‘Okul forması ve kırtasiye soygunu devam ediyor’

‘Okul forması ve kırtasiye soygunu devam ediyor’

DES Genel Başkanı Avcı, okul kayıtlarıyla ilgili yaşanan sorunlar ve kayıt parası meselesi ile görevden alınan 7 bin okul müdürü konusu başta olmak üzere eğitim sistemindeki güncel problem ve gelişmeleri değerlendirdi

İkamet adreslerine göre onlarca kilometre uzakta, istemedikleri okullara yerleştirilen yahut bugüne kadar herhangi bir okula kayıt yaptıramayan yüz binlerce öğrencinin ve velilerinin bir çıkmaza sürüklenmeden ve haftalarca sürecek olan sistemdeki açık okulları takip etme işkencesinin son bulmasını isteyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Sendika genel merkezinde yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi; Öğrenci ve velilerimiz umutsuzluğa ve strese girmesinler. Sabırla beklesinler. TOEG bu yıl uygulanan yeni bir yerleştirme sistemi olduğu için bazı sorun ve sıkıntılar yaşanabiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı tüm bu sorunları ve şaibeleri çözmek için yoğun bir şekilde çalışıyor. Hiçbir öğrencimiz istemediği bir okulda ve bölgede okumayacak. Fakat eğitim sisteminde sık sık değişiklik yapmak ve milyonlarca öğrenci ve velimize çile çektirmek kimsenin haddi ve hakkı olmamalı. Eğitim sistemi her şeyiyle artık oturmalı, kurumsallaşmalı.

OKUL KAYIT PARASI VEYA ZORUNLU BAĞIŞ SORUNU
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın “Okullarda hiçbir şekilde okul kayıt parası alınmayacak” uyarısına rağmen bazı okullarda velilerden kayıt parası yahut zorunlu bağış adı altında para talep ediliyor. Özellikle kendi ilçe yahut bölgesinde olmayan bir öğrenciyi okula kayıt almak için binlerce liralık para talep ediliyor. Bazı okullarda bağış miktarı arttıkça öğrenci daha iyi sınıflara yerleştirilebiliyor. Oysaki ikamet adresi dışındaki okullara öğrenci kayıt ettirmek yasak. Kayıt ücreti de yasak. Her ne ad adı altında olursa olsun okullarda para toplanmasını doğru bulmuyorum. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın bu konulardaki hassasiyetine olan güvenimize binaen çağrıda bulunuyor ve okul yöneticileri ile kayıt yaptırmak isteyen velilerimizi karşı karşıya getirmeyecek, okulun güvenlik, temizlik, hizmetli gibi temel ve zaruri ihtiyaçlarını genel bütçeden karşılayacak makul bir çözüm sistemi oluşturulmasını istiyoruz.

OKULA BAŞLAMA MASRAFLARI EL YAKIYOR
Ders kitaplarının ücretsiz olması, kimi yoksul öğrencilerin ailelerine parasal desteklerin yapılması gibi müspet uygulamalara karşın bir öğrencinin okula başlarken sadece giysi ve kırtasiye masrafları en az 500 TL tutuyor. Sendikamı Ar-Ge birimince yapılan araştırmalara göre; buna ek olarak spor malzemesi, çanta, suluk ve ayakkabı masraflarıyla birlikte bu oran bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Okul servis masrafı ile birlikte; temel bir ihtiyaç olarak; yedek pantolon, gömlek, ayakkabı, kemer, yaka, çorap, kravat, spor malzemesi alınması durumunda giderler ikiye katlanıyor. Birden fazla çocuk okutan velilerin durumu daha sıkıntılı. Öte yandan lisede okuyan öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun dershanelere gittiği de göz önüne alındığında velilerimiz büyük bir maddi külfet ve sıkıntı içinde kıvranıyor. Özel okullarda ’Eğitim parası’adı altında alınan binlerce liranın yanında, birer müşteri gibi görülen veliler, kıyafet, kitap kırtasiye, servis, gezi ve etkinlik gibi bahanelerle soyuluyor. Özel okulların belirledikleri fiyatların ölçüsü maalesef yok. Veliye tercih hakkı bırakılmıyor. Veli o okulun yönlendirdiği yerden alışveriş yapmak zorunda bırakılıyor.

