ÖMRÜ EN KISA SÜREN DEVLET: İYONYA

ÖMRÜ EN KISA SÜREN DEVLET: İYONYA

Okudukları bildiride kendi akıllarınca işgali haklı göstermeye çalışıyorlardı

Halkların kurtuluşunun, devletler arası andlaşmalar ve kararlarla gerçekleşen bir sonuç olmayıp, bunun belki özgürlüğünü elde etmiş halklar tarafından kendi kendisinin yönetilmesiyle ve kazanılmış özgürlüğü gerçek ve sarsılmaz duruma getiren erdemlerin, ahlak uygulamasının vereceği güçle sağlamlaşacağı açık ve şaşmaz bir kuraldır. Bu yüzden geçmişin yakın ya da uzak olaylarını unutmak, şimdiki yüzyılın gerektirdiği barışsever çabayı ve gerek ekonomik gerek fikri ilerleme yolundaki çalışmayı ulusal ve dinsel bağnazlığa üstün tutmak; özellikle genel karakterlerini daha erdemli, daha ileri duruma getirmek, 
Yunan hükümetinin kararı
Küçük Asya’da oluşan halklar için zorunluluktur. Yunanlıların Küçük Asya halklarına hazırladıkları özgürlük ancak bu kurala uymakla ve halkların en değerli mutluluğu olan iç ve dış barışseverliğe büyük bir eğilim göstermekle, tam olarak yararlanılacak bir bağış biçimi almış olacaktır."
Zaman zaman görevlendirilenlerin alkışlarıyla okuması kesilen Stergiadis bildirisini bitirdikten sonra, Yunan Hükümetinin kararını okumaya koyuldu. Oldukça uzun olan kararın ilk paragrafında Yunan Hükümeti neden Batı Anadolu’yu işgal etmek zorunda kaldığını açıklıyordu: Batı Anadolu’da halkların ırz, can ve mal güvenliği yokmuş, bu yüzden Müttefik Devletler iç barışı sağlama görevini Yunanistan’a vermişler. Yunanistan barışçıl görevini yerine getirirken, binlerce yıldan beri Ege Denizi çevresinde oturan ırkdaşlarıyla olan bağlarının ve tarihsel amaçlarının yüklediği büyük vicdan sorumluluğundan esinlenmiş. Bu bağların prensibi ve bundan çıkan haklı sonuçlar da, imzalanmış olan andlaşmayla (Sevr Andlaşması) itiraf ve kabul edilmişmiş...
Yunan Hükümeti, o itiraf ve kabullenme dolu andlaşmayı İstanbul’daki Padişah Hükümetinin imzaladığını, Anadolu Türklerinin andlaşmayı tanımadığına hiç değinmiyordu kararında. O itirafçı andlaşma ile Yunanistan’a Ege Bölgesi verildiği halde, Ankara’ya dek uzanan topraklara neden el atılmak istendiğinden de hiç söz edilmeden kazanılan başarılar sıralanıyordu: Müttefiklerin verdiği göreve Yunan askeri tam bir bağlılıkla sarılmış ve iç barışı sağlamış. Ayrıca Türkler, Müttefiklere ve Hristiyan unsurlara karşı andlaşmada söz verdikleri şeyleri yerine getirmemişler, sözlerinde durmamışlar, üstelik Anadolu’da dirlik düzenlik kalmamışmış. Yunan askeri hem sözünden dönenleri yola getirmek, hem de Anadolu’da barışın ve iç güvenliğin yerleşmesini sağlamak görevini de üstlenmiş. Bu yüce amaçlar için üç yıldan beri yalnız başına uğraşıp didinmiş. Müttefiklerin zaferi sonucunda Anadolu için sağlanan kazançlar varmış, Mustafa Kemal’in ayaklanışı bu kazançların tümünü hiçe indirmek ve ülkeyi yeniden köleliğe sürüklemek amacı taşıyormuş, Yunan askeri de büyük özverilere katlanarak bu ayaklanma hareketine direnmiş ve büyük zaferler kazanmış...
(Devam edecek)