Bazen dolabın kapağını açtığınızda ne alacaktınız diye düşünürsünüz. Ya da arkadaşınızla konuşurken bir şey söylemek istersiniz ama tam sıra size geldiğinde ne diyeceğinizi hatırlayamazsınız. Bu gibi durumlar sizi mahcup edebilir ama aslında çok yaygındır. Psikologlar buna "Kapı Sendromu" diyor.
Bu sendrom, insan zihninin nasıl çalıştığını anlamamıza yardımcı oluyor.
Bu özelliği anlamak için bir örnek vermek daha kolay olabilir. Bir kadın öğle arası verir ve 3 inşaat işçisiyle karşılaşır. İlk işçiye ne yaptığını sorar. İşçi, "tuğla diziyorum" der. Kadın ikinci işçiye de aynı soruyu sorar. İkinci işçi, "bugün bir duvar örüyorum" der. Sonra üçüncü işçiye sorar. Üçüncü işçi, "bugün bir gökdelen yapıyorum" der.
Bu örnek, "büyük resmi" görmek gerektiğini söyleyen bir hikaye gibi görünebilir. Ama aslında bu örnek, bir şey yapmak için farklı seviyelerde düşünmemiz gerektiğini söylüyor. Üçüncü işçi en geniş bakış açısına sahip olsa da, bir gökdelen yapmak için tuğlaları doğru şekilde dizmesi gerekiyor. İlk işçinin yaptığı gibi.
Hayatımızda insanların düşünme şekilleri bu seviyeler arasında değişir; amaçlar ve hedefler, planlar ve stratejiler ve en somut eylemler. İşler yolunda gittiğinde, yapmak istediğimiz şeye odaklanırız ve sorun olmaz. Mesela tecrübeli bir sürücü iseniz, vitesi otomatik olarak değiştirirsiniz ve trafiğe bakarsınız. İşler rutin olmadığında ise, genel bakış açısını bir kenara bırakıp o anda yaptığımız şeye odaklanırız. Mesela sürücünün, tehlikeli bir viraja yaklaştığında konuşmayı kesmesi gibi.
"Kapı Sendromu", dikkatimizin bu seviyeler arasında geçiş yaptığı zaman ortaya çıkar ve hafızamızın gücünü gösterir.
Odanıza anahtarlarınızı almaya girdiğinizi ve odada ne yapacağınızı birden unuttuğunuzu hayal edin. Psikolojik olarak olan şu: Yapmak istediğiniz eylem, planınızın bir parçası olarak unutulmuş. Ama büyük ihtimalle bu eylem, "Evden çıkmak" gibi daha büyük bir planın içindedir. Hatta bu da, "İşe gitmek" gibi daha büyük bir planın içindedir. Her seviyede dikkat gereklidir. Bu karmaşık planı uygularken bir yerde, aklınıza "anahtarlar" gelmiştir. Ama "anahtarlar" hakkında bir plan yapmaya başladığınızda, bir sonraki seviyeye geçmişsinizdir.
Mesela işe gittiğinizde yapmanız gerekenleri düşünmüşsünüzdür. Tıpkı sirkte çubuklarda tabak çeviren birinin arada bir tabakları düşürmesi gibi, hafızamız amaçlarımızı düşünürken benzer şekilde kayabilir. Bu hem fiziksel hem de zihinsel ortamımızla ilgilidir.
"Kapı Sendromu", hem fiziksel hem de zihinsel ortamımızı değiştirdiğimizde yaşanır. Yani farklı şeyler düşünürken, farklı bir mekana gireriz ve unuturuz... Bu da, planlarımızla karmaşık eylemleri nasıl yönettiğimizin bir kanıtıdır. Yani hayatımızın gökdelenini yaparken, doğru tuğlayı doğru yere koyabilmemizi sağlar.