Ordu şer yuvasında
Türk ordusunun hiç de küçümsenmeyecek bir kuvvetle Kuzey Irak’a girmesi özellikle bu mevsimde ve zor iklim şartlarında operasyon yapması, bölgenin coğrafi şartlarını da göz önüne alırsak ordunun imkânsıza yakın bir harekat gerçekleştirdiği aşikârdır.
Görülen o ki Duhok, Havaşin, Zap ve Zahok kırsalında operasyon yapılıyor ayrıca Kandil Dağı’nı havadan vuruyor komandoları da havadan paraşütle indirdi. Çünkü bu bölgelerle Kandil Dağı arasında yaklaşık 160 km fark var. O bölgeler bu mevsimde dünyanın en zor bölgeleri arasındadır.
Allah yar ve yardımcıları olsun. Yüce Rabbim muzafferiyetler nasip etsin.
Bilinen bir gerçek de kahpe örgütün bir kısım yönetici kadrosu ve dağ kadrosu bu mevsimde Duhok ve Musul’da konuşlandırılmıştır. Diğer bir kesiminin de Selahattin ve Süleymaniye’yi kullandığı ezelinden beri bilinmektedir.
Böylesine tarihi ve zor harekâtı bu iklim şartlarında üstlenen kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri başka unsurlarla da hızla desteklenmelidir.
Türk Devleti’nin bu harekâtı Kıbrıs dahil Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki en büyük harekâttır. Başta basın olmak üzere siyasi partiler sivil toplum kuruluşları kısaca Türkiye’nin tamamı tek yürek olmak zorundadır. Devletin diğer unsurlarının da Zaho, Duhok, Musul, Kerkük ve özellikle Süleymaniye de vaziyet almak zorunluluğu vardır.
PKK’nın hem finans merkezleri hem de lider kadrosu ağırlıklı arşiv bilgileri bu bölgelerdeki şehir merkezlerinde.
Ermenistan’ı da unutmamalıdır. Artık sağır sultan biliyor ki PKK’nın hem dağ kadrosunun bir kısmı hem de lojistik kadrosu Ermenistan’da konuşlanıyor. Ayriyeten PKK’nın Barzani yerleşim bölgelerinden lojistik destek aldığı sır değil.
Öyleyse Musul’a kadarki bölge Musul dahil tampon bölge olmalı, ordu bütün dünya bastırsa da bedeli ne olursa olsun bu bölgede kalıcı olmalıdır.
Dünya bu harekatı izliyor.
Bu harekat hem düşmanlarımıza çeki düzen verecek, hem de kardeş Türk Cumhuriyetlerinin uluslararası arenada daha rahat ve cesur hareket etmesini sağlayacaktır. Emperyalist güçlerin finansa dayalı oyunlarına da Türk kamuoyu daha temkinli olacaktır.
Milli Devlet olmanın gereği ihtiyaç halinde orduyu hareketlendirme inisiyatifinden geçer. Demokrasilerde hükümetler geçici ama devlet bakidir.
Dünyanın da bu harekata zırnık kadar laf söyleme hakkı yoktur. Otuz bin vatandaşını kaybetmiş imparatorluğun dağılma günlerinde Birleşik Irak’a bıraktığı topraklar şer yuvasına dönmüştür. Irak da artık bütün değildir. Şartlar da 1. Dünya Savaşı sonrasının şartları hiç değildir. Öyleyse bu bölge yıllardır emperyalist güçlerin desteklediği şer güçlerden temizlenmeli, asliyetine geri dönmelidir.