DHA'nın haberine göre, Antalya'da yaşayan Nazlı Yılmaz’ın, eşi 42 yaşındaki Salih Yılmaz ile kuru temizleme işi yaptığı sırada ortamdaki sıcak hava, deterjan ve kumaş tozları nedeniyle yüzünde alerji oluşmaya başladı. Doktorların tavsiyesi üzerine birçok ilaç takviyesi alan Nazlı Yılmaz, olumlu sonuç alamayınca bitkisel tedavi arayışına girdi.
Antik Mısır'da 'ölümsüzlük bitkisi' olarak bilinen aleo vera bitkisiyle tanışan Yılmaz, bitkinin metabolizmayı hızlandırdığını, sindirim sistemini iyileştirdiğini ve cilt hastalıklarına iyi geldiğini öğrendi.
Aleo veranın içindeki jeli yüzüne sürerek alerjilerinden kurtulan Nazlı Yılmaz, bitkinin başka insanlara da fayda sağlayacağı düşüncesiyle 2017 yılında açık alanda aleo vera yetiştirmeye başladı.
Soğuk ve yağışlı hava nedeniyle ilk denemesinde birçok ürünü telef olan Yılmaz, hedefinden vazgeçmedi ve bir sera kiralayarak aleo vera üretmeye başladı. Şu an 3 farklı serada 7 bin 500 ürün yetiştiren Nazlı Yılmaz, aleo veradan jel ve sabun üretimine başladı.
Birçok kozmetik firmasının dikkatini çekerek aleo vera jel ve yaprak satışı yapan Yılmaz'ın şimdiki hayali ise kendi kozmetik markasını yaratmak.
KURUTEMİZLEMECİDEN GİRİŞİMCİLİĞE YOLCULUK
10 yıl kuru temizlemecilik yaptığını anlatan Nazlı Yılmaz, cildindeki alerjiler nedeniyle çok sayıda araştırma yaptığını belirterek, aleo veranın cilde çok faydalı olduğunu öğrendiğini aktardı.
Aleo veranın içindeki jeli yüzüne uyguladıktan sonra cildine ciddi fayda sağladığını anlatan Yılmaz, “Neden diğer insanlar da aleo veradan faydalanmasın diye eşimle beraber aleo vera yetiştiriciliğine başladık. 2017 yılında ilk seramızın ekimini yaptık. Şu an 3 seramızda toplam 7 bin 500 ürünümüz var" dedi.
HER DERDE DEVA 'ALEO VERA'
Aleo veranın, antibakteriyel özelliğiyle yara iyileştirici etkiye sahip olduğunu belirten Nazlı Yılmaz, “Cilde çok faydalı. Bağırsak sorunlarını gideriyor. Sindirime yararlı. Hamilelikte oluşan karın çatlaklarına çok iyi geliyor. İlerde kendi kozmetik ürünlerimizi de üretmek istiyoruz. Hasat ettiğimiz aleo vera ürünlerimizden sabun üretiyoruz" dedi.
Yılmaz "Diktikten sonra 3 yıl bekleyip öyle hasat ediyorsunuz. Kozmetik firmalarına jel olarak gönderiyoruz. Dikim yapmak isteyenlere fide satışı yapıp, Türkiye'nin dört bir yanına kargoyla jel ve yaprak gönderiyoruz. Yurt dışına açılmayı düşünüyoruz" diye konuştu.
ALEO VERAYI HEM İÇİYOR HEM CİLDİNE SÜRÜYOR
Aleo verayı sadece cildine kullanmadığını belirten Nazlı Yılmaz, “Aleo veranın jelini çıkardıktan sonra yıkıyoruz, karıştırıcıdan geçirip içecek haline getiriyoruz. Limon ve balla karıştırıp içiyoruz. Onun dışında kendime krem yapıyorum. Yeni tarifler deniyorum. Biz aleo veranın çok faydasını gördük herkese de fayda sağlamasını istiyoruz" dedi.
ÖLÜMSÜZLÜK BİTKİSİ
Salih Yılmaz ise eşinin aracılığıyla aleo verayla tanıştığını ve yetiştiriciliğine başladıklarını aktardı. Yılmaz, “Türkiye'de Tarım ve Orman Bakanlığı'na kayıtlı ilk aleo vera yetiştiricisi biziz. Tıbbi ve aromatik bitkiler sınıfında ilk kaydı biz oluşturduk. Eski Mısır döneminden beri kullanılan bir bitki. Ölümsüzlük bitkisi olarak da anılıyor. Daha çok kozmetik, ilaç, içecek ve tekstil sanayiinde kullanılıyor" diye konuştu.
YURT DIŞINDAN 250 TON ALEO VERA İTHAL EDİLİYOR
Aleo vera jelinin Türkiye'de ithal edildiğini belirten Salih Yılmaz, “Yıllık ortalama 250 ton civarında ithal ediliyor. Kilogram bazında çok yüksek rakamlara ithal ediliyor. Biz burada aleo vera yetiştirerek, ithal zincirini kırıp Türkiye'ye yerli ve milli bir jel üretme niyetindeyiz. Şu an hasat edip, sabun üretmeye başladık. Yakında aleo vera sabunlarını piyasaya sunacağız. Kozmetik ürünler imal etmeyi düşünüyoruz. İnşallah kısa sürede bunları hayata geçireceğiz" dedi.
YURT DIŞINDAN GELEN ÜRÜNLERE YÜZDE 5- 10 FARK KULLANILIYOR
Aleo veranın kullanımını tavsiye ettiklerini aktaran Yılmaz, “Ürünlerimizi kozmetik firmalarına gönderdiğimizde yurt dışından girdi fiyatları yüksek olduğu için yüzde 5, yüzde 10 fark kullanıyorlar. İnanıyorum ki bu yurt içinde üretildiğinde kozmetik ürünlerini yapan firmalar da bunu yüksek oranda kullanacak. Bu ürünü daha uygun fiyata alacak. Amacımız iyi şeyler ortaya çıkarmak" diye konuştu.
3 YIL SABIRLA BEKLEYİP HASADA BAŞLADILAR
Toprakla ilgilenmeye başladıklarından beri hayatlarında her şeyin değiştiğini belirten Yılmaz, “Uyku kalitemiz arttı, sevecen bir insan olduk. Türk tarımına da iyi yönde katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz. Biz çiftçi değil, girişimciyiz. Bu bitki ilaç ve gübre istemiyor. Sadece güneş ve su istiyor. Suyu da çok az alıyor. Ama özünde her şeye faydası olan, dünyada radyasyon yanıklarına iyi gelen yegane bitkidir" diye konuştu.
Yılmaz "Türkiye'de ismi 'sarısabır' olarak geçiyor. Nedeni ise ilk dikimden itibaren içerisindeki jelin kaliteli olabilmesi için 3 yıl beklemeniz gerekiyor. Sabırlı olup bekledik. Şu an hasada başladık. İyi şeyler olacağına inanıyorum. Yurt dışından da jel ve yaprak olarak ciddi talepler var. Birinci önceliğimiz ülkemizin ihtiyacını karşılamak sonrasında Allah izin verirse yurt dışına açılmayı düşünüyoruz" dedi.