Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasından sonra İstanbul'a gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB binasından açıklama yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun şafak operasyonu ile gözaltına alınmasından sonra yurttaşlar, tüm engellere rağmen Vatan Caddesi'nde toplandı. Saraçhane'ye yürüyen milyonlarca kişi alanı doldurdu. 'Hükümet istifa' sloganları atılırken Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'da konuşma yaptı.
DİLEK İMAMOĞLU: KUMPAS OPERASYONUNDA YANIMIZDA OLUN
Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, yaptığı konuşmada "Buradan size söz veriyorum. Asla yılmayacağız. Hepinizden rica ediyorum. Bu büyük kumpas operasyonunda yanımızda olun. Hep birlikte sesimiz gür çıkmalı. Bu ülkenin cumhurbaşkanını hep birlikte seçeceğiz" ifadelerini kullandı.
Saraçhane'de CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de konuşma yaptı.
Özgür Özel konuşmasında şunları söyledi:
İradenizi tanımayan, oy kendisine verilince baş tacı eden ama başkasına verilince o iradeyi hiçe sayana sesleniyorsunuz. Duyuyor musun Erdoğan, görüyor musun Erdoğan? En çok korktuğun şey, kalabalıklar sana sesleniyor.
İmamoğlu'nun sesi onu uykusunda rahat bırakmıyor. İmamoğlu'nun elini bükemediler, yargı sopasıyla kırılıyor.
Kimsenin kafası karışmasın. Dünden beri olan bitenin bir adı var. Bir darbe girişimidir, 19 Mart darbe girişimidir. Bugün milletin iradesi bir yargı darbesiyle elinden alınmak istenmektedir.
İstanbulluların tam 3 kez üst üste seçtikleri, sizlerin kardeşi, ağabeyi, evladı Ekrem İmamoğlu'na yapılan darbe girişimi milli iradeye yapılan darbe girişimidir. Ortada ne yolsuzluk vardır, ne bir terör örgütü, çıkar örgütü vardır.
Ama ortada minareye kılıf uydurmaya çalışan görevlendirilmiş yargı cellatları vardır. Ne diyeceklerdi? 'Ekrem İmamoğlu'nun aday olmasından Recep Tayyip Erdoğan korkuyor o yüzden mi gözaltına aldık' diyeceklerdi?
Adı hukuksuzluktan başka bir işler anılmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sadece bir aracıdır. Bir başsavcı, bir belediye başkanını böyle haksızca iftiralarla, kumpaslarla, aynı anda 5 dava açarak, Ekim'den bugüne 25 yıllık hapis cezası isteyerek, 35 yıl önce yüzlerce arkadaşıyla geçiş yaptığı, bütün derslerini verip diplomasını aldığı üniversitenin verdiği diplomasını ülkeyi düşünen bir savcı elinden aldırabilir mi?
Bunu kimin yaptırdığını biliyoruz. Bunu yaptıran gece uykusundan kendi sesini duyarak sıçrayarak uyanıyor: 'İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder.'
Sana buradan meydan okuyorum. Var mısın Erdoğan, var mısın karşımıza çıkmaya?
Karar aldılar, 4 gün İstanbul'da toplanmak yasak dediler. O kararı alanlara sesleniyorum. Bu alanı görüyor musun?