Orgeneral Başbuğ, sivil kimliği ile "Kahrol Tayyip" dese olur mu?
Ne diyordu Tayyip Erdoğan? - “DTP, PKK’yı terör örgütü ilan etmedikçe onlarla asla görüşmem.”
Peki DTP’den böyle bir ilanı veya beyanı gören, duyan oldu mu?
Hayır, tersine DTP’liler bir süredir PKK’nın özgürlük savaşçısı olduğunu yüksek perdelerden ifade etmeye başladı.
Tablo bu iken Başbakan’ın yaptığı nedir söyler misiniz!
Diyeceksiniz ki Tayyip Erdoğan bu, ne yapsa yeridir!
Bir gün Rasmussen’e posta koyup efelik taslar, ertesi gün Avrupa’dan zılgıtı yiyince sus-pus olup dediklerinin tam tersi davranır.
Bir gün AB’ye zina konusu için meydan okur ama hemen ertesinde Brüksel’e gidince tam tersi açıklamalar yapar.
Bir gün Davos’da “one minute” deyip İsrail Cumhurbaşkanına posta atar ama aradan yarım saat geçmeden, “Sözlerim oturumu yönetene” deyip özürler diler.
Bütün bunlar doğru, lakin PKK konusu bunlara benzemez!
Öyle çünkü işin ucunda ülkenin bölünmesi var.
Hal bu iken Tayyip Erdoğan PKK ile masaya oturdu.
PKK değil DTP ile oturdu
demeyin!
DTP’nin PKK’nın ambalajlısı olduğunu artık bilmeyen mi var!
Efendim DTP Meclis’te gurubu bulunan bir parti, görüşse ne olur?
Normalde bir şey olmaz da bu konjonktürde yani bu biçimde görüşmesi başka anlamlar taşır!
Nasıl mı?
Siz bir partiyi bölücü örgütle iç içe diye yıllar yılı muhatap kabul etmeyeceksiniz ve dahası görüşme şartı olarak PKK’yı lanetlemelerini şart koşacaksınız ama birden bu şart yerine gelmeden ve adına Kürt açılımı denilen adımların atılacağı süreçte bir araya geleceksiniz!
Hiç dolandırmayalım bunun adı örtülü olarak PKK ile müzakereye oturmaktır. Bu şekilde Tayyip Erdoğan, terör ile bir yerlere varılabileceğini de kanıtlamış oldu.
Bu arada bir başka komiklik de şudur...
Tayyip Erdoğan DTP ile Başbakan olarak değil AKP Genel Başkanı olarak görüştüğünü söylemiş!
Gelin bu söylemi sorgulayalım!
Yoksa Başbakan için yasak ve ahlâki olmayan bazı şeyler parti başkanlarına mübah mı kılınmıştır?
Ne yani Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Tayyip Erdoğan Kızılay meydanında köfte yerken protestocu ahalinin arasına karışıp “Kahrol Tayyip” diye bağırsa ve ardından “Ben bu sloganı Genelkurmay Başkanı sıfatımla değil, sivil İlker Başbuğ sıfatımla attım” dese normal mi olacak?
Olması asla ve kat’a mümkün değil ya, trilyonda bir kazara böyle bir şey olsa AKP güruhu ortalığı yıkıp kıyametleri koparmaz mı?
Koparır ise Başbakan’ın ettiği o acaip söze bir söz olsun niçin edilmiyor?
Bunlar eskiden takiyeciydi şimdi söylemeye dilip varmıyor çok çok daha ötelerdeler.
DESTEK SÖZÜ...
Rahmi Koç’tan Sarıgül’e TV kanalı!
Yeni bir siyasi oluşum için yola çıkan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül kendi hareketine destek bağlamında Televizyon kanalı sahibi olmak istiyor. Mustafa Sarıgül’ün kurmay heyeti dün bunun için İstanbul civarında lokal yayın yapan Rumeli TV’nin sahibi ile bir araya geldi ve satış şartlarını görüştü... Sonuç ne oldu bilmiyorum ama Mustafa Sarıgül’ün televizyon kanalı sahibi olmak için seferber olduğu ortada. Bu teşebbüsün anlamı şudur: Mustafa bey yeni oluşum olayını ciddiye alıyor ve belli ki arkasında ciddi bir sermaye gücü var. Öyle olmasaydı böyle bir teşebbüsün içinde olamazdı. Dün dinlediğime göre Mustafa Sarıgül’ün televizyon projesini Rahmi Koç kişisel olarak finanse edecekmiş.. Rahmi Bey yakın dostu olan Sarıgül’e yeni oluşum için teşebbüse geçmeden önce böyle bir sözü vermiş.. Tabii bu bir iddia ya da spekülasyon ama Mustafa beyin TV kanalı sahibi olmak için kararlı olduğu ve görüşmeler yapığı kesin bilgidir.
DOĞRULANDI...
Gürsel Tekin’in iflas feryadı!
İki gün önce yazdığımız “İstanbul Belediyesi Battı” başlıklı yazıma binaen yazının ertesinde CHP’nin İstanbul il başkanı Gürsel Tekin bey aradı ve şunları söyledi: “Sabahattin Bey yazdıklarınız tamamen doğru. Evet İstanbul Belediyesi iflas etmenin ötesinde alenen batık haldedir. Dramatik olan bu durumun Başkan Topbaş tarafından da kabullenilmesidir. Kadir Bey çok zorda olduklarını bir gazeteciye itiraf etmiş ve o gazeteci o itirafı teypten bizzat bana da dinletmiştir. Biz bu durumu, hiç abartmıyorum aylardır soluğumuz yettiğince yani avazımız çıkığı kadar feryat edip dillendiriyoruz ama medyada yer bulamıyoruz. Bazı medya grupları İstanbul Belediye Başkanı ile iç içedir yani o medya gruplarının Belediye ile işleri var. Öyle olunca da Belediye ile ilgili olarak tek satır olsun olumsuz habere yer vermiyorlar.”
MERAK EDİYORUM...
Genelkurmay bu rezalete niçin susuyor?
Evet soruyorum Genelkurmay Başkanlığı niye susuyor? Taraf gazetesinin kendini yani TSK’yı hedef alan o malum sözde belge ya da kağıt parçasının orijinali bağlamında neden gereken tepkiyi koymuyor ve bunu kamuoyu ile paylaşmıyor? Günlerce Türk Ordusu aleyhine yapılan o malum propagandaya niçin karşı propaganda yapmıyor ve masumluğunu haykırmıyor? Diyecekler ki millet anlamıştır... Hikaye... Bir millet nasıl güdersen o yöne kıvrılır.. Ayrıca hafıza-i beşer nisyan ile maluldur, dolayısı ile atılan çamur iz bırakmasın isteniyorsa hemen karşı enformasyon taarruzuna geçilip yapılanın TSK’ya komplo ve operasyon olduğu ahaliye anlatılmalıdır... TSK, psikolojik harekata muhatabım diyor demesine de, gereğini yani karşı harekatı yapmayıp bekliyor?