Ziya Yergök Paşa'nın Sarıkamış trajedisine objektif olarak ışık tutan hatıraları facianın yıldönümünde yeniden gündemde. Sami Önal tarafından yayına hazırlanarak ilk defa 2005 yılında okurla buluşturulan, "Tuğgeneral Ziya Yergök´ün Anıları / Sarıkamış´tan Esaret'e" adlı önemli hatıratın genişletilmiş yeni baskısı Tarihçi Kitabevi tarafından gerçekleştirildi.
Tuğgeneral Ziya Yergök'ün anıları, Sarıkamış faciasını ve ardından esarette geçen zorlu altı yılı kapsıyor. Sarıkamış harekâtında açlık, soğuk ve bitkinlikle boğuşulan acı dolu günler... Yaralanıp Ruslara esir düştükten sonra Sibirya kamplarındaki yaşam mücadelesi ve kaçış planları... Dönüş yolunda Bakû'da Mustafa Suphi'nin arkadaşlarıyla karşılaşması ve ardından Batı Cephesi'ne asker sevkıyatında görev alması... Ziya Yergök, tarihe tanıklık eden yaşamını bir roman çekiciliğinde sunarken, savaş yıllarında gözlemlediği asker psikolojisini ve esaret yıllarında tanık olduğu Orta Asya'ya özgü geleneksel yaşam biçimlerini de çarpıcı bir üslupla yansıtıyor.
Kitabın 9. baskısının sunuş yazısını kaleme alan Sarıkamış Dayanışma Grubu Kurucu Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, eser hakkında şu önemli tespiti yapıyor:
"Sarıkamış'tan sonra 'savaş sonrası travması' o kadar büyük olmuştur ki, dönenler hiç konuşmadığı gibi çok az subay anılarını tutmuştur. Bazı anılara Ruslar tarafından el konulmuş, bazı anıları yazanlar hayatını yitirdiği için yerine ulaşmamış, bazı anılar tutanlar tarafından tekrar okumaya bile cesaret edemedikleri için sandıklarda torunlara kalmıştır. Kimi Sarıkamış anılarının halen sahaflarda keşfedilmeyi bekliyor olması bana utanç verdiği için, Ziya Bey'in torunlarına ve anıları günümüz yazısına çeviren Rahmetli Sami Önal'a minnet ve teşekkürlerimi sunuyorum."
Alay Komutanlığına Atanmam, Seferberlik, Şarıkamış'a Yürüyüş, Esaret Yıllarım, Sibirya'dan Batum'a ve Esaret Dönüşü ana başlıklı 6 bölümden oluşan kitaptaki önemli konu başlıklarından bazıları şöyle:
*Seferberliğe kadar *Tatbikatlar ve kışlama *Harbe giriyoruz *Korku ve ürkekliğin doğurduğu kargaşalık *Köprüköy muharebesi *Acıklı bir manzara *Köprüköy muharebesinin kazanılmasının sebepleri *Düşman neden gece baskını yaptı *Bir askerin olağanüstü bir işi *Çekilme hakkında birkaç söz *Gün gün Sarıkamış * Felaket başlangıcı *Sarıkamış felaketini doğuran nedenler *Harp intibalarım *Bit muharebesi * Rus hamamları *Kara ekmek Kamışlof'ta insanca bir davranış *Rus köy evleri Voyonni Gorodok esirler garnizonu *Bolşevikliğin ortaya çıkışı *Tuhaf bir değiş tokuş *Çuval ile süt satmak *Vatana dönüş hazırlığı *Sibirya'nın Çeklerin iline geçmesi *Tatarların bize gösterdiği sempati *Kaçma hazırlıkları *Ali Kemal'in öğrencileriyle görüşme * İttihat ve Terakki Cemiyeti için toplanan para *Sidung'da geçen günler *Şami Damolla'nın foyası *Rus koğuşunda geçen günler *Kurtuluş Afgan elçisinin ikram ve hediyesi * Evlenenler ve eşlerini orada bırakıp gelenler *Bakü'ye hareket *Yeniden yola çıkır *Erzurumda gördüklerim
Tarihçi kitabevi Tel:(0216) 418 68 86
***
Akçura'nın hâlâ aşılamamış eseri
Türkçülük hareketi önderlerinden Yusuf Akçura'nın eserlerini Türk okurlarına ulaştırmayı sürdüren Ötüken Neşriyat, Erol Kılınç tarafından yayına hazırlanan "Târih-i Siyâsî Ders Notları" adlı eserini şu sözlerle takdim ediyor:
Yusuf Akçura; yalnızca Türk milliyetçiliğinin kurucularından biri olarak değil, aynı zamanda 20. yüzyıl Türk fikir hayatında akademik ve sistematik düşüncenin yerleşmesinde de büyük emekleri olan en üretken mütefekkirlerimizden biri olarak değerlendirilmelidir. Kaleme aldığı sayısız mektup, makale ve kitapları içinde belki de en fazla ihmal edilmiş olanı ne yazık ki 1926, 1927 ve 1928 yılında yayımladığı "Târih-i Siyâsî Ders Notları"dır. Bugün üniversitelerde okutulan hiçbir siyâsî tarih kitabı Yusuf Akçura'nınkiyle kıyaslanamaz bile, çünkü Avrupa'yı, Rusya'yı ve Osmanlı Devleti'ni içinde yaşadığı dönem içinde onun kadar kapsamlı ve objektif tahlillere tabi tutan ikinci bir isme rastlamak mümkün değil. Yusuf Akçura, İngiltere'de ortaya çıkan Sanayi İhtilâli'nden Fransız İhtilâli'ne ve bunların Avrupa'da ve dünyanın geri kalanında meydana getirdikleri etkilerden Hürriyetçilik, Sosyalizm, Radikalizm, Liberalizm ve Milliyetçilik gibi dünyayı değiştiren fikir hareketlerine, Napolyon Savaşları ve Viyana Kongresi'nden Mısır ve Şark Meselelerine, Yunan bağımsızlık hareketlerinden İtalyan ve Alman birliklerinin kuruluşuna kadar bugün bile üzerinde büyük bir ciddiyetle durulması gereken sayısız konuyu Osmanlı Devleti'nin son yüzyılını ve genç Cumhuriyet'in ilk yıllarını merkeze alarak akademik bir hassasiyetle tartışıyor.
