Okan Bayülgen, yurt dışı anılarından aşka ve sevgiye dair bakışına, sosyal yaşamdaki farkındalıklarından kişisel alışkanlıklarına kadar hayatına dair her şeyi “İbrahim Selim ile Bu Gece” programında anlattı.
Okan Bayülgen, programın sevilen bölümü “Gözlerimin İçine Bak”ta İbrahim Selim’in “Hiç müthiş bir aşk acısı çektin mi?” sorusuna “Çok, her kadından… Ben psikiyatra filan da gittim. Sevilme arzusu işte bırakınca dünyam başıma yıkılıyor. Daha odun bir insan olmak isterdim işte inceliklerden uzak olayım falan filan gibi şeyler. Ama olmadı. Kompleksler, çocukluktan kalan yani hepimizde olan beni sevmeyecekler mi, beni çocukken neden evde bırakıp gittiler gibi ıvır zıvırlar yüzünden. Bütün bunlar toplanınca hayatta sevdiğin kişi kimse bütün bu olanlar ona patlıyor. Yıllar içerisinde kendimi olgunlaştırıp bunlardan kurtulmaya çalıştım. Çünkü en fena şey seni seven bir insana eziyet etmek. Dolayısıyla bunu yapmamak için kendimi donatmaya, durdurmaya çalıştım sanıyorum ki biraz olsun başarabildim. Hakikaten sizi seven bir insanı düşünün; seni sevmiş yani ne suçu var? O seni sevmiş, seni korumak, gözetmek istiyor ya da hastalanırsan üzülüyor. Başkasının umurunda değilsin ki. O seni seviyor niye ona eziyet ediyorsun? Bu vesileyle kendimi ehlileştirdim, son 10 senedir de uslu bir çocuk olduğumu düşünüyorum.” cevabıyla İbrahim Selim ve stüdyodakileri oldukça etkiledi.
“Yaşarken hiçbir arkadaşıma en iyi arkadaşımsın demedim”
Okan Bayülgen, İbrahim Selim tarafından sorulan “En yakın arkadaşının en yakın arkadaşın olmasının üç sebebi nedir? sorusuna “Beni aramaması, onu fazla görmemem ve ölmüş olması diyebilirim. Yani yaşarken hiçbir arkadaşıma en iyi arkadaşımsın demedim. Ama ölmüş olması çok büyük bir kazanç samimi söylüyorum bunu. En azından dondurabiliyorsun yani sana bir kazık atmadan, saçma sapan bir şey söylemeden veya onunla ilgili herhangi bir hayal kırıklığı yaşamadan hafızanda öylece kalabiliyor. O yüzden en yakın arkadaşlarım genç yaşta ölen arkadaşlarım. Ben öldüğüm zaman da birilerinin en yakın arkadaşı olacağım.” yanıtıyla İbrahim Selim ve stüdyodakileri önce güldürdü sonra hüzünlendirdi.