Olmaz, beceremezsiniz!..
Açılım maskesiyle demokratçılık oynayan sahtekârlar başaramazsınız! Aynada Aziz Nesin’in tarif ettiklerini görüp, herkesi kendileri gibi sananlar, beceremezsiniz!
Bu memlekette defalarca ciddi aldatmalar yaşandı! İngiliz, Fransız, Haçlı taşeronları vatandaşlarımıza kalleş pusular attılar; soygunlar, tecâvüzler, cinâyetler yaptılar, sonra da yıllarca dünyaya Türkleri suçladılar!
Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Lozan’da, Mondros’ta, Sevr’de suçlu gösterebilmek ve parçalamak için ne lâzımsa yaptılar!
Senaryoyu bu kere Kürtler üzerinden uygulamak için müthiş ihânetler sergileniyor!
Bütün dünya, özellikle Haçlı bilir ki Türk’ün öfkesine dayanılmaz. Haçlı, onlarca kere birleşerek saldırmasına rağmen dalgakıran misâli çarparak paramparça olduğu “îman dolu serhad” di çok iyi tanır! O îman dolu sînedeki yüreğin merhâmetini de tanıyor Haçlı; “Kükremiş sel gibi bendini yıkan” îmanını da... Esâretten kurtulup hürriyet aşkına esîr olan duygusallığını da tanıyor Haçlı; “Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlı idi” tarifindeki kahramanlığını da...
Ev danası öküz olmaz ya! Anlamayan/tanımayanlar; bizim Aziz Nesin târifindeki ucuz, ’Dolma Kalem’ entellerimiz!
Kürt Açılımı, Daha Fazla Demokrasi ve Millî Birlik Projesi diye üç kere adı değiştirilen laçka bir planla, içi bomboş bir paketle Türk-Kürt çatışması hayaliyle ne lâzımsa yapılıyor!
Bir yanda demokrasiyi araç kullanan kurnazlar; diğer yanda terörizmi, anarşiyi araç kullanan sahtekârlar!
Biri mer’î yasalara göre Laikliğe Karşı Odak Olmak’tan suçlu ve sâbıkalı; diğeri defalarca teröre-teröriste yardım ve yataklıktan sabıkalı iki suç ortağı; Türk’le Kürd’ü çatıştırabilmek için ne lâzımsa yapıyorlar ama ol-mu-yoooor!...
Binlerce yıl aynı coğrafyayı paylaşmış, yüzlerce yıl aynı Kıble’ye yönelmiş, yüzlerce yıl aynı camilerde aynı saflarda, aynı âyet ve dualarla Allah’a el açmış; iki Türk evinden birinde mutlaka Kürt gelinin olduğu, iki Kürt evinden birinde mutlaka Türk yeğenin bulunduğu kan-can karıştırmış, birleşmiş, tekleşmiş milleti ayrıştırmayı, çatıştırmayı başaramıyorlar!
Kürtlerin kahhar çoğunluğu kırk bin insanımızın katiline yapıldığı iddia edilen yalan bahânelerle ilgilenmiyor ve Türk’ün kahhar çoğunluğu devletin verdiği yetki ve ünvanlarla psikopatlaşan karakter fukarası işkencecileri tecrît ediyor!
Açılım adıyla milleti ayrıştırma plânı olduğu artık görülen bu senaryonun ortak figûranlarına, demokrasiyi araç kullanan bu cumhuriyet düşmanlarına; sokakları yangın yerine, dağlarımızı ve kırsalımızı savaş yerine çevirttiren bu ucuz taşeronlara denilse ki; “Çekilin kenara! Mâdem bütün mesele İmralı yaşam koşullarının düzeltilmesi, mâdem ki olmadan huzûr olmayacak hayâllerden fazlasını yapalım! İmralı’daki cânîyi, katlettiği otuz bin Kürdümüz’ün ailelerine, kurşun sıktığı kundaktaki bebeklerin ana-babalarına; ellerinden yiyecekleri, hayvanları ve yetmemiş gibi oğulları-kızları zorla alınarak dağa götürülen ve Habur’da silah tehdîdiyle zılgıt attırılan Kürtlerimiz’e teslîm edelim! Olacakları da sadece seyredelim ne dersiniz?”
Ömür boyu hapse mahkûm bir caninin cezaevinden yönettiği örgüte teslim olmuş bir hükümet olabilir mi? Terörü siyasallaştırmış sahte demokrat DTP’lilerin tehdît olarak kullandıkları istifâyı, hükümet hiç düşündü mü? Kemirgenin kemirmesi, kediye veya tilkiye yem oluncaya kadardır vesselâm...