MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'af' çıkışıyla dikkatleri üzerine çekmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetten karşılık bulamamasına rağmen konunun takipçisi olacağını ifade etmişti.
Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocak'tan, Bahçeli'nin bu çıkışını köşesine taşıdı. Bahçeli'nin "Seçime 1 hafta 10 gün kala bir talimat ile isyan başlatırlar ise ne olur?" sözlerine dikkat çeken Ocak'tan, "Ama MHP lideri neredeyse her gün cezaevlerinde ‘isyan’ çıkabileceğine ilişkin uyarılar yapmasına rağmen kimse çıkıp, “Bir dakika sayın Bahçeli, siz ne yapmak istiyorsunuz, bir bildiğiniz mi var?” diye sorma gereğini bile duymuyor." ifadelerini kullandı.
Ocaktan'ın "Cezaevlerinde isyan çıkarsa Bahçeli ne yapar?" başlıklı yazısı şöyle:
"Devlet Bahçeli’nin durup dururken tuhaf bir şekilde “kader mahkumları”ın affedilmesini gündeme getirmesi şu ana kadar pek alıcı bulabilmiş değil. Zira işin muhatabı olan AK Parti iktidarı bu öneriyi anında reddetti. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan da, gündemlerinde böyle bir konunun olmadığını en sarih bir dille ifade etti.
Ancak Bahçeli’yi durdurmak pek mümkün gözükmüyor. Her açıklamasında biraz daha vites yükselterek ‘af’ konusunun takipçisi olacaklarını ısrarla söylemeye devam ediyor.
Doğrusu MHP liderinin hızlandırılmış af önerisi konusunda kafalar biraz karışık ve de yorumlar muhtelif. Mesela en çok merak edilen ve soru şu: “Acaba Bahçeli’nin kader mahkumları tanımının içinde, halen cezaevinde bulunan mafya kırıntıları da bulunuyor mu?”
Açıkçası ben, geçmişte daha çok MHP’nin kapsama alanı içinde bulunan ve bugüne kadar da bu çevreleri partiden uzak tutmaya çalışan Bahçeli’nin böyle bir niyet içinde olduğu kanaatinde değilim. Ancak insanlar af ısrarının arkasında başka saikler aramaya devam ediyorlar. Mesela deniyor ki; Bahçeli ülkücü camianın önemli bir bölümünü kaybetti, bir başka deyişle Meral Akşener’e kaptırdı. Dolayısıyla, MHP lideri tam seçime giderken yeni bir hamle yaparak, en azından karışık işlerden cezaevine düşmüş ülkücü kökenliler üzerinden sempati oluşturmaya çalışıyor.
Doğrusu çok da mantıksız değil, ama ben Bahçeli’ye hala böyle bir durumu yakıştırmakta sıkıntı çekiyorum. Eğer MHP için böyle bir ihtiyaç hasıl olmuşsa, Bahçeli’nin işi gerçekten zor demektir.
Ancak beni esas ilgilendiren konu bu değil, AK Parti’nin kanatları altına sığınarak kendini garantiye alan Bahçeli’yi de düşünecek halimiz yok herhalde...
Soru şu; MHP lideri cezaevlerinde ‘isyan’ ihtimalini neden dillendirdi?
Devlet Bahçeli’nin şu cümlelerini dikkatle okuduğunuzda eminim sizin de zihninizde bir takım soru işaretleri oluşacaktır: “Cezaevindeki hayat, insan onuruyla pek bağdaşmayan bir hayattır. Bu zemini işledikleri takdirde Türkiye, büyük bir felakete sürüklenebilir. Gezi olaylarından çok daha korkunç ve çok daha gaddar olur. Cezaevindekiler kader kurbanı olmaktan çıkıp FETÖ’nün, PKK’nın kurbanı haline gelir, seçime 1 hafta 10 gün kala bir talimat ile isyan başlatırlar ise ne olur? Kader kurbanı olan insanları ayıklayıp dışarı çıkartın, Türkiye biraz rahatlasın, rehabilite olsun.”
MHP liderinin haklı gerekçeleri olabilir, ayrıca siyasi partilerin toplumsal sorunlar konusunda taleplerini ve çözüm önerilerini sunmalarında yadırganacak bir durum da yok. Ama eğer bir parti lideri cezaevlerinde ‘isyan’ tehlikesinden söz ediyorsa mesele ciddi demektir. İktidarın küçük ortağı olan Bahçeli, böyle bir tehlikeyi dillendirdiğine göre demek ki bir bildiği var.
Ancak anlamadığım, Bahçeli ısrarla ‘isyan’dan söz ederken, ne iktidar kanadından ne de başka kesimlerden ciddi bir tepki gelmemesidir. Eğer böyle bir durumu, faraza ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu ya da bir başka muhalefet lideri dillendirmiş olsaydı, muhtemelen ya bölücülük ya da kaos çıkarmakla suçlanırdı.
Ama MHP lideri neredeyse her gün cezaevlerinde ‘isyan’ çıkabileceğine ilişkin uyarılar yapmasına rağmen kimse çıkıp, “Bir dakika sayın Bahçeli, siz ne yapmak istiyorsunuz, bir bildiğiniz mi var?” diye sorma gereğini bile duymuyor. Galiba bu işler bizim anlayabileceğimiz bir evrende gerçekleşmiyor... Ya da sahiden Bahçeli’nin biz fanilerin aklının ermediği ve de eremeyeceği bir dokunulmazlığı var.
Ancak yine de şimdiden bir yere not düşmekte yarar var; yarın gerçekten cezaevlerinde bir isyan çıkarsa acaba Bahçeli bu durumu nasıl izah edecek? Açıkçası hiç arzu etmeyiz ama, eğer Bahçeli’nin kehaneti gerçekleşirse, bunun bir isyan teşvikçiliği olarak algılanmasından endişe ederim."