Ölüm korkusu olanlar dikkat

Ölüm korkusu olanlar dikkat

İşte, ölüm korkusuna yenik düşenlerin mutlaka bilmesi gerekenler...

Editör: Ali Öncü

Her insanda mevcut olan ölüm korkusunun en temel sebebi, insanın sınırlı yaşam süresinin olması ve pek çok durumda da aslında ölüm ile yüz yüze olması. Ölüm aslında kabullenilmesi gereken bir gerçek. Bu korku günlük hayatı etkiliyor. Peki nasıl kurtulabiliriz? İşte ölüm korkusuyla ilgili bilmemi gereken her şey…

ÖLÜM KORKUSU NEDENLERİ

Terleme, titreme, nefes almakta zorlanma, çarpıntı, karın ağrısı, kollarda ağrı, baş dönmesi, kasılma, hissizleşme, uyuşma, üşüme, ateş basması, bulantı, felç gibi kasılma, göğüste baskı hissi gibi pek çok farklı his aynı anda panik atak sırasında hissedilebilir. Bu farklı durumların her biri kişiye kalp krizi geçirdiğini hissettirebilir. Panik atak geçirenler genellikle kalp krizi geçirdiğini zannettiğini söylemektedir. Bu ataklar sırasında sakin olmaya çalışmak önemlidir. Bireylerin sabit bir noktaya bakarak sakin kalması, yardım istemesi ve hastaneye gidene kadar da derin derin nefes almaya çalışması gerekir. Bireyler ancak bu şekilde panik atak anında sakinleşebilir ve panik atağın sorunsuz şekilde atlatılmasını sağlayabilir.

YAŞANAN KAYIPLAR ÖLÜM KORKUSU MU?

Yaşanan kayıplar özellikle de yakın aile içinden ya da arkadaş çevresinden olursa çok daha etkileyicidir. Anneanne, dede, babaanne gibi aile büyüklerinin ölümü ise kişilerde bu kadar etkili olmayabilir. Anne, baba, kardeş ya da yakın arkadaşların kaybı ise özellikle de çocuklarda büyük etkiye sahiptir. Bu durumda çevrelerinde sevdikleri herkesi kaybetmekten korkabilirler.

CİDDİ HASTALIKLAR

Yaşanan ciddi hastalıklar ya da ciddi hastalığa sahip sevdiklerinin olması da kişileri büyük ölçüde etkiler. Özellikle de kanser gibi hastalıklar bireylerde mevcutsa ya da yakınlarında kanser gibi ciddi hastalıkları gördüyseler kişilerin ölüm korkusunun da güçlü hale gelmesi mümkündür. Bu korkunun ilerleyen dönemde hastalığın ciddiyetine göre artması da mümkündür. Hastalık eğer gerilerse ve iyileşirse kişilerin ölüm korkusunu yenmesi de çok daha kolay hale gelecektir.

İLERLEYEN YAŞA BAĞLI MI?

Yaşlanan kişiler hayatlarında neler yaptıklarını, neler yapamadıklarını, doğru ve yanlışlarını gözden geçirmeye başlar. Anılarını gözden geçiren kişiler henüz ölmek için genç olduklarını, yapacakları çok şey kaldığını düşünebilir. Bu kimi zaman yaşlı kişilere motivasyon bile sağlar. Ancak ölüm korkusunun gelişmesine de neden olabilir. Ölüm korkusu geliştiği zaman ise kişiler kendilerini suçlayabilir. Ölmekten aşırı korktukları için çeşitli rahatsızlıklara sahip olabilir. Bu tür durumlar yaşlanan kişiler için büyük bir risk oluşturmaktadır.

KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Hemen hemen her yaştan kişide ölüm korkusunun görülmesi mümkündür. Yine de ergenlik dönemlerinde ve yaşlılık dönemlerinde ölüm korkusunun çok daha ağır bastığı gözlemlenmiştir. Çocuklarda ya da yetişkinlerde de elbette ki ölüm korkusu görülebilir. Bu korkunun çocuklarda görülmesi için dış etkenler önemlidir. Çocukların zihninde bir ölüm kavramı mevcut değildir. Yakın çevreden birini kaybetmesi, tanıdığı birinin ölmesi, kendisinin ölüme yakın bir deneyim yaşaması çocukta ölüm kavramının ortaya çıkışını tetikler. Bu nedenle de çocukluk deneyimlerinin ölüm korkusu üzerinde önemli bir etken olduğu söylenebilir.

ÇOCUKLUK DÖNEMİ

Yaşanan kayıplar özellikle de yakın aile içinden ya da arkadaş çevresinden olursa çok daha etkileyicidir. Anneanne, dede, babaanne gibi aile büyüklerinin ölümü ise kişilerde bu kadar etkili olmayabilir. Anne, baba, kardeş ya da yakın arkadaşların kaybı ise özellikle de çocuklarda büyük etkiye sahiptir. Bu durumda çevrelerinde sevdikleri herkesi kaybetmekten korkabilirler.

ERGENLİK DÖNEMİ

Ergenlik döneminde görülen ölüm korkusu genellikle “hayalleri gerçekleştirmekten uzak olma” korkusu ile meydana gelir. Henüz ergenlik döneminde mesleği olmayan, hayalindeki hayata sahip olmayan, gitmek ya da görmek istediği yerlere gidememiş olan, düzenli bir ilişkisi bulunmayan gençler bunları hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceklerinden korkar. Bu da aslında ölüm ile ilişkilidir. Gençler hayallerindeki hayatı yaşayamadan ölme korkusuna kapılır. Bu da onların hayatlarını ölümleri üzerine kurgulamasına neden olur. Fevri davranışlar görülebilir, geleceği etkileyecek kararlar çok erken yaşta alınabilir. Bu durumlar ölüm korkusu ile ilişkilidir.

YAŞLILIK DÖNEMİ

Yaşlılık dönemindeki kişiler ayrıca artık ölüme çok yakın olduklarını düşünürler. Yaş olarak ilerlemiş kişilerin ölüme yakın olmayı hissetme durumu, ölümü kabullenememekten dolayı korkmalarına neden olur. Kişilerin ölümü doğal bir olay olarak görmemesi, onların ölmeye karşı olan korkusunu arttırır. Ölüm bir gerçektir ve yaşanacak olan bir durumdur. Bunu yaşlılık döneminde kabullenmek ise çok zordur. Kişiler birkaç gün içinde bile ölebileceklerini düşünerek kendilerini stres altına sokar. Bu nedenle de kaygıları giderek artabilir. Yaşlılık döneminde ölüm korkusunun görülmesi durumunda psikolog desteği almak çok önemlidir.

GÜNLÜK YAŞAMI ETKİLER Mİ?

Kişilerde görülen ölüm korkusu günlük yaşamı büyük ölçüde etkileyebilir. Her yaşta görülebilen ölüm korkusu farklı şekillerde günlük yaşama etki edebilmektedir. Çocuklardan yaşlılara kadar her yaşta görülen bu kaygı, günlük hayatta yapılabilecek olan fevri davranışlara ya da fazla dikkatli yaşamaya neden olabilir. Ayrıca kişiler ölmekten korktuğu için her hastalığı ölümcül algılayabilir. Bu durumda da günlük hayat içinden çıkılmaz bir hal alabilir.