OKUL FORMASI VE KIRTASİYE SOYGUNU
Okullardaki ’forma’ve ’kırtasiye’soygununa dur denilmelidir. Daha masraflı olmasın diye serbest kıyafet yerine formayı tercih eden veliler, bin pişman hale geldi. Tek tişörte 75, pantolona 100 lira gömleğe 75 lira isteniyor. Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nı bu soyguna “DUR” demeye davet ediyoruz. Kimi okullar velileri, tek bir adrese gönderip, zorunlu olarak belirledikleri fiyattan kırtasiye ve kıyafet almayı dayatıyor. Okullardaki kıyafet seçimi ve fiyatı neye göre belirleniyor? Hükümet bu duruma el koymalıdır. Veliler neden sadece tek bir firmaya yönlendiriliyor? Firmaların okul ve yöneticilerle bir bağı var mı? Bütün bunlar araştırılmalı ve öğrenci-veli menfaati doğrultusunda düzenlenmelidir. Maliye Bakanlığının okulların kıyafetlerde uyguladığı fahiş fiyatları denetlemesini, kıyafet ve kırtasiyelerin kaliteli ve sağlıklı olup olmadığı incelemesini istiyoruz. Velilerimizin yani tüketicilerin hak ve hukuklarının ilgili kamu kuruluşları tarafından savunulmasını istiyoruz. Özellikle dar ve sabit gelirli aileler okul masraflarını karşılamakta büyük sıkıntı ve zorluklar yaşıyor. Yeni Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’na çağrıda bulunuyor ve yıllardır dağıtılan ücretsiz ders kitabı politikasının ve eğim destek uygulamalarının biraz daha geliştirilerek; okul yönetimlerince tespit edilen ihtiyaçlı ailelerin çocuklarının kıyafet, kırtasiye, beslenme, servis ücreti ve aylık harçlık giderlerinin devlet tarafından karşılanmasını istiyoruz. Eğitimin mutfağında çalışan öğretmen ve eğitim çalışanlarının çocuklarının da bu uygulamadan faydalanmasını öneriyorum. Bu sene başında çıkartılan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre, 4 yılını doldurmuş olan müdürlerin görevden alınması kararı çıkmıştı.  100 puan üzerinden yapılan değerlendirmede 60 puanı il milli eğitim müdürü ve iki şube müdürü kullanmış geri kalan 40 puan ise okulun en genç ve en yaşlı öğretmenleri, öğretmenler kurulunca seçilen iki öğretmen, okul-aile birliği başkanı ve yardımcısı ile öğrenci meclis başkanı tarafından verilmişti. Buna göre 4 yılını dolduran 16 bin okul yöneticisinden 7 bini, 75 puan altında kaldığı için görevden alındı. Görevden alınan okul müdürü ve alınacak olan okul idarecilerinin dile getirdiği haksızlık, adaletsizlik ve adam kayırma gibi şikâyetlerinin, müdürlükte kadrolaşma iddialarının ve eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde yaşanan sorun ve sıkıntıların çözümü demokratik, çağdaş ve eşitlikçi bir eğitim sisteminde yatmaktadır.

BAKAN AVCI’YA TAM DEMOKRATİK ADIM ÇAĞRISI
Biz sendika olarak öteden beri okul ve eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde demokratik bir usulü önermekteyiz. Bakan Sayın Nabi Avcı yeni yönetici atama mevzuatıyla; öğrenci, veli ve öğretmen temsilcilerinin önerilerini dikkate alarak aslında eksikte olsa demokratik bir uygulama başlatmıştır.  Bütün eğitim bileşenlerine yöneticilerin belirlenmesinde yetki veriliyor olmasını doğru buluyor ve destekliyoruz. Ancak milli eğitim müdürü ve iki şube müdürünün verdiği puan ile öğrenci, veli ve öğretmen temsilcilerinin verdiği puan oranları eşit olmalıdır ki demokratik bir sistem hayata geçirilmiş olsun. Aksi halde demokrasiyi sindirememiş bazı milli eğitim müdürü ve şube müdürlüğü yöneticileri bu durumu suiistimal etmeye ve başarılı birçok okul müdürünün mağdur olmasına neden olmaya devam edecektir.