Org. Karadayı, Kral Abdullah ile tanıştırdı
Orta Doğu’da bazı temaslara, süreçlere, mesleki yakınlığımız gazetecilik sınırlarını “başarı” ile renklendiriyor. Söz gelimi, ülkemize yaptığı resmi ziyarette yankılar uyandıran Ürdün Kralı II. Abdullah ile ayaküstü olsa da görüşmemizi belirtmemiz gerekiyor.
Anıtkabir’de Ata’nın huzurunda gözyaşlarını tutamayan Ürdün Kralı Abdullah’la yıllar önce zamanın Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı tarafından tanıştırıldığımızı özellikle not etmemiz icap ediyor.
Amman askeri havaalanında tanıştığımız Abdullah, o zaman Ürdün Özel Güçleri, bir yerde İstihbarat Teşkilatı’nın komutanlığını üstlenmişti. Beraber fotoğrafımız ve Kral Abdullah’ın Türk Milletine mesajı Sabah Gazetesi’nde yer almıştı.
1993’te Filistin asıllı Rania el Abdullah ile evlenen Abdullah’ın 4 çocuğu bulunuyor. Son düğününde hazır bulunduğumuz babası Kral Hüseyin, veliaht prens olan kardeşi Hasan’ı gözden çıkararak, 25 Ocak 1999’da Abdullah’ı veliaht prens ilan etmişti.
7 Şubat 1999’da babasının ölümünden hemen sonra görevine başlayan Abdullah, döneminde Ürdün, Orta Doğu’daki kilit pozisyonunu korumayı sürdürdüğü hatırlanıyor. Filistin sorunu konusunda Filistin, İsrail ve ABD arasında pek çok kez arabuluculuk girişiminde bulunduğu da biliniyor. Ne var ki, babası döneminde sürdürülen ABD ve Batı’ya yakın politikaları genç Kralın devam ettirmesi, Arap dünyası ve Ürdün için de ağır eleştiriler almasına hâlâ neden oluyor.
Kral Abdullah’ın Türkiye’yi resmen ziyaret edişinin ve çeşitli jestlerde bulunmasının temelinde, hem tarihi nedenler hem de “Arap Baharı” korkusu bulunuyor. Çünkü, ABD’nin desteğine ve İsrail’in uzlaşmasına rağmen, Ürdün daima tehlikelerin odağında yer alıyor. Üstelik, aşırı dinci grupların dinmeyen kargaşa iştahları Ürdün’ü öteden beri rahatsız ediyor. Anlaşılan odur ki; koltuğu radikal İslamcı dalga tehdidi altındaki Ürdün Kralı, İslam dünyası Batı’yla arasındaki yüzyılı kapatma imkânı ve ilhamını veren lider önünde saygı duruşuna gözyaşı dökmesini tarihi bilenler yadırgamıyor. Kaldı ki Atatürk’ün, genç kralın dedesi Kral I. Abdullah’ı samimiyetle ağırlayıp, bazı telkin ve tavsiyelerde bulunduğu da belirtiliyor. Aslında dede I. Abdullah, baba Hüseyin ve Kral II. Abdullah, daha doğrusu “Haşimi Hanedanlığı” nın en üst düzey mensupları yıllarca Türk Milleti tarafından, sevilip sayılıyor. Zaten, Ürdün özellikle başkent Amman’da Türk sevgisi ve Osmanlı izleri günümüze kadar uzuyor.