Onlarla da işiniz olmaz mı!
Ben siyasetçi değilim. Siyasetçilerin Anayasa ittifakı öncesi kendi aralarında, birbirlerinden hangi konularda "taahhüt aldıklarını" bilemem; Başbakan belki de, benim bilemediğim bu görüşmelerden yola çıkarak vurgulamıştır muhataplarının "Anayasa'nın ilk dört maddesinin sıkı sıkı korunacağını çok iyi bildiğini".
Ben bilmiyorum.
Ve bir gazeteci olarak bilmediğimi sormakla vazifeliyim; kamu adına ikna olana kadar!
Bunu yapmazsam önce mesleğime, sonra bu mesleği yararına yürüttüğüm topluma ihanet etmiş olurum.
***
O nedenle...
Hiç kimseyi yargısız infaz etmeden, kul hakkına girmeden, anlamak ve akabinde okurlarımıza da anlatabilmek üzere, çok açık ve basit sorular soruyorum:
Sayın Başbakan,
Fikren, "Anayasa'nın 4 maddesi nedir? Devletin şekli (...) 4'üncü madde de bu 3 maddenin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini... Dolayısıyla biz de teklif falan etmedik, edenlerle de işimiz olmaz... Bunlar devletin temelleridir, devletin olmazsa olmazıdır..." ifadelerini, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın ağzından bir "teminat" olarak işitmekten en mutlu olacak kesime dahil olan biri olarak, bu ifadelerle ikna olabilmek için öğrenmek istiyorum:
AKP Grup Başkanvekiliyken, "Anayasa'yı değiştireceğiz ve vatandaşlıktaki Türklük tanımını kaldıracağız. Yoksa demokratikleşmeyi yapamayız" yaklaşımı ortaya çıkan Ayşenur Bahçekapılı da "kişisel görüşünü" mü ifade etmişti? Bunu teklif edenle de işiniz olmaz mı? Eğer öyleyse Sayın Bahçekapılı, partiniz adına, nasıl TBMM Başkanvekili yapıldı?
Devlet Bakanıyken, "Cumhuriyet değiştirilemez (...) bunu yazabiliriz ama bunların dışındaki bütün konularda (değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez) sözleri yerine, değiştirilmelerini nitelikli çoğunluğa bağlamak mümkün" diyen Bülent Arınç "kişisel görüşünü" mü ifade etmişti? Bunu teklif edenle de işiniz olmaz mı? Eğer öyleyse, Sayın Arınç, nasıl yıllarca Hükümet sözcülüğü de dahil çok önemli temsil görevlerinde bulunabildi?
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanıyken, "Değişmez maddelerin yorumu rahatsız edici bir şey. Neden değişmesin?" diyen Burhan Kuzu "kişisel görüşünü" mü ifade etmişti? Bunu teklif edenle de işiniz olmaz mı? Eğer öyleyse, Sayın Kuzu, nasıl sonrasında da özellikle Anayasa konusunda partinizden en çok görüş beyan eden isim olmaya devam edebildi?
Refah Partisi Milletvekili olduğu dönemde, "Hangi demokratik ülkenin, hangi Avrupa ülkesinin anayasasının başlangıcında bu tip ilkel -evet, söylüyorum- maddeler vardır; soruyorum. Bu, ancak, Baas anlayışıdır" diyen Abdullah Gül de "kişisel görüşünü" mü dile getirmişti? Bunu teklif edenle de işiniz olmaz mı? Eğer öyleyse, Sayın Gül, nasıl oldu da partinizin kurucuları arasında yer alabildi, Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'na taşınabildi?
Ve son olarak...
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross, dönemin Başbakanı'yla yediği öğle yemeğinde "Başbakan'ın, Türkiye'nin artık 3 ya da 1. madde ya da 3. madde gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyacı olmadığını, olmayacağını söylediğini" açıklamıştı. Bunlar Sayın Başbakan'ın o dönemki "kişisel görüşleri" miydi? Bunu teklif edenle de işiniz olmaz mı?..
***
Dediğim gibi hiçbir örtülü niyet barındırmaksızın, medyada yüzlerce kere yer almış demeçler üzerinden ve sadece tıpkı İsmail Aydın'ın çıkışından sonra olduğu gibi milleti aydınlatmanız için soruyorum.
Ve kafiye olsun diye yazmıyorum, sahiden, hem vatandaş olarak en nihayetinde oy kullanacağımız, öncesinde de oy kullanacak birçok kimseyi bilgilendirmek durumunda olduğumuz bir konuda birinci ağızdan, doğru bilgiye sahip olabilmek için cevap bekliyorum.
---
Bazı küçük iyi haberler...
Önceki gün Jandarma Başçavuç Mutlu Kılıçlı'nın tahliye haberini vermiştim.
Dün de benzer durumdaki Doç. Tabip Yarbay Ahmet Turan Ilıca'dan "iyi haber" geldi.
Önce İzmir Askeri Casusluk Davası'nda sanık yapılıp sonra da "FETÖ" olduğu iddia edilen yapıya mensup olduğu iddiasıyla GATA'daki görevinden alınan Ilıca, son KHK ile görevine iade edilmiş.
Bu insanları tanıdığımdan, yahut taraftarları olduğumdan demiyorum "iyi haber" diye; "at izi ile it izini ayırmak" adına bir çaba sarf edildiğine işaret ettiği için "iyi" buluyorum bu tahliye, göreve iade haberlerini...
Hukuk devletinin varlığına dair umutlarımızı koruyabilmemiz için çok ihtiyacımız var bu "düzeltme"lerin devamına...