Cumhuriyet''ten Hazal Ocak''ın haberine göre, TEMA Vakfı’nın, Türkiye fındık ihracatının merkezi olan Ordu’ya ilişkin hazırladığı madencilik raporunda, bölgede 435 tane maden ruhsatı verilmiş alan olduğu gün yüzüne çıktı.
Orman alanlarının yüzde 65’i, Önemli Doğa Alanları’nın yüzde 80’i madenler için ruhsatlandırılmış. Bunlardan biri olan Giresun Dağları’nın tamamı madenlere ruhsatlı.
YAŞAM ALANININ YÜZDE 78''İ MADEN RUHSATLI
Ordu özelinde hazırlanan rapor, mevcut ruhsat sahalarının hayata geçmesi halinde, Ordu’nun toprağının, suyunun, doğal varlıklarının, yöre insanının sağlığının ve tarıma dayalı ekonomisinin telafisi imkânsız zararlar göreceğini ortaya koyuyor. Rapora göre; Türkiye’nin en önemli doğa, tarım ve kültür merkezlerinden biri olan il 435 adet maden ruhsatı ile tehdit altında. Bu ruhsatların 51’i arama, 47’si işletme, 337’si ise ihale ruhsatı. İl genelinde maden ruhsatlarının dağılışına da yer verilen raporda ormanların yüzde 65’ine, meraların yüzde 64’üne, tarım alanlarının yüzde 76’sına ve yaşam alanlarının yüzde 78’ine maden ruhsatı verildiğini gösteriyor.
Raporda yer alan bazı bulgular şöyle:
- 8 ilçede ruhsatlılık oranı yüzde 90’ın üzerinde. Fatsa, Çatalpınar, Çamaş, Gülyalı, Gürgentepe, Kabadüz, Karataş, Ulubey ruhsat oranlarının yüzde 100’e yaklaştığı ilçeler.
- Ordu’da bulunan uluslararası koruma kriterlerine göre belirlenen ve nadir flora ile fauna barındıran, dünya ölçeğinde önemli ekosistemler olan Önemli Doğa Alanları’nın yüzde 80’i madenler için ruhsatlandırılmış.
- Önemli Doğa Alanları’ndan biri olan Giresun Dağları’nın tamamı madenlere ruhsatlı.
- Ordu’nun nadir canlı tür çeşitliliği, doğal ve kültürel özellikleriyle tabiatı koruma alanı, milli park gibi statülerle koruma altına alınmış alanlarının yüzde 91’i madenlere ruhsatlı. Korunan alanların içinde yer alan arkeolojik sit alanlarının yüzde 94’ü ve tohum-meşcere alanlarının tamamı madenlere ruhsatlı.
"ORDU AĞIR YARALI"
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Maden Kanunu’nda bugüne kadar yapılan değişikliklerin, Türkiye’nin doğa alanlarını, tarım alanlarını, meralarını ve kültür miraslarını madencilik faaliyetlerine açtığına dikkat çekti. Ataç, “Mevcut Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikler, tüm koruma statülerini yok sayarak doğamızı, tarımsal üretimimizi ve yaşam alanlarımızı yüzlerce maden ruhsatı ile karşı karşıya bırakıyor” diye konuştu.
Ordu’nun bu mevzuat ve mevcut maden politikalarından en ağır şekilde yaralanan illerden biri olduğunu belirten Ataç, “Fatsa’da çalışmakta olan altın madeni çok kısa bir sürede bölgenin doğal varlıklarına, insan sağlığına ve tarım ekonomisine ciddi zararlar verdi. Bugün maalesef ülkemizde doğa koruma alanı, tarım alanı ya da içme suyu havzası kanunlarla korunmamaktadır. Halbuki, ülkemizde bu gibi alanları kanunlarla madencilik faaliyetlerinden korumamız gerekmektedir. Aksi halde madencilik faaliyetleri Çanakkale’de, Muğla’da, Ordu’da olduğu gibi doğamızı ve tarımsal üretimimizi tehdit altına almaya devam edecek. Yetkilileri yöre halkının sesini duymaya, Ordu ve tüm illerimiz için madencilik faaliyetlerine karar verirken doğal varlıklarımızı, tarımımızı ve su varlıklarımızı göz önünde bulundurmaya, bu tarihi sorumluluğu hep birlikte almaya davet ediyoruz” dedi.