesinde ulaşılması güç sarp dağları, kırları ve mağaraları denetim altında tutmaya çalışırken çözüm süreci sayesinde rahatça bölgede kitleleri, din adamlarını, STK’ları, sivil ve sosyal hayatı denetim altına alabilmiştir. Süreç bölgedeki halkın zihnini, etnik duygularını, mezhebini ve siyasi kanaatlerini etkileme imkânını PKK’ya altın tepsi içinde sunmuştur.

Silahların gölgesindeki insanları, PKK’nın her türlü tasarrufuna AKP’nin kıt kafalı stratejileri sonuna kadar açmıştır. PKK da Türkiye’ye karşı elde etmiş olduğu bölme ve yıkma özgürlüğünü sonuna kadar kullanmıştır.

PKK’nın İmralı’daki teröristbaşının sözde çözüm süreciyle ilgili olarak söylediklerine görünüşte evet diyerek gerçekte reddetme stratejisi izlemiştir. Kandil Öcalan’ı reddederek örgüt bütünlüğünü koruyamayacağının farkında olduğu için Apo’ya söylemde ‘evet’ eylemde ‘reddetme’esasına dayanan bir strateji uygulamıştır. Sonuçta bebek katili Öcalan’ın devletin elinde rehine olduğunu ve onun söylediklerinin terörist başının gerçek görüşleri değil baskı altında söylemek zorunda olduğu şeyler olduğuna PKK militanlarını ikna edebilmiştir.

KCK’lı Murat Karayılan, utanmadan “Devletin İmralı’da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmek istemeyip, Kandil-Ankara hattını kurmak istediğini; Celal Talabani’yi de aracı yaptığını” söylüyor. Devamında da “...biz öyle bir ilişkiyi kabul etmeyiz... muhatap Apo’dur. Hareketimizin baş muhatabı önder Apo’dur. Önder Apo’yla görüşülmesi gerekir” diyor.

Karayılan’ın üyesi olduğu KCK ise şunları söylüyor: “Ateşkes ve Türkiye ile olan barış süreci sona ermiştir. HDP ve Abdullah Öcalan da PKK’nın silah bırakması konusunda karar veremez.”

Her türden utanmazlığı, yalanı ve sahtekârlığı pişkince kullanan bu örgütle AKP iş tutmuş, süreç ortaklığı yapmıştır. AKP hem kendisini hem de ülkeyi oyuna getirmiştir!

Yazarın Diğer Yazıları