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50
***
HAFTANIN KİTABI:
İsyandan iktidara...
Gazeteci yazar Rıza Zelyut, "Tarikat Kuşatmasındaki Türkiye / Halidi Cehennemi" adlı araştırmasıyla tarihsel köklerine kadar inerek Türk siyasetinde tarikat gerçeğini masaya yatırıyor:
Bugün Türkiye'yi, seçilmişler değil bir tarikat yönetiyor. Türkiye'yi kuşatan bu örgüt, Halidilik olarak bilinmektedir. Bu tarikat 1925'te Türkiye Cumhuriyeti'ne isyan etti, 1930'da Menemen'de başkaldırdı. 1945'ten sonra yavaş yavaş iktidara taşındı. 2002'de kurulan AKP hükümetindeki 25 bakandan 19'u tarikattandı. Halidiler, anti-komünist Yeşil Kuşak projesi elemanları olarak NATO'cu derin devlet tarafından korundu. Türkiye'yi "dar-ül harb", yani kâfir ülkesi saydılar, Mustafa Kemal'e düşmanlığı temel ilke edindiler. İskenderpaşa, İsmailağa, Menzilci, Süleymancı, Işıkçı, Nurcu vb. değişik adlar altında boy gösterseler de aslında tek örgüttürler. "Dindar ve kindar nesil" diyerek tek tip insan yetiştiren bu yeni tarikatlar, dernek/vakıf görüntüsüyle Türkiye'yi yağmalamaktadır.
Kaynak Yayınları Tel:(0212) 252 21 56
***
Şeytanca oyunlar...
Araştırmacı yazar Ömer Hamza Caba, yeni kitabı "İhanetin Z Raporu"nda 1852 yılında başlayan, İngiliz Yahudilerinin Osmanlı İmparatorluğun ve takip eden yıllarda da Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerine ABD Yahudileri ile birlikte, oynadıkları oyunları ve misyonerlik çalışmalarını tek tek inceliyor.
ABD'de Yahudi kulübü denilen ADL Holding personellerinin üçüncü dünya ülkelerinde yaptığı toplum mühendisliğinin Türkiye icraatları kitapta belge ve örnekleriyle ortaya konuluyor.
Togan Yayınları Tel:(0212) 542 77 33
***
KÜTÜPHANEMDEN:
Türk dünyasından habersiz yıllarımız
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Türk dünyası büyük ölçüde hürriyetine kavuştu ve bağımsız yeni Türk devletleri dünya sahnesinde yerini aldı. Geçmişte, Türkiye kamuoyunu esir Türk dünyası hakkında oldukça bilgisizdi. Bu bilgisizliği ortadan kaldırmak ve esir Türklerden Türkiye'de yaşayanları haberdar etme çabaları da ırkçılık, Turancılık ve kafatasçılık gibi mesnetsiz yakıştırmalarla suçlandı. 1956 yılında Kayseri'de basılan "Anayurtta Unutulan Türklük" adlı kitap bir anlamda bu suçlamalara cevap verip Türkiye sınırları dışında yaşayan çok sayıda soydaşımızın bulunduğunu gündeme getirmek için yapılmış bir çalışma. Azerbaycan göçmeni Cebbar Ertürk, kaleme aldığı kitabı yazma gayesini önsözünde şöyle özetliyor:
Bu kitapçayı hangi şart ve etkiler altında yazdığımı sayın okuyucularıma kısaca açıklamayı lüzumlu bulmaktayım. Senelerdir konuştuğum ve tanıdığım arkadaşlardan, hatta yakınlarımdan birkaçının 'Türk illerinde Türk kalmış mı? Onlar Türklüklerini çoktan kaybetmişlerdir' şeklindeki konuşmaları Türkiye sınırları dışındaki Türkler hakkında hakiki bir bilgiye sahip olmadıklarını gösteriyordu. İşte bu kitapça ile türkiye dışında kalmış Anayurt'daki Türklerin ölmediklerini, Moskof zulmü arttıkça onların Türklüklerine daha fazla sarıldıklarını, felaketlerin, insanları milli birliğe daha fazla yapkaştırıp topladığını, Anayurt'daki Türklerin eskilerden daha fazla olan Türkiye'ye bağlılık duygularını belirtmek istedim.
(Ahmet Yabuloğlu)