Ayrı bir devlet kurma görüşünü herkesten önce resmen ortaya atan İngiltere olmuştu. Sakarya’dan önce, 18 Haziran 1921 günü İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Türk-Yunan Savaşı’nı sona erdirme koşullarından biri olarak İzmir Bölgesi’ne "Özerklik" verilmesi gerektiğini Fransa ve İtalya’ya bildirmişti. İngiltere’nin görüşünü resmiyete döktüğü günlerde, Kral Constantine, Batı Anadolu’daki ordusunun başına gelmiş Ankara üzerine yürümeye hazırlanıyordu. Kral Constantine iki hafta içinde Afyon, Kütahya ve Eskişehir’i alarak Sakarya Irmağı kıyılarına dayanıverince Atina gazeteleri, Yunan işgali altındaki Anadolu topraklarında bir "Yunan Askeri Yönetimi" kurulduğunu ilan etmişlerdi. Yunan ordusu Ankara’yı alıp Kızılırmak kıyılarına dek olan toprakları ele geçirince, bu yönetim oralara da uzanacaktı. Ne var ki, hevesler kursaklarda kalmış, Sakarya boylarında yenilen Yunan ordusuyla birlikte Askeri Yönetim de Afyon-Kütahya-Eskişehir çizgisine gerilemişti. Ama, ayrı bir devlet kurma görüşü ön uygulamalara kavuşmuştu.
Birbirlerine düştüler
Ne acıdır ki, kimi Türkler de Batı Anadolu’da bağımsız bir hükümet kurulması için eyleme geçmişlerdi. Bunlar, Yunanlılarla yıllardır işbirliği yapan kişilerdi. Mustafa Kemal Paşa’nın kazanacağı zaferin, ya da Yunan ordusunun çekilip gitmesinin kendi sonları olacağının bilinci içindeydiler. Aralarında "Anadolu Cemiyeti" adı altında bir dernek kurmuşlar ve bir "Batı Anadolu Özerk Hükümeti" kurulması için 1921 Aralık ayı başında İstanbul’daki Yunan Siyasal Temsilcisi Triandafılacos ile temasa geçmişlerdi. Dernek, Türk ve yerli Rumlardan oluşacak bir hükümet kurulmasına Yunanistan’ın yardım etmesini istiyordu. Önerinin ayrıntılı biçimde ve yazılı yapılması istenince, içlerinde eski bir Osmanlı Nazırının (Bakanının) da bulunduğu dernek üyeleri bir yazılı metin hazırlayarak 11 Aralık günü Triandafilacos’a sunmuşlardı. Buna göre, kurulacak özerk hükümet padişaha bağlı kalacak, Ankara hükümetinin önüne dikilecek, Batı Anadolu’daki Türk ve Rum halkının mutluluğu için çalışacaktı.
1922 İlkbaharına gelindiğinde görüşler değişik, kafalar oldukça karışıktı. Yunan işgali altındaki toprakların Mustafa Kemal’in eline geçmesini önlemekti amaç. Ama herkes ayrı hava çalıyordu. Amyna "İonya Devleti" kurulmasında direniyor, İngiltere yalnızca İzmir bölgesi için "Özerklik"ten söz ediyor, Yunanistan "Askeri Yönetim" diyor, soysuzlaşmış Türklerin Anadolu Cemiyeti ise "Batı Anadolu Özerk Hükümeti" istiyordu. Zamanla güçlenen, Amyna’cılar olmuştu. Yunan hükümeti 1922 yılı Mart ayı ortalarına dek, İngiltere’nin işe karışacağını ve küçük değişikliklerle Sevr Antlaşmasını Mustafa Kemal’e kabul ettireceğine inanıyordu. Bu yüzden Venizelos taraftarı Amyna’ya yüz vermiyordu. (Devam edecek)