Başbakan Erdoğan'ı ve Belediye Başkanı Topbaş'ı dinlerken dişlerimi sıktım. Sanki onlar bu yaşanan son felakette hiç sorumlulukları yokmuş gibi önerilerde bulunuyorlar ve kendilerinin bu işte bir suçu olmadığını anlatmaya çalışıyorlar.
Pes yani, vallahi de pes billahi de pes. Kardeşim kaç yıldır İstanbul Belediyesi AKP'nin elinde? Bırakın AKP'yi Recep Tayyip Erdoğan, 2002 seçimleri öncesi hangi işle uğraşıyordu? Yaklaşık en azından son 15 yıldır AKP bu kentin kaderini elinde tutuyor.
Ben, Sabah ve ATV'de çalışırken, bir kez daha bu dere taşmış ve Sabah'ın o zamanlar yeni binasının kâğıt depolarını ve ATV'nin film arşivini basmıştı. Can kaybı olmamıştı olmasına ama bir gazetenin ve televizyonun can damarı olan iki kaynağı eriyip gitmişti. Aradan yıllar geçmesine rağmen belli ki o dere ve çevresindeki evler konusunda tek adım atılmamış.
İyi de Belediye Başkanı Topbaş Bosna'ya gidemediğini anlatıp soruna neden yaklaşamadığını ve önceden müdahale edemediklerini bana anlatamadı. Belli ki ben kalın kafalıyım. Hele Recep Tayyip Erdoğan, sanki o kentin hiç belediye başkanı olmamış ve o ülkenin başbakanı değilmiş gibi yapılması gereken istimlâk ve derenin ıslah çalışmaları konusunda öğütler veriyor. İyi de kardeşim bugüne kadar kim elinizi tuttu? Sizleri kim engelledi? İşte bu sorulara yanıt yok.
Bakın size bir örnek vereyim. 29 Ağustos 2005 tarihinde Katrina kasırgası yaklaşırken New Orleans kenti boşaltıldı. Ancak yapılan yardımların yetersiz kalması yüzünden ABD Kongresinin açtığı bir soruşturma nedeniyle FEMA (Federal Acil Yardım Birimi) Başkanı Michael Brown istifa etti. New Orleans Polis Müdürü Eddie Compass, polisin görevini yapmadığı gerekçesiyle istifa etti. 200 polis hakkında soruşturma açıldı.
Uygar ülkelerde bu sistem böyle çalışır. Ya işini adam gibi yaparsın, ya da erkek gibi suç benimdi diye çeker gidersin. Ama bizde kazın ayağı öyle değil. Hem de yardımların ve müdahalenin olaydan kaç saat sonra yapılmış olmasına karşılık. Ben bu olay ardından halkı daha önce uyarmadığı için İstanbul Valisinin, gerekli önlemleri almadığı için İstanbul Belediye Başkanının ve bölgeyi kontrol altına alamadığı için de Emniyet Müdürünün istifa etmesini beklerdim. Ne gezer. Bir iki küçük bürokratın başına patlayacak, olayın sorumluluğu.
Aslında bu olay, İstanbul'un başında Demokles'in kılıcı gibi asılı duran deprem konusunda da koca kentin ne kadar büyük bir tehlike altında olduğunu gösterdi. Allah halkı korusun, bu AKP iktidarının hangi konulara önem verdiğinin de çok güzel bir göstergesi. Tıpkı yaklaşan ekonomik krize ne kadar duyarsız kaldıkları gibi.
Ekonomik kriz dedim de aklıma geldi. Haber ajanslarında IMF ile yapılan görüşmelerin artık görüşme olmaktan çıktığı yolundaki haberleri var. Ne yazık, ne canlarını acıtacak bir yerlerinden sıkışmış olan Türk basını ne de işbaşında olan ve "hamdolsun" ekonomisini pompalayan siyasi iktidar işin ciddiyetinin farkında. Tıpkı bu sel felaketi gibi yabancı ekonomi uzmanları Ekim veya Kasım ayında Türkiye'yi etkisi altına alacak olan ekonomik kriz gibi.
Bu arada haber ajanslarında gene bize özgürlük ve kılık kıyafet konusunda mangalda kül bırakmayan Avrupa ülkeleri şimdilerde çarşafla mücadele etmeye başladı. Kendi topraklarında çarşaflıları yasaklamak istiyor. Kimse de dönüp sormuyor, "Kardeş, siz bize türban konusunda etmediğinizi bırakmadınız" diye. Onlar bizden farklı.
Öte yandan daha önceki yazılarımda hep uyarmaya çalıştığım ve Kürt ve Ermeni açılımları ardından Kıbrıs ve Ege açılımlarının da sırada olduğu konusu gerçekleşmeye başladı. Yunanistan Dışişleri Bakanı resmen Türkiye'yi AB'ye girişinizi engelleriz diye uyarabiliyor. Hani Karamanlis bizim RTE'nin kankasıydı? Hani iki ülke arasında sorun yoktu? Ne oldu, Yunanlıların kafasına taş mı düştü de bu konuyu ısıtmaya başladılar. Hayır, efendim şimdi sıra zayıf ve itibarsız bir ülkeye bastırma zamanı.
Benim ülkem felaketten felakete koşuyor ve ne yazık ki ülke yönetimi basiretsiz bir iktidarın yönetimi altında. Bu partiye oy veren yoksullar ise sel sularına kurban veriyor. Tıpkı yakındaki öteki felaketlerin de kurbanı olacakları gibi. Allah sonumuzu hayretsin
